٭9٭

6.4K 394 243
                                    

23:24

Barış evin kapısını açıp Rüzgar'ın geçmesine izin vermeden kapının tam girişinde durdu. Rüzgar ona merakla bakarken gülümseyerek anında kucakladı onu. Gecenin bir vakti apartmanda Rüzgar'ın kahkahası yankılandı.

Boynuna sıkı sıkı tutunurken, "Barış, ne gerek vardı aşkım?" dediğinde Barış kapıyı ayağıyla kapatıp Rüzgar'ın yanağına yumuşak bir öpücük kondurdu.

"Nasıl ne gerek vardı, adet böyle değil miydi?" dediğinde Rüzgar kıkırdadı.

"Aşkım hamileyim ben, adetlere pek uyduğumuz söylenemez." dediğinde omuz silkti Barış. Yatak odasının kapısını açıp hafif yan dönerek ışığı yaktı. Rüzgar'ı yatağa bırakırken, "Hamileler de eve kucakta girebilir. Hatta en çok onların hakkı kucaklanmak." dediğinde gülümsedi Rüzgar.

"Öyle diyorsan öyledir kocacım."

Barış söylediği şeyle onu yeme isteğiyle dolup taşarken, "Kocan seni yer." diyerek boynundan art arda birkaç tane öptü. Huylandığı için kıkır kıkır gülen sevgilisine son bir öpücük daha verdikten sonra doğrularak elini boynundaki kravata attı. Hafifçe çekiştirip gevşetti.

"Aşırı yoruldum."

Rüzgar da yattığı yerden doğrulup, "Ben de." diye mırıldandı. Üstündeki beyaz gömleğin düğmelerini çözerken Barış da gömleğini üstünden sıyırdı. Kemerini çözmeye başladığı sırada, "Ama değdi, bundan sonra resmi olarak benimsin." dediğinde Rüzgar gülümseyerek başını salladı. Mutlu mutlu sırıtırken, "Sen de benimsin." diye mırıldandı.

Sonunda evlenmişlerdi.

Tam da istedikleri gibi sade bir nikah olmuştu. Barış'ın ailesinden ve Rüzgar'ın babasından başka kimse gelmemişti. Hatta nikah şahitleri bile üçü olmuştu. Kimsesiz gibi evleniyor olmak istemsizce buruk hissetmelerine sebep olsa da, asıl önemli olanın kendi mutlulukları olduğunu anlayınca üzülmeyi bırakmışlardı. Yanlarında kimse olsun ya da olmasın, ikisinin beraber olması yeterliydi.

Nikah çıkışı ise küçük bir kutlama yapmak amacıyla yemek yemeye gitmişler, Barış'ın annesinin sürpriziyle ufak da bir pasta kesmişlerdi. Kısacası, yüzlerinden gülümsemenin eksik olmadığı bir gece olmuştu. Rüzgar annesinin yanında olmayışının eksikliğini hissetmiş olsa bile babasının varlığından dolayı bunu aklına getirmemeye çalışmıştı. Zaten babası da kötü hissetmesin diye elinden geleni yapmıştı.

"Bizimkiler iyi anlaştı bence, sence?"

Rüzgar altındaki dar pantolonu çıkarmaya çalışırken, "Bence de." diye cevap verdi Barış'a. Dar pantolonlar giymeye bayılıyordu ama hamileyken giymesi çok zordu. Bu yüzden henüz karnı yokken hevesini almaya çalışıyordu.

"Babalarımızın birbirlerini tanımasına ne diyorsun?" dediğinde güldü Rüzgar. Daha önce bir organizasyonda ufak bir sohbetlerinin olduğunu öğrenince ikisi de çok şaşırmışlardı. Bu sayede kaynaşmaları da daha hızlı gerçekleşmişti. Onlar iş konuşurlarken Barış'la Rüzgar da Barış'ın annesiyle sohbetler etmiş, Canan Hanım Rüzgar'ı bir saniye bile yanından ayırmamıştı.

Neden böyle yaptığını anlıyordu Rüzgar, annesinin eksikliğini hissetsin istemiyordu. Bir şekilde yerini doldurmaya çalışıyordu. Rüzgar hepsine minnettardı. Babasına, Barış'a, Barış'ın ailesine.. Güzel kalpleri için hepsine ayrı ayrı minnet duyuyordu.

"Çok sevindim anlaşmalarına Barış, ödüm kopuyordu birbirlerini sevmezlerse diye."

Barış altına bir eşofman geçirdikten sonra hâlâ pantolonuyla cebelleşen sevgilisini yatağa oturtup pantolonunu aşağıya doğru çekti. O kadar dardı ki, kendi başına sökemiyordu.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin