٭11٭

5.4K 372 225
                                    

21:36

Rüzgar Barış'ın dizlerinde yatarken bir yandan erik yiyor, diğer yandan karnını okşuyordu. Bu akşam fazlasıyla hareketliydi. Bu zamana kadar bebeğinin tekmesine hiç denk gelmemiş olan Barış da merakla hareket etmesini bekliyordu.

"Karnımın içinde patlayan şeker var gibi hissediyorum."

Rüzgar'ın söylediği şeyle güldü Barış. Eğilerek alnına bir öpücük kondurdu. Elindeki çekirdeği ona uzattığında kenarda duran tabağı Rüzgar'a vererek çekirdeği koymasını sağladı. Resmen hareket etmemek için her yolu deniyordu.

"Çok normal bebeğim, hareketleri sana öyle hissettiriyor."

Rüzgar omuz silkip, "Sen nereden bileceksin ki, hiç hamile olmadın." diye gayet rahat bir tavırla konuştuğunda Barış artist tavrı yüzünden yanağını sıkıp çekiştirdi.

"Doktorum ben balım." dediğinde Rüzgar tekrar omuz silkti.

"Olsun, hiç içinde bebek olmadı."

Haklıydı. Onu tamamiyle anlaması imkansızdı ama en azından ne demek istediğini anlıyordu.

Rüzgar aniden elini tutup karnının üzerine koyduğunda bakışlarını heyecanlı bir şekilde karnına dikti Barış.

"Bekle."

Barış uslu uslu bebeğinin tekmesini beklerken yaklaşık üç dakika geçince umutsuzluğa kapıldı. Henüz çok küçüktü, tekmeleri hissedilmeyebilirdi. Rüzgar hissetse bile başkasının hissetmesi çok da kolay değildi.

"Aşkım, beş aylık bebeklerin tekmesi çok hissedilm-"

"Beklesene Barış."

Lafı ağzına tıkadığında sustu Barış. İnanılmaz bir agresiflik vardı üzerinde. Bazen de teletabiler gibi etrafa neşe saçıyordu. Asla ama asla ortası yoktu. Barış onun modunu yakalamakta çok zorlanıyordu.

"Döndü şimdi, ayakları burada." deyip elini tutarak biraz aşağıya koyduğunda Barış sırıtarak beklemeye devam etti. Tam yeniden umudunu keseceği sırada hissettiği minik darbeyle yüzüne kocaman bir sırıtış yayıldı.

"Bak işte, oğlumu hafife alıyorsun Doktor Barış."

Doktorlarının taklidini yaparak söylediğinde kısık bir kahkaha attı Barış. Ne zaman azarlansa Rüzgar'ın çok hoşuna gidiyordu. Onu dizinden kaldırıp koltuğun önünde yere çöktü. Kısa bir tişört giydiği için açık olan karnına önce dudaklarını bastırdı, sonra yavaş yavaş okşamaya başladı.

"Özür dilerim oğlum, bir an senin ne kadar güçlü olduğunu unutmuşum."

Oğluyla konuşmaya başladığında Rüzgar gülümseyerek Barış'ın saçlarının arasında gezdirdi parmaklarını. Beli ağrıdığı için sırtını koltuğa yasladığında Barış da biraz daha yakınlaştı.

"Aferin sana, üzmüyorsun babayı değil mi?"

Dudaklarını karnına sürtüp minik minik öpmeye başladığında kıkırdadı Rüzgar. Hem huylanıyordu hem de hoşuna gidiyordu. Barış başını kaldırıp yüzüne baktığında yakışıklılığı yüzünden derin bir nefes aldı. Bu aralar kocası gözüne daha bir yakışıklı, daha bir çekici görünüyordu.

"Kafası nerede Rüzgar, alnından öpeceğim."

Barış'ın söylediği şey Rüzgar'ı deli gibi güldürürken, güldükçe bebeğinin sarsıldığını düşündüğü için kahkahalarını dizginlemeye çalıştı.

"Bilmiyorum ki Barış, nereden bileyim aşkım?"

Barış karnını okşarken, "Ama ayaklarının yerini biliyorsun." dediğinde Rüzgar sanki istediği çikolata alınmamış gibi davranıyor oluşuna gülümsedi. Fazlasıyla olgundu. Korumacı, gerektiğinde de sertti ama Rüzgar'a karşı dünyanın en nazik insanıydı. Hep mantıklı konuşur, konu ne olursa olsun her zaman Rüzgar'ın iyiliğini isterdi. Böyle özelliklere sahip bir adamın konu bebekleri olunca çocuklaşması, bazen de afallaması Rüzgar'ın hoşuna gidiyordu.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin