٭79٭

2.3K 299 208
                                    

17:48

Rüzgar kapısını açan centilmen kocasına gülümserken elini tutup arabadan indi.

"Bu romantikliğinizi neye borçluyum, Barış Özdemir?"

Barış arabayı kilitleyip anahtarı cebine attıktan sonra elini Rüzgar'ın beline sararak onu kendine doğru çekti. Şakaklarından öpmeyi çok sevdiği için dudaklarını tenine bastırıp kokusunu içine çekerek öptü sevgilisini.

"Beni ikinci kez baba yapacak olan eşime doğumdan önce ufak bir jest yapmak istedim. Umarım hoşunuza gider, Rüzgar Özdemir."

Rüzgar güzel sözleriyle içinin kıpır kıpır olduğunu hissetti. Başını kocasının omzuna yaslayıp, "Gideceğine eminim." diye mırıldandı. Barış onu bir kez daha öptüğünde penguen gibi attığı adımlarla onun adımlarına uyum sağladı.

"Hoşgeldiniz Barış Bey."

Takım elbiseli adam onları lüks restoranın girişinde karşıladığında Rüzgar da ayıp olmasın diye tebessüm etti. Yaşam tarzlarını fazlasıyla aşan bir yer olduğu sadece ışıklandırmalarından bile belli oluyordu. O kadar büyük ve ihtişamlı bir yerdi ki senelerdir Mersin'de yaşıyor olmalarına rağmen burayı hayatında ilk kez görüyordu Rüzgar.

"Buyurun."

Rüzgar içeri girer girmez bütün gözlerin üzerlerine döneceğini düşündüğü için dudağını dişlerken içeride kimsenin olmadığını fark edince bakışlarını bomboş olan mekanda gezdirdi. Şaşkın bir şekilde etrafına bakınıp dururken Barış'ın yönlendirmesiyle restoranın diğer kısmına açılan büyük kapıdan içeri girdi.

Özenle hazırlanmış olduğu belli olan masaya doğru meraklı bir ördek gibi yürürken kocasının kulağına eğilip fısıltıyla, "Aşkım, niye kimse yok burada?" diye sordu. Barış sorusuna cevap vermeden sandalyesini geriye doğru çektiğinde dikkatli bir şekilde oturdu.

"Afiyet olsun efendim, başka bir arzunuz var mı?"

Barış masayı süzüp hiçbir eksik olmadığına kanaat getirince, "Sağ olun." dedi. Sonra Rüzgar'a dönüp, "Bebeğim, istediğin bir şey var mı?" diye sordu. Rüzgar da aynı onun gibi masayı baştan sona süzdü. Bütün yemekler çok lezzetli göründüğü için yutkundu. Yemek yiyecekleri için kızı da aynı onun gibi çok heyecanlıydı. Bu yüzden durmadan tekmeliyordu.

"Hayır, teşekkür ederim."

Adam yanlarından uzaklaştığında Rüzgar az önceki sorusunu yineleyerek, "Neden kimse yok?" dedi. Bir yandan da çatalını eline almış, çoktan bir şeyleri didiklemeye başlamıştı.

"Çünkü burası bugün sadece bize ait."

Rüzgar söylediği şeyi kafasında birkaç saniye tarttıktan sonra bal gözlerini kocaman açıp, "Yine mi?" dediğinde sırıttı Barış.

"Ne demek yine mi? Sanki her gün mekan mı kapatıyorum balım? Dört sene önceydi o."

Rüzgar çok normal bir şeymiş gibi söylediği için kıkırdayarak, "Değil mi, baya olmuş aslında." dediğinde Barış da, "Evet." diyerek onayladı onu. Dalga geçtiğini anlamaması daha çok gülmesine sebep olurken önündeki sudan bir yudum aldı.

"Ama sen beni böyle şımartırsan olmaz ki."

Barış karşısındaki tatlılığa dayanamadığı için dişlerini sıktı. Neyse ki etraflarında kimse yoktu da Rüzgar'ı bakışlarıyla yiyebiliyordu.

"Neden olmasın, kocan olarak seni bir yemeğe bile çıkaramayacak mıyım?"

Rüzgar saat başı acıkan bir hamile olduğu için kocasına cevap vermeden önce önündeki balıktan bir çatal aldı. Tamamen kılçıksız oluşu yüzünü gülümsetirken bakışlarını kocasına çevirdi yine.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin