٭FİNAL٭

2.3K 252 726
                                    

Son kez iyi okumalar 🥹💖

17:18

"Rüzgar, sen de yiyecek misin bebeğim?"

Gömleğinin düğmelerini iliklemekle uğraşan Rüzgar, "Yok aşkım, yemeyeceğim." diye bağırdı mutfağa doğru. Normal şartlarda Aylin ablasının sarmalarına asla hayır demezdi ama canı hiçbir şey istemiyordu. Şu an tek derdi bu düğünü sağ salim bir şekilde atlatmaktı. İnanılmaz heyecanlıydı.

"Kuzum, Asel elbisesini giydirmeme izin vermiyor. Babam giydirsin diyor."

Cadı kızı her zamanki gibi bir arıza çıkarmayı başarmıştı. Rüzgar son düğmesini de ilikledikten sonra gömleğinin yakalarını düzeltti. Yakaları taşlı olduğu için gömlek fazlasıyla hareketliydi. Bu yüzden kravat takmak istememişti. Zaten yaka çiçeği de vardı, çok da abartmaya gerek yoktu.

"Tamam anne, ben ilgilenirim şimdi. Ekin ne yapıyor?"

"Ayça giydiriyor onu."

Rüzgar minnetle tebessüm etti. Anneleri geldiği zaman kendini kuş gibi hissediyordu çünkü onlara her konuda çok yardımcı oluyorlardı. İnsanın sırtını bir büyüğüne yaslayabilmesi mükemmel bir histi.

"Barış mutfakta mı?"

Canan Hanım gülerek, "Evet, yemek yiyor sıpa." dediğinde Rüzgar da güldü. O yatak odasında takım elbisesini giymeye çalışırken Barış hâlâ tıkınma derdindeydi. Çok gıcık bir kocası vardı.

"Sen neden yemiyorsun? Bak çok güzel sofra kurdu Aylin ablan."

Akrabalarının neredeyse hepsi İstanbul'dan geldiği için yol ve otel masraflarını onlar karşılamışlardı. Sadece Aylin ablasını eve davet etmişti çünkü o uzak akraba sayılmazdı, çok yakınıydı. Bu yüzden onun otelde kalmasını istememişti. Zaten çok özlemişti ablasını, yanlarında olduğu için çok mutluydu.

"Hiç aç hissetmiyorum anne, gerçekten."

Düğün yemekli olacağı için belki sonra atıştırırdı. Şimdi hiçbir şey yiyesi yoktu. Canan Hanım da bunu anlamış olacak ki daha fazla zorlamadı.

"Tamam kuzum. Aç durma ama, az da olsa atıştır bir şeyler."

Anne yüreğiydi işte. Aç olmadığını söylese bile yesin istiyordu. Rüzgar yanağına bir öpücük kondurup, "Tamam annem, yerim birazdan." dedi. Canan Hanım gömleğinin ütüsünü bozmak istemediği için güzel oğluna sarılma isteğini zorlukla bastırıp yanağını okşadı sadece. O odadan çıktığında Rüzgar da son hazırlıklarını tamamlayıp mutfağa geçti.

Onu görünce Barış'ın ağzına sokmak üzere olduğu çatal havada asılı kaldı, Rüzgar kocasının iki saniyede geldiği hale kıkırdadı. Ona olan heyecanını asla yitirmemesi çok hoşuna gidiyordu. Bakışlarındaki hayranlık, on senedir hiç değişmemişti.

"Bebeğim, çok güzel olmuşsun."

Rüzgar tatlı gamzelerini göstere göstere gülümserken, "Teşekkür ederim canım kocam." dedi. O hâlâ eşofmanla oturduğu için yalandan tripli bir ifadeyle, "Seni de görsek keşke takım elbisenle." dediğinde Barış ona göz kırpıp ayaklandı hemen.

"Hiç merak etme güzelim, şimdi giyiniyorum."

Rüzgar panikle, "Aşkım şaka yaptım, yemeğini ye önce." dediğinde Barış, "Yedim çoktan, sen de ye." dedi. Yanağına bir öpücük kondurup mutfaktan hızlıca çıktığında Rüzgar öylece kalakalınca güldü Aylin Hanım.

"Otur hadi oğlum. Kahvaltıda da az yedin zaten."

Rüzgar sandalyeyi masadan uzağa çekip öyle oturdu. Aylin Hanım ona bir tane çatal uzattığında Rüzgar eliyle nazikçe reddetti çatalı.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin