"Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıç ilkel zamanlardan beri var olan bir şey. O İlkel Kaos Aleminin çekirdek gücü ve temelinden üretildi ve aynı zamanda İlkel Kaos Alemindeki ilk kılıç. O her bir kılıç ve her bir silahın atası! Yedi Cennetsel Kaynak Hazinesinin birinci sırasında yer alıyor ve cennete karşı gelici bir güç barındırıyor. Efsanelere göre gücü olmayan bir kişi bile onu kullansa mavi semayı kolaylıkla kesebilir ve gökleri yok edebilir."
Jasmine efsanevi kılıcı sönükçe tarif etti ve onun doğduğu dünyada bile bu kılıç efsanevi bir şeydi.
"Tanrıların Çağı sırasında bu kılıcın ismini duymayan kimse yoktu. Ancak onun sahibi, ki bu kayıtlardaki tek sahibi olan üç Yaratıcı Tanrının lideri 'Mo E'nin ilahi özü tamamen dağıldığında ve ömrü sona erdiğinde Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıç da iz bırakmadan kaybolmuş. Kimse onun izine bile rastlamamış. Ta ki yedi yüz bin yıl sonraya dek. İlkel Kaosun merkezinde Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıç bir kez daha ortaya çıkmış."
Yun Che: "..."
Jasmine gözlerini kapadı, sanki uzak bir hatırasını düşünüyormuş gibiydi ve ardından acelesiz şekilde anlatmaya devam etti: "İlkel Kaosun ortasında yer aldığı için Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıç Tanrı ve İblis Irkları tarafından aynı anda fark edilmiş ve ikisi de onu kendileri için istemiş. Çünkü Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıca sahip olarak tüm İlkel Kaos da üstün bir güce de sahip olacaklarmış. Bu tanrıların hiçbirinin karşı koyamayacağı bir şeymiş."
"Bu nedenle Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıcı elde etmek adına İlkel Kaosun Güney bölgesindeki Tanrılar Dünyası ile Kuzey bölgesindeki İblis Dünyası şiddetli bir savaşa girmiş. İlk başta iki taraf da kılıcı elde etmek için savaşıyormuş. Savaş şiddetlendikçe iblislerin elinde yok olan tanrıların sayısı arttığı gibi tanrılar tarafından gömülen iblislerin sayısı da artmış ve nefret giderek yayılarak savaşı giderek şiddetlendirip daha fazla iblis ve tanrının ölmesine neden olmuş. Ve bu da düşmanlığı şiddetlendirmiş..."
Yun Che aydınlansa da bir cümle onlarca kez kalbinde kükremişti... Bunların Fen Juechen ile ne ilgisi vardı?!
"Bu şiddetli savaş otuz bin yıl sürmüş ve İblis ırkı yavaşça çökmeye başlamış, onların İlkel Kaosun Kuzeyindeki bölgeleri bile tanrılar tarafından yavaşça ele geçirilmeye başlanmış. İblis ırkının kalanları İlkel Kaosun köşesine çekilmeye zorlanmış..."
"Çaresizlik içindeki İblis ırkı, sonuçlarını düşünmeden karşı saldırı yapmaya başlamışve bunun sonucunda da onların bile kıyaslanamayacak kadar dehşete düştüğü tabu eşya olan..."
"Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı'nı kullanmışlar!!"
Jasmine'nin kaşları bu isimden bahsettiğinde bir anlığına titredi, sanki bu hatıra Gerçek Tanrıların bile titrediği aşırı dehşet verici bir varlığa aitti.
"Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı?" Yun Che hafifçe şok oldu ve ardından hatırladı: "Yedi Büyük Cennetsel Kaynak Hazinesinin iki numarası ve Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıçtan sonra gelen Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı mı?"
"Aynen öyle." Jasmine gözlerini bir kez daha kapadı: "Her ne kadar o iki numaralı Cennetsel Kaynak Hazinesi olsa da ve Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıçtan sonra gelse de onun dehşeti Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıçtan çok daha fazla! Sadece katletme ve yok etme kapasitesiyle bile muhtemelen Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıcı aşıyor!"
"Cenneti Cezalandırıcı Atasal Kılıç, İlkel Kaousun en saf ve en kutsal gücü tarafından doğdu ve o en güçlü ve kutsal kılıç. Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı ise öte yandan onun tam zıttı olarak İlkel Kaousun en karanlık ve en kötü gücünden doğdu ve en aşırı, en dehşet verici negatif enerjisini içeriyor. Enerjisi etkinleştirildiğinde diğerleri şöyle dursun tanrılar bile onu kontrol edemiyor. Bu nedenle Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı her zaman İlkel Kaosun Kuzey bölümünde yer alsa da İblis ırkı her zaman onu tüm güçleri ile mühürleyip izole ederek gücünü kullanmak şöyle dursun yanına yaklaşmaya bile cüret edememişlerdir. Onlar Tanrı ırkı ile aralarındaki savaş sırasında sürekli geri çekilseler bile asla Uğursuzluk Bebeğinin Sonsuz Musibet Çarkı'nın gücünü kullanmayı düşünmemişlerdir."