10:24
"Aa."
Ekin kardeşinin kalp atışlarını duyduğu için heyecanla olduğu yerde birkaç kez zıpladı.
"Haftasına göre kalp atışları oldukça güçlü."
Rüzgar bir eliyle oğlunun, diğer eliyle kocasının elini sıkı sıkı tutarken yüzünde güzel bir gülümsemeyle bebeğinin kalp atışlarını dinlemeye başladı. Doktorunun söylediğine göre sekiz haftalıktı. Rüzgar durmadan test yapıyor olmasına rağmen inatçı bebeği iki aylık olana kadar kendini göstermemişti. Belki bir kan tahlili yaptırsa daha çabuk öğrenebilirlerdi ama aynı Ekin'de olduğu gibi ilk başlarda hiç belirtisi olmamıştı. Neyse ki ufak duygu değişimleri ve mide bulantılarıyla birlikte sonunda öğrenebilmişlerdi.
"Kardeşim nerede?"
Söylediği şeyle doktor amcası minik oğlanı kucağına aldı hemen. Ekin çok tatlı olduğu için bir sene içinde hastanenin maskotu olmuştu. Bu yüzden onu tanımayan yoktu.
"Bak Ekin, burada kardeşin."
Ekin doktor amcasının gösterdiği yere bakıp, "Göremiyorum ki." dediğinde Barış dejavu olmuş gibi hissettiği için gülümsedi. Dört sene önce bu cümleyi güzel bebeği oğulları için kurmuştu. Şimdiyse oğulları kardeşi için kuruyordu. O kadar tatlılardı ki Barış her zamanki gibi şeker hastası olmaktan endişe duyuyordu.
"Çok küçük olduğu için göremiyorsun babacım. Biraz büyüdüğünde rahat rahat görebilirsin."
Ekin inatla, "Şimdi göreyim." dediğinde doktor Ekin'e ekrandaki ufak karartıyı gösterdi.
"Parmağımı koyduğum yerde kardeşin. Bak, minicik."
Ekin yüzünü ekrana yaklaştırıp kardeşini görmeye çalıştı. Her yer o kadar karanlıktı ki bir türlü göremiyordu. Siniri bozulduğu için pufladı.
"Çok siyah bu resim. Renklisi yok mu?"
Rüzgar kıkır kıkır gülüp, "Birkaç ay sonra olacak aşkım, biraz sabret." dediğinde Ekin, "Tamam." dedi keyifsiz bir şekilde. Sonra aklına gelen şeyle Barış'a döndü.
"Kardeşim neden yuvarlak?"
Barış oğlunu doktorun kucağından alıp, "Yattığı için öyle görünüyor aslanım." dediğinde Ekin, "Hm." dedi. Kardeşini göremediği için morali bozulmuştu. Bu yüzden surat asıyordu.
Barış, "Bitti mi soruların?" dediğinde, "Bitti." deyip omzuna yattı. Gece kardeşiyle zaman geçirmek istediği için ikisinin ortasında yatmış, geç saatlere kadar da uyumamıştı. Barış'la Rüzgar da hevesini kırmamak için bir şey dememişlerdi. Bu yüzden çok uykusu vardı.
"Ben vitaminlerini yazıyorum. Sen nasıl kullanman ve nelerden uzak durman gerektiğini biliyorsundur zaten. Hayırlı olsun."
Rüzgar gülümseyerek, "Evet, biliyorum. Teşekkür ederiz." dedi. Karnındaki jeli sildikten sonra yattığı yerden doğruldu. Jelin o soğukluğunu bile çok özlemişti. Aslında özlediği bu duyguyu tekrar yaşıyor olmaktı. Karnında yeniden bir can büyüteceği için çok heyecanlıydı.
Hep beraber odadan çıktıklarında Barış uyumasın diye Ekin'i kucağından indirdi hemen. İlk kontrolleri olduğu için onun da yanlarında olmasını istemişlerdi. Bu yüzden yarım saatliğine oğullarını kreşten çalmışlardı.
"Sen gidip dinlen güzelim, ben bırakırım Ekin'i."
Rüzgar kıkır kıkır gülüp, "Nasıl dinleneyim aşkım, çalışıyorum." dediğinde Barış güzel bebeğinin saçlarını okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭
Teen Fiction[TAMAMLANDI] -MPREG- Rüzgar kendi bebekti, bir bebeğe nasıl bakabilirdi? Eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ve erkeklerin doğum yapabildiği bir evrende geçmektedir💞 25.11.2023 26.08.2024