18:23
Rüzgar titreyen ellerini dizlerine bastırıp dudağını kemirmeye devam ederken Barış sakinleşmesi için elinin üstüne kendi elini koydu.
"Rüzgar stres senin için iyi değil bebeğim. Lütfen biraz sakin olmaya çalış."
Rüzgar kafasını salladı ama bütün bedeni zangır zangır titriyordu sanki. Olabilecek şeylerden o kadar çok korkuyordu ki, arkasına bakmadan kaçıp gitmek istiyordu.
"İnelim artık, durdukça daha kötü oluyorsun."
Yaklaşık yarım saattir arabanın içinde oturuyor oluşlarını göz önüne alırsa eğer dışarı çıkmak çok mantıklı bir hareketti ama Rüzgar şu an çok da mantıklı düşünecek gibi değildi.
"Öldürecek beni Barış."
Barış durmadan kötü şeyler düşünen sevgilisinin çenesine elini sarıp kendisine bakmasını sağladı.
"Rüzgar, sakinleş ve dinle beni."
Ciddi bir ses tonuyla konuştuğunda Rüzgar istemsizce duraksadı. Böyle konuştuğunda sanki sevgilisi olan Barış gidiyor, yerine soğukkanlı bir doktor geliyordu. Rüzgar da bu hâlinden fazlasıyla etkileniyordu çünkü çok ciddi duruyordu.
"Kötü bir şey olmayacak. Eğer olursa bile yanında olacağım, elini sıkı sıkı tutacağım tamam mı? Hiç kimse ne sana ne de bebeğimize zarar veremez. Buna kimsenin gücü yetmez. Anlıyor musun?"
Rüzgar başını salladığında ciddiyetinden sıyrılıp sıkıca sarıldı ona. Dalgalı saçlarından birkaç öpücük çalıp bedeninden ayrıldı.
"Öyle düşünmediğine eminim ama yine de için rahat etsin diye söyleyeceğim. Amacım seni ailenden koparmak değil Rüzgar. Biz her şey iyi olsun diye çabalayacağız sadece, nasıl bir karar vereceklerine bakacağız. Ona göre kendi yolumuzu çizeceğiz."
"Hiç öyle bir şey düşünmedim Barış, yemin ederim."
Barış gülümseyerek, "Biliyorum sevgilim ama yine de söylemek istedim. Sen de korkma bu kadar, anneler evlatlarına kıyamazlar. Bak gör, o da sana kıyamayacak." dediğinde Rüzgar başını salladı. O da buna inanmak istiyordu ama aç uyuduğu geceler aklına gelince bütün umutları sönüyordu. Barış durgun durgun duruyor oluşuna dayanamayıp iki parmağıyla yanağını kıstırıp sağa sola çekiştirdiğinde Rüzgar gülümsedi.
"Gülsün biraz o güzel yüzün, Meksika fasulyemiz de üzüldüğünü hissedip üzülmesin."
Rüzgar söylediği şeyle panikleyerek yeniden dolmaya hazırlanan gözlerini sildi hemen. Bebeğini üzmek şu an isteyeceği son şeydi. Kocaman gülümseyerek Barış'a döndüğünde Barış güzelliğine dayanamadığı için tam gamzesinin olduğu yere ufak bir öpücük kondurdu.
"Hadi gidelim."
Rüzgar emniyet kemerini çıkarıp arabadan indiğinde yüzüne çarpan soğuk hava yüzünden gözlerini kıstı ama iyi gelmişti. İçine derin bir nefes çekip kendini rahatlatmaya çalışırken Barış yanına gelip parmaklarını birbirine geçirdiğinde Rüzgar sıkı sıkı tuttu elini. Bahçe kapısını açıp içeri geçtiler önce, sonra kapıya doğru yürüdüler. Barış Rüzgar'a dönüp gözlerinin içine baktı, Rüzgar kafasını salladığında zile bastı. Zilin sesi tüm evde yankılanınca Rüzgar hissettiği korkuyla Barış'ın elini daha çok sıktı.
Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Orta yaşlı bir kadın kapının önünde onları meraklı gözlerle süzerken bakışları ellerine kaydı, Rüzgar olduğu yerde kıpırdandı. Kimseden hiçbir ses çıkmazken kapıda kaldıklarını fark edince kadın kenara doğru çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭
Teen Fiction[TAMAMLANDI] -MPREG- Rüzgar kendi bebekti, bir bebeğe nasıl bakabilirdi? Eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ve erkeklerin doğum yapabildiği bir evrende geçmektedir💞 25.11.2023 26.08.2024