Not: Selam dostlar şuan Toplam ATG serisi 700 Bölüm olduk nasipse 1000 Bölüme kadar devam etmek isterim ama sizin desteğiniz çok önemli normalde 10 Oyda 1 bölüm atacaktım ama bir tane okuyucunun abuk subuk konuşması yüzünden ilk 100 Bölüm Yayınladım yani Toplu bölüm geleme nedenlerinden biride buydu gerçi onunda engelledim umarım Gelecek hayatında mutlu olur neyse. Arkadaşlar sizden zor birşey istemedim istemem de sizden tek istediğim hikayenin haketiği değeri alması belki bir bölümü 10 oya ulaştırmak hiçte zor olmadı 1 günde 10 oy albiliyormuş onu fark ettim buna rağmen hâla özelden bana mesaj yazıp Laga Luga ediyorlar bunu yapmayın engelerim benden birşey kaybolmaz bu sizin karakteriniz bu beni alakadar etmez sonuçta kimin nasıl yaşadığı bilmiyorum,Şimdi 100 bölüm kadar yayınladım hepsi 10 oy sınırı geçtiğinde (Yani 100 bölüm ×10 oy ) Toplu Bölüm gelmeye devam edecek inanıyorum ki el birliği ile başaracaksınız. yani bu kadar diyeceklerim keyifli okumalar olsun şimdiden oy veren ellerinize sağlık yeni Toplu Bölümde Görüşüne kadar Hoşçakalın ...
___&&&_________&&&&_____
Her ne kadar Feng Hengkong içten içe rahatlama nefesi alsa da Yun Che'nin alaycı sözlerinin karşısında kalbindeki öfkeyi bastıramamıştı ve bu da öldürme niyetinin katlanarak yükselmesine neden olmuştu. Anka Tanrısı Heykelini geri döndürecek yeteneği yoktu ve bu yüzüne yapıştırılan bir hakaretti. Şu anki İlahi Anka İmparatoru olduğundan bu aşağılama İmparatorluğun kayıtlarına geçerek asla silinmeyecekti.
"Yun Che... Güzel... Sen gerçekten iyisin!" Feng Hengkong daha fazla onun nasıl bir günde buraya gelebildiği ile ilgilenmedi. Bunun yerine alçak sesle konuştu: "Üç sene önce, bir şekilde dişlerini sıka sıka hayatta kalmayı başarmışsın... Ama hayatını bu kadar heba etmek istemeni beklemiyordum!!"
İlahi Anka Tarikatının büyükleri ve prensleri burada toplanmışlardı ve buna ek olarak oldukları konuma en hızlı hızları ile birçok anka öğrencisi de yaklaşarak Yun Che'yi sıkıca saran büyük bir düşman topluluğu oluşturuyorlardı.
Bu tarikatlarının tarihindeki ilk kez bu derecede tetikte oldukları zamandı. Ayrıca ilk kez böyle büyük bir savaş formasyonu oluşturdukları zamandı.
"Bu aslında sensin!" İlahi Anka Veliaht Prensi Feng Ximing, Yun Che'ye inançsızlık ile bakarken gözleri dışarı doğru paylayan yoğun bir nefret ile parladı. O Yun Che'nin hala hayatta olduğunu öğrenen ilk kişilerden biriydi. Xue'er ile ilgili olan şeyler nedeniyle Yun Che'ye olan nefreti Feng Hengkong'unkini bile aşıyordu... Ancak bu nefretin büyük kısmının tarikatı ile ilgisi yoktu. Bunun yerine bu engin öldürme niyetini ortaya çıkaran şey onun yoğun kıskançlığıydı!
"Seni haddini bilmez ve cahil köpek! Üç sene önce tarikatımız olanları unutarak seni affetti ama sen yine de tarikatımızın büyük kapısını ve bizim Anka Tanrısı Heykelimizi yok etmeye cüret ettin!" Yeni ulu büyük Feng Feilie Yun Che'yi parmağı ile gösterirken tüm bedeni kızgınlıktan titriyordu: "On binlerce kez ölsen bile bu günahın temizlenemeyecek!!"
"Hahahahah!" Yun Che kafasını geriye doğru atarken kahkaha kükreyişi attı ama ifadesi ile sesi aniden kararıp soğumuştu: "İlahi Anka Tarikatının uyuz yaşlı köpekleri, sizin hala beni eleştirmeye yüzünüz mü var?! Benim Mavi RÜzgar Ülkem asla sizin ülkenize karşı yanlış bir harekette bulunmadı ve bin yıldır tek bir sefer bile aksatmadan size haraç ödedik, yani size karşı nasıl bir suç isledik?! Ancak bu son üç sene de nedensiz bir şekilde ülkemize geldiniz, şehirlerimizi yok ettiniz, insanları öldürdünüz ve ülkemde kanlardan nehirler ve cesetlerden dağlar oluşturdunuz. Sayısız masum insan ellerinizde can verdi ve çok fazlası da evsiz kaldı! Yaşlılar, kadınlar ve çocuklar bile bağışlanmadı! Üç sene içinde huzurlu ülkemi dehşet dolu bir cehenneme çevirdiniz!"