٭20٭

5K 309 179
                                    

17:56

Rüzgar hevesli bir şekilde mağazanın altını üstüne getirirken Barış yorgunlukla bebek yataklarından birinin üstüne oturdu. Sanki yedi buçuk aylık hamile olan kendisi değilmiş gibi hız kesmeden bebekleri için bir şeyler bakmaya devam ediyordu. Barış ise, Barış çoktan tükenmişti.

"Aşkım bak."

Rüzgar elinde beyaz bir tulum ve Converse görünümlü minik bir çift ayakkabıyla yanına geldiğinde çok tatlı oldukları için Barış direkt gülümsemeye başladı.

"Çok güzel değiller mi?"

Barış kafasını sallayarak, "Çok güzeller aşkım." dediğinde Rüzgar elindekileri hemen Barış'ın eline tutuşturdu. Barış yan tarafta duran alışveriş sepetinin içine attı onları da. Rüzgar ellerini beline koyup etrafa bakınmaya başladı. Gözlerini kısıp aradığı şeyi bulmaya çalışırken tatlılığı yüzünden sırıttı Barış.

Barış'ın onun üzerinde görmeye bayıldığı tulumlarından birini giymişti. Bu seferki siyahtı. Ayağına da yine siyah Converselerini giymiş, etrafta küçük bir bal küpü gibi dolanıp duruyordu.

En sonunda hedefini gözüne kestirmiş olacak ki oraya doğru sakin adımlarla yürümeye başladı. Barış da gözlerini üzerinden ayırmadan bebeğini izlemeye devam etti. Beğendiği her şeyi eline alıyor, sonra aynanın karşısına geçip karnına tutuyor, eğer hoşuna giderse kocaman gülümsüyordu. Onun gülümsemesi ise Barış'ın içini huzurla dolduruyordu.

Telefonu çaldığında cebinden çıkarıp aramayı yanıtladı. Bir yandan da hâlâ Rüzgar'ı izlemeye devam ediyordu.

"Bu iş burada bitmedi."

Duyduğu şeyle kaşları hızla çatıldı. Cevap bile veremeden telefon yüzüne kapandığında Barış aynı numarayı tekrar aramaya çalıştı ama bir türlü hattı düşüremedi. Zaten o şerefsizin sesini hemen tanımıştı. Normal şartlarda onu arayabilmesi mümkün değildi ama paranın geçmediği yer olmadığı için orada bu tür şeylere de rahatça imkan sağlanabiliyordu.

Barış sonunda istediğini elde etmiş, onu hapse tıkamayı başarmıştı. Bunun için en çok, her şeyle ilgilenen babasına ve korkmadan ifade vermeye gelen diğer mağdurlara minnettardı. Genelde Rüzgar panik olmasın diye bu konuyu onun yanında açmıyor, gelişmelerden bile babasıyla konuşarak haberdar oluyordu ama birkaç kez karakola uğramıştı. Pişmandı Barış, pişmandı çünkü o insanları gördükten sonra kan beynine sıçramıştı.

Hepsi Rüzgar'a benziyordu. İstisnasız hepsi onu andırıyordu. Tenleri beyaz, saçları dalgalı, boyları neredeyse Rüzgar'ınkine denkti. Erkek ya da kız fark etmeksizin hep ona benzeyen insanları kandırmıştı. Barış bunu fark ettiğinde öyle bir şok geçirmişti ki, böyle bir psikopatın güzel bebeğinin yamacında dolanmış olması bile öfkeden delirmesine sebep olmuştu. Neyse ki artık onlara hiçbir zarar veremezdi çünkü tam on iki yıl hapis cezası almıştı.

Bu cezayı almasının sebebi taciz vakaları değildi. Bir kişiyi kürtaja zorlamış olmasıydı. Birlikte olduğu kişiyi zorla götürdüğü yerin reşit olmayanlara bile kürtaj yapan, kendini doktor diye tanıtıp insanları dolandıran birisi olduğu ortaya çıkmıştı. Normalde Berk'ten korktuğu için bu durumu herkesten saklayan ve bebeğini kaybeden çocuk, arkasında birilerinin olmasının rahatlığıyla her şeyi anlatmıştı. Yakalanan kişi de kendisine yardım ettiği gerekçesiyle Berk'in adını verince tutuklanması kaçınılmaz olmuştu.

Mahkeme daha bu sabah sonuçlanmıştı. Bu yüzden bu kadar hızlı bir tehdit almayı beklemiyordu Barış. Yine de ettiği tehdit umrunda bile değildi. O şerefsiz o delikte olduğu sürece, hiçbir şey Barış'ı korkutmuyordu. Babasının söylediğine göre zaten ailesi de yüzleri öne eğik bir şekilde çıkmışlardı adliyeden. Barış bir daha onlara bulaşabileceklerini düşünmüyordu ama yine de tedbirli olması gerektiği için babasına bu durumdan bahsetmeyi aklına not etti.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin