𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭

٭8٭

19:23

Rüzgar birkaç gündür takıntılı bir şekilde izlediği doğum videolarından bir tane daha açıp kendi kendini korkuturken Barış'ın yastığına sarıldı. Telefonu yatak başlığına dayayıp ellerini de yastığın altından geçirerek yüzüstü yattı. Videoyu biraz ileri sarıp en dehşet verici anlarını açtı, yüzü otomatik olarak buruştu.

"Doğurmak istemiyorum."

Kafasını yastığa gömüp sızlanmaya başladı ama sızlanmasının hiçbir faydası yoktu. Fasulyesini sonsuza kadar içinde tutamazdı. Bu yüzden videoyu izlemeye devam etti.

"İğrenç."

Videodaki kişinin karnının katman katman kesiliyor olması Rüzgar'ın canını acıttığında sanki kendi kesiliyormuş gibi elini karnına sardı. Bebek doğduktan sonra dikiş kısmını izlemeyi midesinin kaldırmayacağına karar verince videoyu kapattı Rüzgar. Telefonunun ekranını kilitleyip yatakta sırt üstü döndü.

"Baban beni kesebilir mi sence?"

Karnını okşarken öylesine mırıldandığında tabi ki karşı taraftan hiçbir cevap gelmedi. Ağzı var dili yoktu.

"Bence kıyamaz ama bilmem ki, önlüğünü giyince çok ciddi oluyor."

Rüzgar Barış'ı doktor üniformasıyla veya önlüğüyle gördüğünde resmen deliriyordu. O kadar ama o kadar seksi oluyordu ki utanmasa doktor hasta fantezisi yapmak isteyecek kadar kuduruyordu. Tabi bunu Barış'a hiç çaktırmamıştı. Eğer anlarsa sahiden yapmak istemesinden korkuyordu. Utancından yerin dibine geçerdi Rüzgar, bu yüzden Barış üniformayla yanında dolaştığında seksiliğine pek odaklanmamaya çalışıyordu.

"Acıktın değil mi, ben de acıktım."

Barış yemek yapacağını söyleyip ortadan kaybolmuş, tam bir saattir de odaya hiç girmemişti. Rüzgar ise o zamandan beri yatakta takılıp video izliyor, sadece tuvalete gideceği zaman yataktan kalkıyordu. O kadar fazla tuvalete çıkma ihtiyacı duyuyordu ki, bu yüzden delirmek üzereydi.

En sonunda can sıkıntısından patladığını hissettiğinde yataktan kalkmaya karar verdi. Elindeki yastığı kenara doğru fırlattı. Bedenine yapışmış olan pikeyi de öbür tarafa ittirdiği sırada telefonuna gelen bildirimle ekrana dokunup ne olduğuna baktı.

Barış: Terasa gelir misin bebeğim?

Aynı evin içinde olmalarına rağmen yanına gelmek ya da seslenmek yerine mesaj atmayı tercih etmiş olması Rüzgar'ın garibine giderken meraklı bir surat ifadesiyle yattığı yerden zorlukla doğruldu. Birkaç gündür beli de ağrımaya başlamıştı. Hamilelik onu yaşlandırıyordu.

Odadan belini tutarak çıkıp ayıcıklı pijamalarıyla beraber terasa doğru yürümeye başladı. Çok güzel kokular vardı ama ne kokunun kaynağı, ne de yemeği yapanın varlığı ortalıkta görünmüyordu. Evde hiçbir ışık yanmıyor oluşu ürkmesine sebep olurken perdeyi kenara çekip terasın kapısını açtı.

Balkon kısmının tam kenarında duran masayı görür görmez bal gözleri irileşirken kendisine gülümseyerek bakan sevgilisiyle bakışları birleşti.

"Barış."

Barış kapının önünde kendisine şaşkın şaşkın bakan bebeğinin yanına gidip, ayakları çıplak olduğu için bir hamlede kucağına aldı onu. Rüzgar ani hareketiyle boynuna sıkı sıkı tutundu.

"Neden böyle güzel bir sofra hazırladın, mum da koymuşsun."

Barış onu yere bırakıp sandalyesini geriye doğru çekti. Rüzgar hâlâ masayı incelemeye devam ederken onu sandalyesine oturtup soğuk zemine basmasın diye ayağının altına bir minder koydu.