250 bin olduk 🥳🥳
Okuyan herkese çok teşekkür ederim
İyi ki varsınız 💖✨15:54
Rüzgar kaşlarını çatıp koltukta yan dönmeye çalışırken telefonundan yükselen alarm sesiyle gözlerini araladı. Alarmı susturup elini öne doğru uzattı.
"Biri mataramı verebilir mi, su içmem lazım."
Kızının sağlıklı bir şekilde büyümesi için bol bol su içmeye gayret ediyordu. Çalışırken su içmeyi unutmamak için de yarım saat arayla bir sürü alarm kurmuştu.
"Yatarak içme, miden bulanacak."
Rüzgar arkadaşının elini tutup yavaş yavaş oturur pozisyona gelirken, "Zaten bulanıyor." diye mızmızlandı. Sabahtan beri midesi çok bulanıyor, başı da deli gibi dönüyordu. Hal böyle olunca arkadaşları biraz dinlenmesi için onu odalarındaki koltuğa yatırmışlardı. Tansiyonunu ölçmüşler, hiçbir sıkıntı olmadığına kanaat getirince de Rüzgar'ı kendi haline bırakmışlardı. Rüzgar da bir saat öncesine göre gayet iyiydi ama midesi hâlâ biraz garipti.
"İşlerim kaldı yine." diye mırıldandığında kötü bakışların hedefi oldu hemen. Kimse ona bir şey yaptırmak istemese de Rüzgar iyi olduğu sürece her işe koşturmaya çalışıyordu.
"Biz hallederiz işleri, siz keyfinize bakın."
Rüzgar gülümseyerek, "Teşekkür ederiz teyzeleri." dedi. Elini karnına sarıp bal gözlerini tatlı bir şekilde kırpıştırdı.
"Çileğim de teşekkür ediyormuş size, değil mi kızım? Ne iyi teyzeleri varmış kızımın."
Genç kız bebek gibi konuşan arkadaşına göz devirip, "Yalaka." dediğinde Rüzgar kıkır kıkır güldü. O sırada kapı tıklatıldı, birkaç saniye sonra tanıdıkları hemşirelerden biri içeri girdi.
"Rüzgar, Koray bey seni çağırıyor. Müsait olduğun zaman yanına gidecekmişsin."
Müsait olduğu zamandan kastının kendini iyi hissettiği zaman olduğunu bildiği için gülümsedi Rüzgar. Sanki Mersin'de seneler sonra bulduğu üçüncü babası gibiydi. Öyle çok seviyordu Rüzgar'ı. Barış'ı da seviyordu tabi ama kendisine duyduğu sevgi çok başkaydı. Rüzgar da bu sevgiyi kötüye kullanmak istemediği için saygı sınırını hiç aşmıyordu. Sonuçta burası bir iş yeriydi ve Rüzgar hamile de olsa bu hastanede çalışıyordu.
"Sağol haber verdiğin için, geliyorum birazdan."
Ayağa kalkıp matarasını masanın üzerine bıraktı. Uzun olan önlüklerden hoşlanmadığı için kalçasının biraz altında biten ince önlüğünü de üstüne geçirdikten sonra telefonunu cebine attı. Normalde de önlüğünün önünü kapatmıyordu ama artık kapatması tamemen imkansız hale gelmişti. Minik çileği neredeyse beş aylık olmak üzereydi. Bu yüzden bazı pantolanlarına da sığamıyordu artık. Tabi bunu hiç takmıyordu. Ekin'den alışık olduğu bir durumdu.
"Sonra giderdin, neden ayaklandın hemen? Başın da dönüyor."
"İyiyim iyiyim. Ayıp olmasın adama şimdi, her şeyime müsaade ediyor zaten."
"Tamam, dikkat et."
Rüzgar sırıtarak, "Ederim anne." dedikten sonra kafasına yeni bir kağıt topu yemeden önce kapıyı hızlı bir şekilde kapatıp odadan çıktı. Arkadaşlarıyla uğraşmaya bayılıyordu. Bir elini karnına sarıp Koray Bey'in odasına doğru yürümeye başladı. Neyse ki oda bu kattaydı da asansör beklemesine ya da merdiven çıkmasına gerek kalmayacaktı.
Odanın önüne geldikten sonra kapıyı çalıp birkaç saniye bekledi, ardından kafasını içeri doğru uzatıp müsait olup olmadığına baktı.
"Gel oğlum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭
Teen Fiction[TAMAMLANDI] -MPREG- Rüzgar kendi bebekti, bir bebeğe nasıl bakabilirdi? Eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ve erkeklerin doğum yapabildiği bir evrende geçmektedir💞 25.11.2023 26.08.2024