٭46٭

3.9K 346 170
                                    

17:22

"Tatlı maymun ailesine kavuşmuş ve sonsuza dek mutlu mesut yaşamışlar."

Rüzgar aralık kapıdan gizlice içeriyi seyrederken oğullarına masal anlatan kocasına özlemle baktı. Dünden beri yanına yaklaşmaya cesaret edemiyordu. Sarılmadan uyudukları ikinci gece ise Rüzgar için tam bir ızdıraptı. Sabah uyandığında Barış'ın kollarının arasında olmasına rağmen Barış uyandığında ona tek bir kelime bile etmeden yataktan kalkmış, Rüzgar'ın onunla konuşmak için elinde tuttuğu son cesaret kırıntısı da böylelikle toz olup gitmişti.

Neden bu kadar yanlış düşüncelere kapıldığını kendi bile anlayamadığı için Barış'ı kendine inandırmakta da çok zorlanıyordu Rüzgar. Ona güveniyordu, çok güveniyordu ama durmadan aksini gösterecek hareketler yapıp duruyordu. Kendine sinir olduğu için ağlamaktan ağrıyan başını ovalayıp kapının önünden ayrıldı. Kendinde ikisinin yanına gidecek gücü bulamadığı için berbat hissediyordu.

Rüzgar mutfağa geçtiğinde Barış da elindeki masal kitabını kenara bırakıp Ekin'in kendine doğru çevirdi. Koltukaltlarından tutup minik ayaklarıyla dizlerine basmasını sağladıktan sonra gülümseyerek boynundan öptü.

"Nasıl bu kadar sağlam basabiliyorsun? Erken mi yürüyeceksin yoksa?"

Ekin parmaklarını kemirerek çıkmak üzere olan dişlerini kaşırken Barış sandalyenin kenarında duran pamuklu bezle ağzından akan salyaları sildi.

"Bakayım mı dişlerine babacım?"

Alt dudağını aşağıya doğru çekince diş etlerinin kıpkırmızı olduğunu gördü. Uykusuz ve ateş düşürücüler ile geçen geceler daha şimdiden gözünü korkuturken Rüzgar'ın panik olmaması için bu detaylardan ona da bahsetmeyi aklına not etti. Ona küsken bile onunla konuşabilmek için başka yollar arıyordu.

Gece Rüzgar uyuduktan sonra ona sıkıca sarılmış, sabah da sanki yanlışlıkla sarılmış gibi davranmıştı çünkü kendini hâlâ kırgın hissediyordu. Daha fazla özür duymaya ya da ona güvendiğini söylemesine ihtiyacı yoktu Barış'ın. Ona güvendiğini zaten biliyordu. Sadece sevgilisinin ona bu lafları edecek duruma nasıl geldiğini öğrenmek istiyordu. Aralarındaki sorunları ortadan kaldırabilmek için Rüzgar'ın nasıl hissettiğini bilmeye ihtiyacı vardı.

Dün akşam ona çok ağır laflar ettiğinin farkındaydı ama kendine hakim olamamıştı. Kendisini kötü bir eş, kötü bir babaymış gibi suçlamasına dayanamamıştı. Normalde onu kırmamak için hep susardı ama o da insandı. Bu sefer becerememişti işte. Rüzgar'ın mutsuz mutsuz bakan bal gözleri aklına geldikçe de kendini çok kötü hissediyordu.

Şimdilik düşüncelerini susturarak Ekin'in tatlılığına odaklandı yine. Elleriyle yüzüne vurduğu için avuç içlerine öpücükler bırakıp onu güldürürken dizlerinin üstünde zıplamaya çalıştığı için hafifçe havaya kaldırdı oğlunu.

"Bu sefer kusmak yok."

Daha yarım saat önce mama yediği için bedenini çok sarsmadan bebeğinin zıplama isteğini yerine getirmeye başladı. Ekin her havaya kalktığında neşeli çığlıklarıyla yüzünü güldürürken aniden duyduğu şiddetli kırılma sesiyle Ekin'i dizlerinin üstüne indirdi Barış.

"Rüzgar?"

Birkaç saniye bekledi. Rüzgar hiçbir cevap vermediğinde panikle oturduğu yerden kalktı. Ekin'i beşiğin içine bıraktıktan sonra odadan bir hışımla çıkıp mutfağa girdi. Bakışlarını hafifçe yere eğip Rüzgar'ın kırık camların ortasında elleri ve dizleri kanlar içinde bir şekilde oturduğunu görünce bir anlığına gözünün önü karardı. Kendine geldiği an hızlıca yanına gidip yerdeki kırıkları toplamaya çalışan sevgilisini geriye doğru çekti.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin