٭82٭

2.3K 315 188
                                    

19:16

"Balım iyi mi babaanne?"

Ekin elinde sıkı sıkı tuttuğu tavşanıyla yatakta uzanan babasına tedirgin bir şekilde bakarken Canan Hanım torununu kucağına oturtup saçlarını okşadı.

"İyi kuzum. Kardeşin doğarken çok yorulmuş, ondan uyuyor şimdi."

Ekin babaannesinin kucağından atlayıp babasının yanına gitti. Onu bir süre izledikten sonra gerçekten uyuduğuna kanaat getirince tatlı tatlı iç çekti. Babasının hemen uyanmasını istiyordu çünkü onu çok özlemişti.

"Ne zaman uyanacak?"

"Biraz dinlensin de uyanır oğlum."

Ekin babaannesinin sözünü dinleyip başka bir şey sormadı. Bakışları babasının yatağının yanındaki minik yatağa kaydığında içi kıpır kıpır oldu.

"Asel ne zaman gelecekmiş?"

"Doktorlar muayene etsinler, üstünü giydirsinler, sonra baban getirecek bebeğim. Çok mu merak ediyorsun kardeşini?"

Ekin babaannesine dönüp, "Hıhı." dediğinde gülümsedi Ayça Hanım. O kadar sevgi dolu bir çocuktu ki içinde kardeşine karşı bir gram kıskançlık yoktu. Bunu bakışlarından bile anlayabiliyordu.

"Buraya koyayım mı tavşanımı?"

Kardeşine gösterebilmek için en sevdiği oyuncağını evden özel olarak getirtmişti. Eğer beğenirse Asel'e hediye etmeyi düşünüyordu. Oyuncağını özlediği zamanlarda ondan ödünç alabilirdi.

"Başucuna bırakabilirsin bebeğim."

"Başucu ne?"

Ayça Hanım ayağa kalkıp Ekin'in yanına gitti. Tavşanı kuvözün ön tarafına bırakıp, "Bak, burası." dedi. Ekin, "Aa." deyip şaşkınlığını belli ettiğinde torununun dalgalı saçlarını sevdi. Yeni bir şeyler öğrendiğindeki tavrı çok şirin oluyordu.

Onlar kendi kendilerine sohbet ederlerken Rüzgar da güzel oğlunun tatlı kıkırtılarıyla derin uykusundan sıyrıldı. Belinden aşağısını hissetmediği için şu an hiç ağrısı yoktu ama birkaç saat sonra başına gelecekleri düşünmek bile çok korkutucuydu.

Rüzgar'ın uyandığını ilk fark eden Ekin oldu. Heyecanlı bir şekilde, "Balım uyandı." dediğinde Ayça Hanım'la Canan Hanım da bakışlarını oğullarına çevirdiler. Rüzgar, "Fasulyem." deyip yorgun bir şekilde tebessüm ettiğinde Ekin uçarak babasının yanına gitti.

"Yavaş kuzum."

İlk geldiklerinde Ekin'i sıkı sıkı tembih etmişler, Rüzgar'a ya da Asel'e karşı ani hareketlerde bulunmaması konusunda onu uyarmışlardı. Bu yüzden sarılmak istese de elleri havada bir şekilde öylece duruyordu. Babasının canını yakmaktan korkuyordu.

"Öpeyim mi bir tane?"

Rüzgar masum oğluna kafasını salladığında Ekin eğilerek alnına yumuşak bir öpücük kondurdu.

"Ben de öpebilir miyim, çok özledim oğlumu."

Ekin babasının da onu özlediğini duyunca gamzelerini göstererek gülümsedi. Yanağını Rüzgar'ın dudaklarına yaklaştırdığında Rüzgar hemen öptü tatlı fasulyesini. Kardeşi doğduğu için ilginin onun üzerinden çekildiğini düşünsün istemiyordu.

"Rüzgar, iyi misin annecim?"

Rüzgar gülümseyerek, "İyiyim anne." dedi. Biraz yorgundu ama kendini kötü hissetmiyordu. Üzerindeki karanlık, kızının sesini duyduğu an yerini güneşli bir bahar havasına bırakmıştı.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin