٭26٭

4.1K 345 332
                                    

2 gün sonra

12:48

Barış ağrıyan başına iyi geleceğini umarak yüzüne birkaç kez soğuk su çarptı. Sabah Rüzgar bir tomografiye daha girmişti. Hocasının söylediğine göre çok ufak da olsa bir iyileşme vardı. Barış bunu duyduktan sonra içine öyle bir nefes çekmişti ki, sanki günler sonra ciğerleri ilk defa oksijenle buluşmuştu. Kullanılan ilaçların içeriği bebeğin gelişimini etkileyebileceğinden hâlâ en düşük dozda vermeye devam ediyorlardı. Henüz kendi başına nefes alamasa da en azından tedavinin işe yaradığını bilmek Barış'ı biraz kendine getirmişti.

Ellerini kuruladıktan sonra lavabodan çıktı. Rüzgar'ın yanından ayrılmak hiç hoşuna gitmediği için hızlı bir şekilde odasının olduğu koridora döndü. Tam kapının önünde Selim Bey ile babasının konuştuğunu görünce adımlarını biraz daha hızlandırarak yanlarına ilerledi. Saatlerdir babasının dönmesini bekliyordu çünkü bugün mahkeme vardı.

"Baba, ne oldu? Tutuklandılar mı?"

Kemal Bey sabırsız bir şekilde konuşan oğlunu kenara doğru çekti.

"Otur, anlatacağım."

Barış stresten dudağını kemirirken babasının ağzından çıkacakları merakla beklemeye başladı. Eğer hâlâ sokakta dolaşabilecek özgürlüğe sahiplerse, büyük ihtimalle elleriyle gebertecekti onları. Ne Rüzgar'a ne de bebeklerine bir kez daha zarar vermelerine izin veremezdi.

"Davayı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüsten açmıştık. Her şey ortada olmasına rağmen avukatları olay yerinde bulunmadıklarını öne sürerek savunmaya çalıştı. Hakim her ne kadar tarafsız gibi dursa da onların tarafını tuttuğu çok belliydi. Büyük ihtimalle rüşvet almış."

Barış'ın sinirden elleri tir tir titremeye başladığında Kemal Bey konuşmaya devam etti.

"İlgi çekmemek için yarım saat ara verdi. İkinci yarıda suçlamaları düşüreceği çok belliydi. Dayanamadım, gidip buldum adamı. Önce biraz gözünü korkutmaya çalıştım ama rüşvet aldığını kabullenmedi. Ben de son çare olarak verdikleri paranın on katını teklif ettim."

Barış duyduğu şeylere inanamazken çok sakin bir şekilde hakime rüşvet verdiğini açıklayan babasına şokla baktı.

"Kabul etti. Hem güvenini kazanmak hem de en ağır cezayı vermesini sağlamak adına beş milyonluk çek yazıp verdim eline. Yirmi yıl verdi ikisine de, bütün mal varlıklarına da el konuldu. Arabayı süren çocuk da on beş yılla yargılanıyordu, ona da on yıl vermişler."

Günlerdir gülmek nedir bilmeyen Barış'ın yüzünde çok ama çok ufak bir tebessüm belirdi. Babasına sıkıca sarılıp, "Teşekkür ederim baba." diye mırıldandı. Adalet sisteminin çalışmadığı yerde, insan bazen kendi adaletini sağlamak zorunda kalabiliyordu. Bu süreçteki en büyük şansları da bu kadar varlıklı oluşları olmuştu.

Kemal Bey sıkı sarılışına karşılık verirken, "Sizin için her şeyi yaparım Barış, teşekküre gerek yok oğlum." diyerek Barış'ın saçlarını okşadı. Parası olmasaydı bile bu işin peşini bırakmazdı Kemal Bey. Oğullarını huzurlu bir şekilde  görene kadar onların yakalarından düşmezdi.

"Kemal Bey, Allah razı olsun sizden. Oğluma kendi oğlunuz gibi sahip çıktınız."

Kemal Bey ayağa kalkıp kendisine mahcup bir şekilde bakan Selim Bey'e gülümseyerek, "Rüzgar benim de oğlum Selim Bey. Ona bunu yapanı cezasız bırakamazdım. Layıklarını buldular." diye kendinden emin bir şekilde konuştu. Rüzgar'ın aşkının Barış'ın gönlüne düştüğü andan beri Rüzgar onun da oğluydu, aksini hiç düşünmemişti Kemal Bey. Bu yüzden Ayça Hanım'ı hiç anlayamıyordu. Kocaman mutlu bir aile olmak varken neden çocuklarına acı çektirmek istiyordu, bilemiyordu.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin