٭95٭

1.8K 255 140
                                    

16:24

Rüzgar ıslattığı bezin fazla suyunu sıkıp onu da kenardaki ufak kasenin içine, az önce sıktığı bezlerin yanına gönderdi. Bez sıkmaktan acıyan ellerini ovuşturduğu sırada telefonu çalınca banyodan çıkıp yatak odasına geçti. Barış'ın aradığını görünce hiç beklemeden açtı telefonu.

"Alo."

"Güzelim, nasılsın?"

Pek iyi değildi.

"İyiyim aşkım, sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim. Bugün biraz geç çıkacağım da, onu haber vermek için aradım bebeğim. Acil bir ameliyat çıktı, ona gireceğim. Sen yemeğe bekleme beni, tamam mı?"

Barış'ı bir an önce görmek isteyen tarafını engelleyemediği için gözleri anında dolarken, "Çok mu geç geleceksin?" diye sordu. Oysa ki bütün gün kocasının eve geleceği anın hayalini kurmuştu.

"Ne desem yalan olur sevgilim. Ameliyat ne kadar sürer, bilmiyorum. Neden sordun, bir şey mi oldu?"

Ameliyata gireceğini söylediği için onu endişelendirmek istemedi Rüzgar. Yoksa aklı onlarda kalırdı. Yanlarına gelme imkanı da yoktu. Bilmemesi şu an en doğrusuydu.

"Bir şey olmadı, kocamı özledim."

Duyduğu şeyden fazlasıyla memnun olduğunu belli eden karizmatik kıkırtısı kulağına dolduğunda o da gülümsedi. Saatlerdir ilk defa gülümsüyordu.

"Ben de seni çok özledim güzel sevgilim. Çocuklar ne yapıyor, sesleri çıkmıyor hiç."

Barış ne zaman arasa telefonu kapmak için ortalığı yıktıklarından dolayı bu sessizlik ona garip gelmiş olmalıydı. Çocuklarını çok iyi tanıyordu. Dünyanın en harika babasıydı.

"Uyuyorlar aşkım."

"Bu saatte mi?"

"Hava soğuk ya, biraz yorulunca mayıştılar hemen."

Barış'a yalan söylemekten nefret ediyordu ama başka çaresi yoktu. Eve geldiğinde vaziyeti görecekti zaten, şu an gireceği ameliyat çok daha önemliydi.

"Anladım sevgilim. İkisini de öp benim yerime. Seni eve geldiğimde bizzat ben öpeceğim."

Rüzgar gülerek, "Tamam sevgilim, öperim." dedi. Gülüyor olmasına rağmen gözleri dolu doluydu.

"Seni çok seviyorum, görüşürüz canımın içi."

"Ben de seni çok seviyorum, görüşürüz aşkım."

Telefonu kapatıp yatağın üstüne fırlattıktan sonra gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle sildi. Kendini çok kötü hissediyordu. Ağlamanın hiçbir faydası olmadığını bildiği için daha fazla oyalanmadan yatak odasından çıktı. Evdeki bu sessizlik sinirini çok bozuyordu.

Salona girdiğinde bakışları yer yatağında uzanan oğlunu buldu. Gözünün önünde olsunlar diye odalarına yatırmamıştı. Zaten bu kadar gerilmişken bir de Asel'in koltuktan düşmesi gibi bir ihtimali göze almak istemediği için de yere yatak yapmıştı.

Elini Ekin'in alnına koyup ateşine baktı. Daha iyiydi ama hâlâ olması gerekenden sıcaktı. Asel'in ateşini kontrol etmek için Ekin'in üstünden yan tarafa doğru eğildi. Örtüyü kenara çektiğinde karşılaştığı boşluk şoka uğramasına sebep oldu. Panikle ayaklandığında Ekin de hafif uykusundan uyanarak, "Baba." dedi.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin