7:15
"Rüzgar, kahvaltı sofrası seni mi bekleyecek?"
Rüzgar annesinin beşinci seslenişiyle gözlerini ovalaya ovalaya açtı. Normalde sabahları çok dinç uyanmasına rağmen bu aralar hep uyumak istiyordu. Doktor bebek yüzünden bitkin olabileceğini söylemişti ama bu kadarını beklememişti Rüzgar çünkü yataktan hiç çıkası gelmiyordu.
"Geliyorum birazdan."
Mutfak aşağıda olmasına rağmen pişen her şeyin kokusu burnuna dolunca yüzünü buruşturarak ayağa kalktı. Her sabah mide bulantısıyla uyanmaya alışmıştı ama hiç kustuğu olmamıştı. Barış'ın ona verdiği taktikleri uyguluyor, en olmadı dikkatini midesinin üzerinden çekebilmek için başka şeylerle uğraşıyordu. Bir şekilde idare ediyordu işte. Zaten doktor kontrolü yarındı. Bebeğinin iki hafta içinde ne kadar büyüdüğünü görmek için can atıyordu.
Elini yüzünü yıkadıktan sonra sakin adımlarla merdivenden aşağıya indi. Artık her şeye ekstra dikkat ediyordu. Annesinin senelerce bol su içmesi gerektiğine dair söylenişlerini hiç umursamamıştı ama şimdi bebeği için en az iki litre su içiyordu.
"Günaydın."
"Günaydın, ne uykusu bu böyle?"
Rüzgar annesinin söylediği şeyi takmadan parmağıyla yanağını gösteren babasına gülümseyerek, yanağına ufak bir öpücük kondurdu. Sandalyesine oturduğunda annesinin elinde çay fincanıyla hâlâ kendisine baktığını görünce, "Gece iyi uyuyamadım." diye mırıldandı. Annesi fincanı elinden bırakıp parmaklarını birbirine geçirdi.
"Gece uykusu çok önemli Rüzgar. Göz altlarının, şu yüzünün hâline bak. Kahvaltı etme bugün, detoks suyu iç de vücudundaki ödemler gitsin."
Tabağına henüz bir tane salatalık almış olan Rüzgar annesinin sözleriyle bakışlarını yüzüne çevirdi. Zaten durmaksızın bulanan midesi yaşadığı stres yüzünden deli gibi çalkalanmaya başlayınca Rüzgar istemsizce kaşlarını çattı.
"Kahvaltı yapmak istiyorum."
Annesi kendisine karşı gelmiş olmasıyla, "Anlamadım?" dediğinde Rüzgar geri adım atmadı. Bu zamana kadar onun dediği her şeyi yapmıştı ama artık yapmayacaktı. Doktor beslenmesine dikkat etmesi gerektiğini söylemişti ve sevgilisi de kahvaltı öğününü atlamamasını rica etmişti. Bu yüzden detoks suyu içmek istemiyordu Rüzgar, bebeği için besleyici şeyler yemek istiyordu.
"Karnı aç çocuğun, bırak da yesin yemeğini."
Babası anında savunmaya geçtiğinde bu sefer de annesinin delici bakışlarının hedefi o oldu. Annesi çok otoriter bir kadındı, bu yüzden babasının sözü evde pek geçmiyordu ama Rüzgar'a kıyamadığı için onu hep korumaya çalışıyordu. Genelde başarılı olamıyordu ama denemesi bile yeterdi Rüzgar için, babasını çok seviyordu.
"İyiliği için konuşuyorum ben onun, düşmanı değilim. Kalk sofradan Rüzgar."
Sert tavrı yüzünden Rüzgar'ın gözleri dolmaya başladı. Elini karnına sarıp başını önüne eğdi. Düzenli bir şekilde nefes alıp veriyor, bulantısını geçirmeye çalışıyordu ama bu sefer başarılı olamıyordu. Her an kusacak gibiydi.
"Kime diyorum, kalksana."
Annesinin bağırışı midesini daha çok bulandırdığında sandalyesini hızlı bir şekilde ittirip elini ağzına bastırarak banyoya koşturdu Rüzgar. Sonunda korktuğu başına gelmişti işte, kendini daha fazla tutamamıştı. Kapıyı kilitleyip klozetin önüne çökerek içindekileri çıkarmaya başladı. Bir yandan bu histen nefret ettiği için deli gibi ağlıyor, diğer yandan kusmaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭
Teen Fiction[TAMAMLANDI] -MPREG- Rüzgar kendi bebekti, bir bebeğe nasıl bakabilirdi? Eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ve erkeklerin doğum yapabildiği bir evrende geçmektedir💞 25.11.2023 26.08.2024