Bölüm 44

410 58 16
                                    

Günaydınlaar! 🌸 Öncelikle bu pazar günü benim gibi KPSS'ye girecek bütün herkese iyi şanslar! Umarım her şey çok güzel olur. 😌🙏🏻 Hikayemize gelirsek, biraz daha uzun yazmayı tercih ettiğim bölümümüzle karşınızdayım! Daniel'a ne olacak ve Sophie bunu nasıl karşılayacak? Alec , Elizabeth ve Jerry'yi bulmaya yaklaştı mı? Ve en önemlisi Elizabeth'in gizli sığınağını bulan kişi kim? Bütün bunların cevabı için yeni bölümümüz sizi bekliyor! İyi okumalar, haftaya görüşmek üzere! 🐥🦋


Önceki bölümde...

Bu yaşanılanların ilk defa kendi başına gelmediğini ve son da olmayacağını bilerek; masum ve suçsuz kadınlar ile çocukların daha fazla incinmeyeceği bir dünya yaratmak için çabalayacaktı. Düşüncelerinden kararlı ve mutlu bir şekilde, farkında olmadan dudağındaki yarayı bile temizlemişti. Sessizce Jerry'nin yanına gittiğinde çocuğun huzurla uyuduğunu gördü. İstemsizce gülümseyerek çocuğu saçlarından öptü. Öpünce de ikisinin de yıkanmaya ihtiyacı olduğunu fark etti. Ama bu daha sonra düşünülecek bir şeydi. Şimdi yiyecek bir şeyler bulmak için etrafta dolaşmalı ve bir şeyler pişirmeliydi. Merdivenlerden inmeden önce aşağı bir göz attı. Minik hayvanların hareketleri dışında herhangi bir şey fark edememişti. Temkinli bir şekilde aşağı inerken, yukarıdaki hareketlenmeyi fark eden Blue, hevesle merdivenlerin dibine gelip Elizabeth'i beklemeye başladı. Elizabeth de onu fark edince içindeki küçük endişeye engel olamadan yavaşça son adımını attı ve ayağını yere bastı. Hayvanı rahatlatmak için başının üstünü sevgiyle okşadı. "Şimdi yemek bulamamız gerekiyor Blue. Ne yapsak acaba, nereye gitsek?" Blue anlamış gibi sarmaşıkların ormana açılan tarafına yöneldiğinde Elizabeth gülümsemek üzereydi. "Demek buradasın minik kuş!"

Askerlerin ikisi Daniel'ı, McAlister klanına getirdiğinde gün ağarmış, kalenin avlusu kalabalıklaşmış, askerler talime başlamış ve herkes görevlerinin başına geçmişti. Sophie ise kalenin avlusunda volta atıyor, gitmelerinin üzerinden saatler geçtiği halde neden hiçbir haber alamadığını düşünüp duruyordu. Klandan hiç kimsenin bu operasyondan ya da dün gece olanlardan haberi yoktu. Tabi mutfak çalışanları dışında. Onlar ister istemez dün gece yaşanılanları biliyorlardı ama, konuşmamaları gerektiğini net bir şekilde anlamışlardı. Endişeyle dudağını ısırdığında kalenin arkasında oluşan hareketliliği ve Eric'in oraya doğru koşuşturmasını görünce hızlı adımlarla oraya yöneldi. Kalbi kulaklarında atarken iki askerin kucağında birisini taşıdıklarını gördü. İçinden Tanrı'ya dua ediyordu. "Lütfen kötü bir şey olmasın!" Ama birisine kesinlikle bir şeyler olmuştu. Sophie gelene kadar gelen askerler kalenin arka kapısından içeri girmiş, arkalarında da yerde parıldayan kan izleri bırakmışlardı. Elini korkuyla ağzına götürerek hızla kapıya yönelip içeri girdi. Kan izlerini takip ederek Eric'in kaledeki doktor odasının önünde buldu kendini. Kapalı olan kapıyı hızla açarak içeri girdiğinde yaralı askerin başında bekleyen iki asker ve Eric kendisine döndü. Askerler yaralı olanın kıyafetlerini Eric'in talimatlarına göre çıkarmaya çalışırken Eric de hızlı adımlarla Sophie'ye yaklaştı. "Güzel kızım, dışarı çıkman gerekiyor. Lütfen!" Sesinin yumuşaklığı Sophie'yi etkilememişti bile. Eric'i geçerek askerlerin yanına ilerledi ve baygın olarak kanlar içinde yatan askeri gördü. Bu Daniel'dı! Gözlerine dolan yaşlara engel olamayarak dehşetle adamın kandan görünmeyen göğsüne, yüzüne sıçramış kan lekelerine ve uzandığı yerden sarkan eline baktı. "Ah, yüce Tanrı'm, ne oldu böyle!" Eric askerlere başıyla işaret etti. "Leydim şimdi dışarı çıkmalısınız. Eric yarasını temizleyip dikecek. Bunu görmek istemeyebilirsiniz." Sophie akan gözyaşını elinin tersiyle sildi. "Hayır, burada kalıp her şekilde Daniel'a destek olacağım." Askerleri iterek, yatağın yanında bulunan sıcak su dolu kovanın içinden temiz bir bez çıkardı ve Daniel'ın çıplak göğsünü temizlemeye başladı. Askerler ve Eric onu şaşkınlıkla izlerken, kimsenin ne düşündüğü ya da ne düşüneceği umurunda değildi. Artık sırf insanların kendi kurallarına uygun olmayacak diye kendini kısıtlamayacaktı. Çünkü hayat, bunları düşünmek için çok kısa ve tesadüfiydi.

Hayallerin Yolculuğu ✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin