٭37٭

4.1K 363 154
                                    

100K olmuşuz 🥳🥳🥳 İlk yazmaya başladığımda bu kadar sevileceğini tahmin etmemiştim🥹🥹🥹
Fasulye bir buçuk santimken yanımda olan, şimdi Rüzgar ve Barış'ın kucağındayken hâlâ yanımda olmaya devam eden herkese çok çok çok çok çok teşekkür ederimmmm😻😻💖💖

23:34

Rüzgar Barış'ın uzattığı çikolatadan bir parça ısırıp bakışlarını Bera'ya çevirdi. Daha rahat içebilmesi için biberonu biraz havaya kaldırıp arkasına yaslandı. Sonra Barış'a döndü, çikolatadan bir ısırık daha aldı. Herkes kendi bebeğini besliyordu. Çok huzurlu bir geceydi.

"Kahvem." dediğinde Barış hemen pipeti bebeğinin dudaklarına yasladı. Rüzgar büyük bir yudum aldığında bardağı kenardaki komodinin üstüne bıraktı.

"Bu son, daha fazla içmek yok." dediğinde Rüzgar kaşlarını çattı.

"Aylardır bir yudum bile kahve içmedim ben Barış."

"Bu aynı gün on bardak kahve içebileceğin anlamına gelmiyor Rüzgar. Bu son."

Rüzgar haklı olduğunu bildiği için kafasını salladı. Bu sabahtan beri içtiği dördüncü bardaktı. Bu yüzden gözleri fal taşı gibi açıktı. Yorgun hissetmiyordu ama dikişleri birazcık ağrıyordu.

"Hamile old-"

Cümlesini kuramadan aniden durdu Rüzgar. Bir anlığına doğurduğunu unutmuştu. Artık hamile değildi ve buna sığınamazdı. Barış merakla ne diyeceğini beklerken kocasına tatlı bir şekilde sırıttı.

"Yeni doğum yaptığım için mantıksız hareketler sergileyebilirim."

Barış kurduğu cümleyle gülmeye başladı. Gülüyor oluşu babasının kucağında uyuklayan bebeğini rahatsız ettiğinde hemen sustu. Bebekli hayata acilen alışması gerekiyordu. Kendisini kandırmaya çalışan sevgilisinin tombul yanaklarını tutup iki yana çekiştirdi. Ekin'in yanakları da tombuldu. Galiba Rüzgar'ın yediği yemekler en çok yanaklarına yaramıştı çünkü kendi minicik, yanakları pamuk şeker gibiydi.

"Nolur tatlı tatlı konuşma balım. Artık hamile de değilsin, beni asla durduramazsın."

Rüzgar imasıyla dudağını ısırıp kafasını eğdi. Dinlene dinlene mama için bebeğiyle göz göze geldiğinde gülümsedi. Dünyanın en tatlı bebeğinin kendi bebeği olduğunu düşünüyordu Rüzgar. Onu göğsüne bastıra bastıra sevmek, her yerini ısırmak istiyordu ama tek yapabildiği öpüp koklamaktı çünkü kıyamıyordu.

"Bebeğimizin yanında konuşmayalım bunları Barış'çım."

"Neden, onu nasıl yaptığımızı bilmesin mi?"

Rüzgar ahlaksız ahlaksız konuşmaya devam ettiği için renkten renge girerken hiçbir şey demeden Ekin'e mamasını yedirmeye devam etti çünkü dikişlerini umursamadan Barış'ın kucağına atlamaktan çok korkuyordu.

Doktoru dikişlerini kontrol etmek için odaya geldiğinde en az bir buçuk ay ilişkiye girmemeleri gerektiğini söyleyince açık açık söylediği için kıpkırmızı olmuştu Rüzgar. Gidene kadar da kadının yüzüne bakamamıştı. Telefonda seks yapıp yapamayacaklarını sorarken çekinmemişti ama yüz yüze olunca çok utanmıştı.

Neyse ki zaman su gibi akıp geçiyordu. Bir buçuk ayın da çok hızlı bir şekilde geçeceğine emindi. Her ne kadar utanıp dursa da Barış'la doya doya sevişebilmek için resmen can atıyordu Rüzgar.

"Biraz yürüyelim mi sevgilim?"

Yürüdükçe canı yandığı için yataktan hiç kalkmak istemese de iyileşmesi için bu yürüyüşlerin şart olduğunu biliyordu. Bu yüzden, "Tamam aşkım." dedi uslu bir şekilde. Canan Hanım bu gece yanlarında olmadığı için Ekin'i de götürüyorlardı çünkü Rüzgar Barış ve Canan annesi hariç kimseye güvenmiyordu. Elinde değildi, bebeğini gözünden bile sakınıyordu.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin