İblis Kılıç Konferansı (3)

503 66 5
                                    


Deniz Tanrısı Arenası tamamen sessizleşti. Dört Kutsal Efendi bir yerde toplanmıştı. Güçleri ve prestijleri gökyüzünü ve denizi kaplamak ve tüm kıtanın gözünü korkutmak için yeterliydi.

Denizlerin Egemeni Qu Fengyi kafasını kaldırdı ve yavaşça siyah iz ile lekelenen güneşe doğru bakarken ciddi bir şekilde konuştu: "On Üç Yıldız Hizalanması oluşmak üzere. Son aylardaki tüm hazırlıklar bu an içindi. Kıtanın kahramanları da bu İblis Kılıcının sırlarını açığa çıkarmak için burada toplandı. Eğer İblis Kılıcının sırları gerçekten arzularımızın karşılığını verirse bu kıtamız için büyük bir fırsat olur."

Denizlerin Egemeni, Huangji Wuyu'ya baktı: "Bu olay Yüce Okyanus Sarayında yapılsa da İblis Kılıç Konferansı sadece bize ait bir şey değil. Bu tüm kıtadaki tüm kaynak dünyasına ait bir olay. Kardeş Huangji dördümüz arasında en kıdemli sensin ve senin sesin de en büyük ağırlığa sahip. Bu nedenle bu konferansı temsil etmek için en uygun sensin."

"Hehehe." Huangji Wuyu hızlıca güldü: " İblis Kılıcı, Kılıç Efendisi Xuanyuan tarafından elde edildi, bu nedenle onun kılıç üzerindeki bilgisi de en derindir. Konferansı sunması için Kılıç Efendisi Xuanyuan'ı seçmeliyiz. Onun bu etkinlik için benden daha uygun olduğunu düşünüyorum."

"Pekala o zaman!" Xuanyuan Wentian büyük bir gülüş attı ve tüm kalbi ile bu öneriyi kabul etti: "Madem durum bu, ben Xuanyuan Wentian, bunu memnuniyetle kabul ediyorum."

Sesi solarken Xuanyuan Wentian sağ avucunu kaldırdı ve soluk beyaz bir kılıç ışını avucundan çıkarak gökyüzüne doğru fırladı.

Bir anda kılıç ışını üç yüz metreden daha uzun bir büyüklüğe ulaşarak Xuanyuan Wentian'ın elinde üç yüz otuz üç metrelik bir kaynak kılıcına dönüştü. Ardından bağrırken aşağıya doğru savurdu.

Clang!!

Devasa ışık perdesi tek bir darbe ile kesilerek açıldı. Işık parçalanırken sayısız parça her yere dağıldı. Göz açıp kapayıncaya kadar havada kayboldular ve gizlenen görüntü de ortaya çıktı.

Herkes arenaya doğru döndü. Işık perdesinin kaybolmasının ardından arena tamamen ortaya çıkmıştı.

Arena kilometrelerce genişliğindeydi ve o anda herkes devasa bir kaynak formasyonunun içinde olduğunu fark etti. Bu kaynak formasyonunun kaynak ışığı yoğun değildi. Bazen parlıyor bazen de kararıyordu. Aydınlanma sıklığı da aşırı yavaştı. Kaynak formasyonunun sınırları arenanın sınırlarına kadar ulaşıyordu ve temelde her yeri kaplıyordu.

Kaynak formasyonunun merkezi aynı zamanda arenanın da merkeziydi. Orada zifiri karanlık bir kılıç havada nazikçe süzülüyordu. Kılıcın gövdesi mürekkep gibi siyahtı. Kabaca iki metre uzunluğunda ve yirmi santim genişliğindeydi. Kare bir kulpu vardı ve bıçak kısmının, kulp kısmının kenarındaki bölümünde iki sıra dışı işaret bulunuyordu. Biri yakından bakarsa bu kanlı bir hilal ayın ortadan bölünmüş hali gibiydi.

Bu şeyler dışında, kılıç bir aura yaymıyordu ve içinden de herhangi bir güç veya ışık da yayılmıyordu. Bunun yerine tamamen hayatsız gibiydi.

"Demek bu... Efsanevi Cennetsel Günah İlahi Kılıcı." Yuanba usulca konuşmaya devam etmeden önce haykrımadan edemedi: "O kadar da sıra dışı gözükmüyor."

Yun Che'nin bakışı tamamen kılıcın üzerindeydi. Gözleri kılıcın bedenini inceledikten sonra kan renkli kırık ay simgesinde durdu.

İblis Egemeni bu kılıcın gerçek isminin 'Ay Katleden İblis Kılıcı' olduğunu söylemişti!

Üstelik bu kan renkli kırık ay da 'Ay Katleden' ismine uyuyordu... Yani bir hata yoktu!

Herkes bu kılcı 'Cennetsel Günah İlahi Kılıcı' olarak bilse de sadece Yun Che bunun gerçek bir İblis Kılıcı olduğunu biliyordu!

Against The God (ATG) (4.kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin