18:54
"Nolur eve dönelim, ayaklarımı hissetmiyorum Barış."
Barış daha yarım saattir yürüyor olmalarına rağmen sızlanmaya başlamış olan bebeğinin elini sıkı sıkı tutup ona destek olmaya çalıştı.
"Biraz daha dayan bebeğim. Yolun sonuna kadar yürüyelim, sonra otururuz." dediğinde Rüzgar mızmızlansa da sözünü dinleyerek kafasını salladı. Rüzgar kendi başına yürüyüş yapmak istemediği için Barış nöbetten gelince biraz uyumuş, sonra Rüzgar'ı zorla dışarı çıkartmıştı. Daha doğrusu yürüyüşten sonra evde film gecesi yapacaklarını ve abur cubur yiyeceklerini söyleyerek aklını çelmişti. Zaten yarın izinli olduğu için rahattı. Bu yüzden akşamı ve yarını tamamen Rüzgar'ına aitti.
"Bu ayakkabılar benim ayağımı vuruyor."
Rüzgar yalpalaya yalpalaya yürürken çıktıklarından beri her şeyi bahane ediyor oluşuna rağmen Barış bu sefer ona inandı çünkü ayaklarının şişmiş olması muhtemeldi. Bu yüzden Rüzgar'ı kenardaki banka doğru yürütmeye başladı.
"Gel bakalım, otur şöyle."
Rüzgar banka oturup altından alev çıkan ayaklarını öne doğru uzattı. Barış önünde eğilip bileğinden tutarak, "Neresi acıyor?" diye sordu. Rüzgar arkasını gösterdiğinde Barış ayakkabısını ayağından çıkararak yara olmak üzere olan yere baktı. Kenarına hafifçe dokunduğunda Rüzgar yüzünü buruşturunca acısını alabilmek için üflemeye başladı.
"Neden önceden söylemedin bebeğim?"
"Aniden oldu."
Barış etrafa şöyle bir bakınıp büfe tarzı bir yer aradı. Biraz ileride olduğunu görünce ayağa kalktı.
"Sen burada otur, ben yara bandı alıp geleyim." dediğinde Rüzgar kafasını salladı. Barış yanağını hafifçe okşayıp yürümeye başladığında Rüzgar bir süre arkasından baktı, uzaklaşınca önüne dönüp denizi izlemeye başladı. Hava kararmıştı, etrafta pek kimse de yoktu. Ürktüğü için elini karnına sarıp arkasına doğru baktı yine, Barış'ı göremeyince daha fazla korkmamak için tekrar önüne döndü.
Acıyan ayaklarını ileri geri sallarken önünden her gelip geçen insanı kötü biri sandığı için kalbi korkuyla çarpıyordu. Eskiden yalnız kalmaktan korkma gibi bir huyu yoktu, şimdi neden olduğunu anlayamıyordu. Daha fazla dayanamadığı için oturduğu yerden dikkatli bir şekilde kalktı. Arkasını döndüğü an Barış'ı gördü, panikle boynuna sarıldığında Barış kollarını beline sardı.
"Rüzgar, bir şey mi oldu?"
"Korktum."
Barış yüzüne bakıp bembeyaz olduğunu görünce onu tekrar kollarının arasına aldı.
"Neden korktun bebeğim?"
"Bilmiyorum."
Hızlı kalp atışlarını hissettiği için sakinleşmesi için biraz daha sarıldı ona Barış. Sonra yeniden banka oturttu Rüzgar'ı.
"Şunları takalım, sonra evimize gidelim."
Rüzgar başını sallayıp tekrardan çıkarttı ayakkabılarını. En sevdiği spor ayakkabılarının ihanetine uğradığı için morali bozulmuştu. Senelerdir aynı modeli giymesine rağmen bir kez bile ayağını vurmamıştı. Şimdi neden vurduğunu anlamıyordu. Bugün hiçbir şeyi anlamamak hiç hoşuna gitmemişti.
"Neden böyle oldu ki?"
Barış bantları dikkatli bir şekilde yapıştırdıktan sonra ayağa kalkarak Rüzgar'ın elini tuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭
Teen Fiction[TAMAMLANDI] -MPREG- Rüzgar kendi bebekti, bir bebeğe nasıl bakabilirdi? Eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ve erkeklerin doğum yapabildiği bir evrende geçmektedir💞 25.11.2023 26.08.2024