٭31٭

4.5K 397 233
                                    

07:54

Barış panikle Rüzgar'ın yanına ilerleyip hemen elini tuttu.

"Aşkım, düşündüğün gibi değil. İkimiz de çok üzgündük, annen o yüzden-"

"Sus Barış. Bana onu savunma. Nerede o, geliyor mu?"

Yattığı yerden doğrulduğunda Barış onu tutmaya çalıştı ama Rüzgar ellerinden kurtuldu hemen. Serumunu gösterip, "Çıkar şunu." dediğinde Barış başını iki yana salladı.

"Rüzgar'ım, biraz sakin-"

"Çıkar yoksa kendim sökerim."

Barış öfkesine kurban gitmekten çok bir şey olur korkusuyla isteğini yerine getirip hemen çıkardı serumunu. Rüzgar ona ellerini uzattığında ellerini sıkıca tutup yataktan kalkmasına yardımcı oldu.

"Göstereceğim ben ona birazdan."

Rüzgar odanın içinde bir sağa bir sola yürürken annesinin yukarı çıkmasını beklemeye başladı. O kim oluyordu da kocasına tokat atıyordu? Zaten ona gıcıktı, şimdi iyice soğumuştu.

"Balım bak gel otur şöyle, sakince konuşalım. Hamilesin sen, hem daha tam iyileşmedin."

Rüzgar peşinde dolanıp duran kocasını ters bir bakış atıp, "Sen hiç konuşma Barış. Annemi halledeyim, sonra senin hesabını keseceğim." dediğinde Barış başını önüne eğdi. 'Bundan sonra hiçbir şey saklamak yok' ilkesini çiğnediğinin farkındaydı ama Rüzgar'ı üzmemek için yapmıştı bunu. Güzel bebeğinin üzülmemesi için bir tanecik istisna yapmak da mı suçtu?

"Rüzgar, ani bir karar verip sonradan pişman olmanı istemiyorum. Bu yüzden lütfen sakinleş."

Ciddi bir şekilde konuştuğunda Rüzgar bir şey demeden uzun uzun baktı Barış'a. Bu zamana kadar ne zaman annesinin bahsi geçse Rüzgar her seferinde, "Önce Barış'tan özür dileyecek." demişti çünkü Barış annesinden işittiği sözlerin hiçbirini hak etmemişti. Şimdiyse onu affedebilmek için annesinden bir özür bekleyen Rüzgar, annesinin kocasına tokat attığını, beddua ettiğini ve daha birçok kötü söz söylediğini öğrenmişti. Üstelik hiçbir suçu olmamasına rağmen her konuda durmaksızın kendini suçlayan sevgilisinin daha da üzerine giderek onu üzmüş ve başına gelen her şey için onu günah keçisi ilan etmişti.

Rüzgar bu kadar şeyden sonra sakinliğini koruyamazdı artık. Vereceği hiçbir karardan da pişman olmayacaktı. Asıl bir hafta boyunca onun yolunu gözlerken eriyip bitmiş olan kocasının gördüğü muameleye sessiz kalmak Rüzgar'ı ömrü boyunca pişman ederdi.

"Hamile olduğum için mantıksız kararlar verebilirim ama bu durumun hamile oluşumla alakası yok Barış. Benim aklım fazlasıyla yerinde. Ne düşündüğümü de ne yapmam gerektiğini de çok iyi biliyorum."

Barış ses tonundaki kararlılığı fark edince sessiz kaldı. Ciddi bir konu olduğunda karakteri doksan derece değişiyordu Rüzgar'ın. Barış onun bu yönüne hâlâ çok şaşırıyordu çünkü sevgilisi genelde neşeli, sessiz sakin ve dünya tatlısı biriydi. Sinirlendiğinde ise tamamen farklı birine dönüşüyordu. Eğer bir de haklıysa, onu durdurmak imkansız hâle geliyordu.

Rüzgar yanaklarını şişirip şişirip derin nefesler vermeye başladı. Arada bakışları Barış'a değiyor, Barış ise hemen gözlerini kaçırıyordu. Ondan böyle ciddi bir şeyi saklamaya çalıştığına inanamıyordu Rüzgar. Onun iyiliğini düşündüğü için yaptığının farkındaydı ama bazen iyilik sandığımız şeyler o kişiye iyilik olmayabiliyordu.

Canan Hanım ise hiçbir şeye karışmadan güzel çocuğunun sinirden delirmiş hâlini üzüntüyle izliyordu. Şimdi o da kendini suçluyordu çünkü konuyu o açmıştı. Rüzgar'ın uyanıp da konuşmalarını duyabileceğini düşünememişti. Kötü bir şey olmaması için Allah'a dua etmeye başladığı sırada odanın kapısı açıldı. Ayça Hanım içeri girdi, ayakta dikilen oğluna bakıp hafifçe gülümsedi.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin