٭45٭

3.6K 378 159
                                    

06:54

Rüzgar kucağında Ekin'le beraber odanın içinde dolanıp onu uyutmaya çalışırken Barış'a, "Kahvaltı yapmayacak mısın?" diye sorduğunda Barış telefonunu cebine atıp yatak odasından çıktı.

"Hayır."

Rüzgar yüzüne bile bakmamasıyla dudağını büzerken peşinden gidip dış kapının önünde yakaladı kocasını.

"Hastanede ye o zaman, aç durma."

Barış ceketini üstüne geçirip kapıyı açtı. Çıkmadan önce Rüzgar'a ters bir bakış attığında Rüzgar bakışlarını kaçırdı.

"Merak etme Rüzgar, bütün kızları etrafıma toplar öyle yerim yemeğimi."

Rüzgar kurduğu cümleyle başını yere eğdi. Dün gece dünyanın en ama en saçma kavgasını ettikleri için Barış'ın ona çok kırgın olduğunu biliyordu. Özür dilemeyi denemişti ama bir türlü cümlelerini toparlayamıyordu.

"Söyleme öyle."

Sesi fısıltıdan farksızdı çünkü çok utanıyordu.

"Ben söylemiyorum zaten Rüzgar. Dün gece sen söyledin bunların hepsini."

Adıyla seslendikçe kalbi binbir parçaya bölünüyormuş gibi hissettiği için, "Rüzgar deme bana." diye sitem etti Barış'a. Ağlamamak için alt dudağını dişlerken Barış yüzüne baktı. Önce bir şey söyleyecek gibi oldu, sonra bir şey demeden kucağında uyuklayan bebeklerini alnından öptü. Kendisini öpmeden kapıdan uzaklaştığında Rüzgar'ın gözleri doldu. Onu öpmeden gidecek oluşu kalbini acıtıyordu.

"Barış, özür dilerim."

Ağlamaklı bir ifadeyle yüzüne baktığında Barış yumuşamaktan korktuğu için bakışlarını üzerinden çekti hemen.

"İçeri gir."

"Aşkım-"

"Akşam konuşalım Rüzgar, şimdi içeri gir."

Hâlâ adıyla sesleniyordu. Gece de hiç sarılmamıştı. Ona asla kıyamayan kocası, yaptığı aptallığının cezasını onu kendinden mahrum ederek kesiyordu. Onu daha fazla sinirlendirmek istemediği için kafasını sallayıp, "Dikkat et." diye mırıldandı.

"Sen de."

Asansöre binmek üzereyken kapıyı kapatsın diye gözlerinin içine baktığını görünce kapıyı hemen kapattı Rüzgar. Kapatır kapatmaz tuttuğu göz yaşlarını serbest bıraktı.

"Baban beni öpmedi."

En yakın arkadaşı oğlu olduğu için Barış'ı uyuyan oğluna şikayet ettikten sonra akan burnunu çekip Ekin'i beşiğine yatırdı. Biraz mızmızlanınca üstünde dönen oyuncakların düğmesine basıp odanın içine tatlı bir ninni dolmasını sağladı. Uyuduğuna emin olduktan sonra odasından çıkıp kapıyı kapattı.

"Öpmedi beni."

Salona yürürken bir yandan da içli içli ağlamaya devam ediyordu Rüzgar. Eğer onu sinirlendirecek bir şey yapmış olsaydı birkaç cilve ile olayı çözebilirdi ama bu sefer durum hiç de öyle değildi. Bu sefer Barış'ın kalbini kırmıştı ve ne kadar kırıldığını bakışlarında bile görebiliyor olmak Rüzgar'ı çok üzüyordu.

Ağlamaktan içi dışına çıktığında kızarmış burnunu peçeteye silip telefonunu eline aldı. Böyle konularda ona en çok destek olan kişilerden birinin numarasını tuşlayıp telefonu kulağına koydu. Kocasını kırmış olmakla tek başına mücadele edemiyordu.

"Alo."

Rüzgar sesini duyduğu an dudağını büzdü. Kendisini sabahın köründe bile telefonunu açabilecek kadar çok sevdiğini biliyordu. Zaten Rüzgar da onu çok seviyordu. Bu yüzden hiç çekinmeden, ağlaya ağlaya Aylin ablasını yanına çağırdı.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin