٭63٭

3.5K 311 241
                                    

Geçen bölüm yazmayı unutmuşum, Ekin'in resmini kardeşime çizdirmiştim (Kendisi 8 yaşında ve 4 yaşındaki bir çocuğun o resmi çizemeyeceğini iddia ediyor🤷🏻‍♀️)

Bölüm 5000 kelime.. Yanınıza çay kahve alıp öyle okuyun demek isterdim ama boğazınızda kalabilir, o yüzden sakin sakin okuyun efendim 🌝

22:38

Rüzgar heyecandan tırnağını kemirirken bakışlarını sofrada gezdirip bir eksik olup olmadığına baktı. Bardakları getirmediğini fark ettiğinde koştura koştura mutfağa gidip raftan bardakları aldı. Onları da masaya özenle yerleştirdikten sonra birkaç adım geri gidip sofrayı incelemeye devam etti. Heyecandan bayılmak üzereydi.

Barış sonunda dönmüştü.

Hayatlarındaki koşuşturmalardan dolayı üç ay neredeyse su gibi akıp gitmiş, sonunda kavuşma zamanı gelmişti. Uçağının inişinin üzerinden yaklaşık bir buçuk saat geçtiği için de birazdan evde olacağını düşünüyordu Rüzgar. Bu yüzden kıpır kıpırdı işte, olduğu yerde duramıyordu.

Masanın mükemmel olduğuna kanaat getirdikten sonra kendi de mükemmel görünmek istediği için pıtı pıtı adımlarla yatak odasına gitti bu sefer. Boy aynasının karşısına geçip siyah pantolonunun içine soktuğu gri taş işlemeleri olan beyaz gömleğinin yakalarını düzeltti. Spor ve salaş bir gömlek olmasına rağmen üzerinde çok şık duruyordu.

Aynaya biraz daha yaklaşıp bal gözlerini kırpıştırdı. Barış'ın aşık olduğu göz kalemini sürmüştü yine. Biraz aktığını fark edince kalemi komodinin üzerinden alıp birkaç kez üzerinden geçti. Şimdi harika görünüyordu. Hazır eli değmişken birkaç fıs parfüm daha sıktı. Barış ona sarıldığında çok güzel kokmak istiyordu.

"Güzel oldum bence."

Özenle yaptığı açık kahve saçlarının bozulmuş olan tutamlarını parmaklarıyla kıvırmaya çalıştı. Barış yanında olsaydı eğer kesin o da yardım ederdi. İster istemez bir iç çekti, kocasını çok özlemişti. En son bakışlarını vişne çürüğü rengindeki dudaklarına indirdi. Bu yeni aldığı parlatıcı o kadar güzeldi ki Barış'ın dudaklarını yiyeceğine emindi. Dudağını ısırıp kendi kendine heyecanla yaylanmaya başladı.

"Aynayı kıskanmak üzereyim sevgilim. Biraz da ben bakabilir miyim güzelliğine?"

Duyduğu sesle olduğu yerde sıçradı Rüzgar. Bakışlarını yatak odasının kapısına yaslanmış, kollarını da göğsünde bağlamış, ona sırıtarak bakan kocasına çevirdiğinde dudakları da otomatik olarak aralandı.

"Barış."

Barış kollarını açıp, "Rüzgar'ım." dediğinde Rüzgar dudağını büzdü hemen. Dolu gözleri görüşünü bulanıklaştırmasına rağmen hızlı adımlarla Barış'ın yanına gidip üstüne atlamak suretiyle ona sıkı sıkı sarıldı. Kocasının elleri belini sıkıca sardığında huzurla gözlerini kapattı.

"Sevgilim, çok özledim seni."

Barış güzel kokusunu içine çekip boynunu öpücüklere boğarken, "Ben de seni çok özledim bebeğim." diye fısıldadı. Özlemden isyan ederek dile gelmek üzere olan yüreği, Rüzgar'ın kokusunu aldığı an sakinleşmişti sanki. Yaşaması için gerekli olan oksijenine kavuşmuş gibiydi. Aylardır yoksunluğunu çektiği o güzellik, şimdi kollarını arasındaydı.

Bal gözleriyle Barış'ın yüzünü turlayıp her bir noktasını özlemle içine çekti Rüzgar. Yanaklarını tutup, "Sensizlikten delireceğim sandım." dediğinde Barış ellerini tutup avuç içlerini öpücükleriyle süslemeye başladı.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin