19:22
Barış karnına bir öpücük kondurduğunda Rüzgar gülümseyerek kocasının saçlarını okşadı. Ekin de aynı şekilde kardeşine sulu bir öpücük verdiğinde Rüzgar güldü bu sefer. Babası ne yaparsa onu taklit ediyordu. Onun da saçlarını okşayıp yatakta biraz aşağıya doğru kaydı. Bugün niyeyse beli ağrıyordu. Belki de güzel kızı sonunda büyüyor olabilirdi. Bu yüzden beli ağrıdığı için hiç mutsuz değildi.
"Özdemir erkekleri, bugün ne oluyor size böyle? Kızımı öpücüklere boğdunuz."
Barış güzel kızından bir saniye bile ayrılmak istemediği için eve geldikleri andan beri Rüzgar'ın dizlerinde yatıyor, başının ağrısını bahane ederek gözlerini hiç açmıyordu. Çünkü açarsa sevgilisinin dolu kahvelerini fark edeceğini biliyordu. İçine titrek bir nefes çekip dudaklarını karnına bastırdı yine, acıdan bayılmak üzereydi.
"Kardeşim beni görebilir mi baba?"
Rüzgar masum oğlunun yumuşacık olan saçlarını sevmeye devam ederken, "Hayır oğlum, göremez ama duyabilir. Onunla istediğin her şeyi konuşabilirsin." dediğinde Ekin başını dizlerinden kaldırıp oturur pozisyona geçti. Tişörtünü yukarı doğru sıyırdığı için açıkta olan karnına minik elini koyup incitmekten korkarcasına narince sevdi kardeşini.
"Sen yoğurt sever misin?"
Söylediği şey kıkır kıkır gülmesine sebep olduğunda onun tepkisini de merak ettiği için bakışlarını kocasına çevirdi. Kaşlarının çatılı olduğunu görünce gülüşü yavaş yavaş solmaya başladı. Başı sahiden de çok ağrıyor olmalıydı.
"Barış?"
Barış gözlerini açmadan, "Hm." dediğinde Rüzgar kocasının yanağını okşadı.
"Çok mu ağrıyor başın?"
Barış başını sallayıp, "Çok." dediğinde Rüzgar eğilerek alnına bir öpücük bıraktı.
"Masaj yapmamı ister misin?"
Elini saçlarına çıkardığında Barış, "Sağ ol aşkım." dedi. Elini tutup avuç içine bir öpücük bıraktı önce. Sonra eline yaslanıp bedenini karnına doğru çevirdi. Başı ağrımıyordu. Sadece çok mutsuz ve çok çaresizdi.
Bu zamana kadar hastalarla ve hasta yakınlarıyla empati yapmanın yanlış olduğunu savunan kişilerin sözlerini hiç takmamıştı Barış. Özellikle Rüzgar'ın başına gelenlerden sonra onların da duyguları olduğunu ve kötü şeyleri bu kadar acımasız bir şekilde duymamaları gerektiğini kendine tembihleyip durmuştu. Çünkü bir gün yeniden onlardan birinin yerinde olabileceği ihtimalini çok iyi biliyordu ve kimsenin kendisiyle sevdiği biri hakkında acımasızca konuşmasını istemezdi. Bugün başına gelen şey ise tam olarak bundan ibaretti.
Belki bebeklerinin hiçbir şeyi yoktu, belki tamamen sağlıklıydı ama hocası yüzüne karşı gebeliğin sonlandırılabilme ihtimalini büyük bir soğukkanlılıkla söylemişti. Canlı bir bebeği almaları gerekebileceğini hiç acımadan öyle bir söylemişti ki Barış o andan beri kendine gelememişti.
Karnında oynayıp duran, tekmeleriyle yüzlerini güldüren bebeklerinin onlardan koparılabilme ihtimalini Rüzgar'a nasıl söyleyebilirdi? Eğer imkanı olsaydı testleri o fark etmeden yaptırır, korkmaması için elinden geleni yapardı ama ondan saklayabilmesi imkansızdı. Bir şekilde söylemek zorundaydı ama yüreği el vermiyordu böyle zor bir şeyi sevgilisine anlatmaya. Cesaretini topladığı anda Rüzgar'ın o güzel bal gözlerinden akabilecek yaşları düşünüyor, kendiyle verdiği mücadeleyi kaybedip yeniden sessizliğe gömülüyordu.
Bir de bunu Ekin'e anlatmak vardı. Tabi ki kardeşinin hasta olabileceğini söyleyemezlerdi ama eğer ki en kötü senaryo gerçekleşip de bebeklerine kavuşamazlarsa Ekin'e kardeşinin gelemeyeceğini söylemek ikisi için de büyük bir ızdırap demekti. Barış düşündüğü şeyler yüzünden nefes alamaz hale geldiğinde Rüzgar'ın dizinden kalkıp hızlı bir şekilde doğruldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭
Roman pour Adolescents[TAMAMLANDI] -MPREG- Rüzgar kendi bebekti, bir bebeğe nasıl bakabilirdi? Eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ve erkeklerin doğum yapabildiği bir evrende geçmektedir💞 25.11.2023 26.08.2024