7:23
Rüzgar son kahvaltılığı da masaya koyduktan sonra mutlu bir şekilde gülümsedi. Dün akşam Barış evde olmadığı için erkenden yatmış, bu yüzden sabahın köründe çok enerjik bir şekilde uyanmıştı. Önce oğluyla biraz zaman geçirmiş, küçük yaramaz attığı tekmelerle Rüzgar'ın yüzünü güldürmüştü. Sonra da kalkıp kocasına sürpriz bir kahvaltı hazırlamıştı Rüzgar. Normalde Barış nöbetten geldiğinde uyuyor olduğu için bu kahvaltı gerçekten de sürprizdi.
"Baba ne zaman gelir acaba?"
Rüzgar eli karnında bir şekilde masanın kenarında dikilirken patates kızartmasını tırtıklamaya başladı. Barış gelmeden yemek istemese bile aç ve hamile bir insandı o. Bu yüzden yemek gördüğünde dayanamıyordu.
Kapının kilit sesini duyduğunda patates olan parmaklarını yalayıp peçeteye sildi. Sonra hızlı adımlarla kapıya ilerledi. En sonuna kadar kilitlediği için hâlâ kapıyı açmakla cebelleşen kocasına yardımcı olarak yüzünde kocaman bir gülümsemeyle kapıyı açtı Rüzgar.
Barış kendisini karşılayan bebeğine şaşkınlıkla bakarken Rüzgar, "Hoşgeldin aşkım." diye cıvıldadı. Kilidin üstündeki anahtarı çekip kenardaki sehpanın üstüne attıktan sonra içeri girdi Barış. Sarılmak için kıpırdanıp duran sevgilisine yorgun bir gülümsemeyle, "Hoşbuldum bebeğim." dedi.
Rüzgar sarılmadığı için dudağını büzüp kollarını öne uzattığında Barış kapıyı kapatıp kendisine yavru kedi gibi bakan sevgilisine döndü.
"Bir duş alıp üstümü değiştireyim, öyle sarılalım Rüzgar'ım."
Çok sakin bir şekilde söylediğinde bir şey demeden kafasını salladı Rüzgar. Normalde eve üstünü değiştirmeden gelmezdi ama bu sefer üzerinde üniformaları vardı. Bu yüzden sarılmak istememesini anlıyordu, hastaneden geldiği için Rüzgar'ın hasta olma ihtimaline karşı tedbir alıyordu.
"Bir öpücük alırım ama." dediğinde Rüzgar gülümseyerek dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu.
"Kahvaltı hazırladım, çabuk gel tamam mı?" dediğinde Barış kafasını salladı. Başka bir şey demeden yatak odasına ilerlediğinde Rüzgar arkasından baktı. Normalde sabahları uyanık olmadığı için eve geldiğinde Barış direkt yanına yatarak ona sıkıca sarılır, beraber biraz uyurlardı. Rüzgar uyandığında ise beraber kahvaltı yaparlar, sonra Barış biraz daha uyurdu.
Bu olaylar gerçekleşirken ise hiçbir zaman yüzü asık olmazdı. Bu yüzden Rüzgar bu hâlinin normal mi yoksa anormal mi olduğunu anlayamıyordu çünkü nöbetten döndüğündeki hâlini pek bilmiyordu. Kendisine her zaman güleryüzlü olduğu için de az önceki hâli yüzünden biraz garip hissettmişti ama üzerinde durmadı.
"Baba dün gece çok yorulmuş sanırım." diye kendi kendine mırıldanarak sofraya oturdu. Önündeki erik suyundan bir yudum alıp bardağı masaya bıraktı. Canan annesi bebeğiyle ikisine vitamin olsun diye kaynatmıştı.
Barış'ı beklerken televizyona dalarak eski bir dizinin tekrarını izlemeye başladı Rüzgar. Eskiden televizyon izleme süresi bile sınırlı olduğundan hangi dizi olduğunu da hiç bilmiyordu. Ağzına bir patates daha attığı sırada ıslak saçlarını karıştırarak yanına gelen sevgilisini gördü. Sarılmak istediği için yağlı parmaklarını tekrardan yalayıp peçeteye sildi.
Ayağa kalkıp karnının el verdiği kadarıyla Barış'ın kollarının arasına girdi. Altı aylık hamile biri olarak kocasına sarılmaya çalışmak Rüzgar'ı çok zorluyordu. Barış kokusunu içine çekip boynuna birkaç tane öpücük bıraktığında Rüzgar da parmak uçlarında yükselip yanağını öptü. Dudaklarını boynuna sürtüp yeni duş aldığı için temiz kokusunu içine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭
Teen Fiction[TAMAMLANDI] -MPREG- Rüzgar kendi bebekti, bir bebeğe nasıl bakabilirdi? Eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ve erkeklerin doğum yapabildiği bir evrende geçmektedir💞 25.11.2023 26.08.2024