Cang Yue'nin kararı

377 64 6
                                    

Cang Yue böyle bir şeyin olacağını asla düşünmemişti. Hengkong'dan tamamen nefret ediyordu ama böyle beklenmedik bir durumu kendi gözleri ile görse bile inanmaya cüret edemiyordu, tamamen afallamıştı. Sadece yanındaki Yun Che'ye yalvaran gözler ile bakıyordu: "Eşim... Bu tam olarak ne demek..."

"İlk önce onların kalkmasına izin ver." Yun Che konuştu: "İçeride her şeyi açıklayacağım."

Cang Yue hafifçe onayladı ve kendine gelip birkaç adım ileri çıktı. Xue'er karşısında, elini uzattı ve konuştu. "Küçük Kız Kardeş Xue'er lütfen kalkın. Küçük Kız Kardeş Xue'er oldukça asil ve emsalsiz bir statüye sahip. Böyle büyük bir nezaket beni bile oldukça dehşete düşürüyor."

Xue'er başını eğdi ve usulca konuştu: "Mavi Rüzgar İmparatoriçesinin sözleri çok kibar... Günahları taşıyan biri olarak Xue'er'in diz çökerek mağfiret dilemesi gerek. Ben sadece İmparatoriçe Cang Yue'nin kızgınlığını dindirebilmeyi diliyorum."

Cang Yue kafasını sallarken uzanıp Xue'er'in kalkmasına yardı metti. Xue'er'i gördüğünde bu dünyada böyle rüya gibi bir varlığın olduğuna dair hayret etmeden edemiyordu. Eğer cennet tarafından sevilen tek bir kız olduğu düşünülürse bu sadece önündeki genç kız olabilirdi.

"Her ne kadar Mavi Rüzgar Ülkesinden hiç çıkmamış olsam da İlahi Anka İmparatorluğunun Prenses Kar'ının ismini birçok kez duydum. Ama şu an kendi gözlerim ile gördüğümden söylentilerden çok daha güzel olduğunu fark ediyorum." Cang Yue konuştu.

Bir kişiye karşı olan aşırı kızgınlık ve nefret o kişinin sevdiklerine de kolaylıkla sıçrayabilirdi ama Xue'er karşısında Hengkong'dan nefret eden Cang Yue en ufak bir içerleme hissetmiyordu. Belki de bu dünyada kimsenin ondan nefret etmesi mümkün olmayabilirdi.

"Feng Hengkong, sen de kalk." Cang Yue bir kez daha dönerken sesi soğuk ve sakin hale geldi: "Burası konuşmamız için uygun değil. Mavi Rüzgar Salonuna giderken beni takip edin!!"

Yun Che'nin gözleri ile verdiği sinyale bakan Cang Yue Dongfang Xiu'ya doğru konuştu: "Saray Şefi Dongfang dışarıyı koruyun ve birinin girmesine izin vermeyin. Ayrıca gördüğünüz şeyden başkasına bahsetmeyin."

"Emredersiniz." Dongfang Xiu hafifçe eğildi, ardından Hengkong'a baktı. Tam Cang Yue'ye dikkatli olması için uyarı yapacağı sırada... Xue'er ve Hengkong'un kefaret için eğildiğini düşündü ve hemen sözlerini yuttu.

Cang Yue, Yun Che, Hengkong ve Xue'er Mavi Rüzgar Salonuna gittiğinde Dongfang Xiu ve diğerleri birbirine baktı ve bazıları kendilerine gelemeyecek kadar afallamışlardı.

"Tam olarak ne oluyor? O gerçekten.... İlahi Anka İmparatoru muydu?" Feng Yunlie gözleri genişlemişken sordu. Kafası neredeyse patlayana kadar düşündükten sonra bile demin olanları anlayamıyordu... O kişi tüm dünyaya tepeden bakan İlahi Anka İmparatoru idi!!

Her ne kadar ikisi de bir ülkenin yöneticisi olsa da Mavi Rüzgar Ülkesinin bir generali olarak Feng Yunlie 'Anka Yöneticisi' ve 'Mavi Rüzgar Yöneticisi'nin tamamen farklı boyutta ağırlıklara sahip olduğunu kabul etmeden edemiyordu! Hengkong'un buraya gelişi zaten şok ediciyken Mavi Rüzgar İmparatoriçesinin önünde diz çökmesi ve pişmanlık içinde af dilemesinden bahsetmeye bile gerek yoktu.

"O gerçekten de İlahi Anka Ülkesinin İmparatoru Feng Hengkong. Ben onu üç sene önce görmüştüm." Yuanba oldukça emin bir şekilde konuştu.

"... O genç kız, efsanevi Prenses Kar olabilir mi?"

"Mn, o Prenses Kar. Ama onun da gelmesini beklemiyordum... Gerçi üç sene önce onun eniştem ile arasındaki ilişki oldukça iyiydi." Yuanba kafasını kaşıdı.

Against The God (ATG) (4.kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin