٭42٭

4.3K 327 169
                                    

20:14

Rüzgar Ekin'i oyalamak için ona dışarıda yağan yağmuru izletirken cıyak cıyak ağladığı için ağzından fırlayarak tombul yanağından aşağıya kayan emziği havada yakaladı. Tam yarım saattir durmaksızın ağlıyordu. Neden ağladığını bilmiyor oluşu ise şu an fazlasıyla stresli hissettiriyordu Rüzgar'a.

"Gel babası gel."

Barış yaklaşık iki saat önce alışveriş yapmak için dışarı çıkmıştı. Normalde beraber gidiyorlardı ama Ekin bugün çok huysuz olduğu için Rüzgar risk almak istememişti. Eğer marketin ortasında durmaksızın ağlarsa oturup o da ağlayabilirdi.

Yağmur şiddetlendiğinde içi daraldığı için pencerenin önünden çekildi Rüzgar. Ne zaman yağmur yağsa o günü hatırlıyordu. Koltuğa oturup Ekin'i omzuna yatırarak poposuna vura vura pış pışlamaya başladı onu. Kendi kendini panik eden bir yapısı olduğu için sehpanın üstündeki telefonuna uzanıp Barış'ı aradı hemen. Telefonu kulağına koyup açmasını beklemeye başladı.

"Efendim bebeğim?"

Kulağına eğlenceli bir müzik sesi dolduğunda kaşlarını çattı. Marketlerde böyle bir müzik çaldığını düşünmüyordu.

"Neredesin sen Barış? Bizi bırakıp diskoya mı gittin? Sen evli ve çocuklu bir adamsın, unuttun mu yoksa?"

Barış'ın güldüğünü duyduğunda daha çok çattı kaşlarını. Bir de dalga geçer gibi gülüyordu.

"Unutmadım sevgilim. Merak etme, beş dakikaya evdeyim."

Eğer beş dakika dediyse beş dakika dolmadan gelirdi. Ona güveni tam olduğu için daha fazla sorgulamadan kapattı telefonu. Kafasını geriye doğru atıp omzunda uyuklayan bebeğinin yüzüne bakmaya çalıştı. Gözlerinin hâlâ açık olduğunu fark edince poposuna vurmaya devam etti. Uyumamak için neden bu kadar direndiğini anlayamıyordu.

Birkaç dakika sonra kapının açıldığını duyduğunda kucağında Ekin'le beraber ayağa kalktı. Kapıya doğru yürüyüp eve girmeye çalışan kocasına baktı. Canı triplenmek istese de Barış ona dönüp gülümsediği an çok yakışıklı olduğu için dikkati dağılınca trip isteğini anında unuttu Rüzgar.

"Hava iyice soğumuş, dondum."

Ekim ayı geldiği için havalar da gitgide soğumaya başlamıştı. Evin içi çok sıcak olduğu için Rüzgar genelde yarı çıplak geziyordu ama Ekin daha çok küçük olduğundan onu güzelce giydiriyordu.

"Çok mu üşüdün?"

Barış'a yaklaşıp soğuktan kızarmış yanaklarına birer öpücük kondurdu Rüzgar. Sahiden de buz gibiydi. Dudaklarına da bir öpücük bıraktığı sırada Barış elini beline sarınca olduğu yerde sıçradı. O sıçrayınca Ekin yeniden sızlanmaya başladı.

"Barış." diyerek sitem ettiğinde Barış onu daha sıkı sarıp sırıttı. Buz gibi olan eliyle dondurduğu sevgilisinin belini okşayarak ısıtmaya çalıştı.

"Özür dilerim, ellerimi ısıtmak için daha güzel bir yer aklıma gelmedi güzelim."

Bu aralar birbirlerine duydukları istek tavan yaptığı için tek bir cümlesiyle bile Rüzgar'ın kalbi hızla çarpmaya başladı. Çocuk doğduktan sonra birbirlerinden uzaklaşan çiftlerden değil de, aşkları yeniden alevlenen çiftlerden olmuşlardı. Kendini yiyip bitirdiği o zorlu süreç olmasaydı birbirlerine daha da çabuk kavuşacaklarına emindi. Yine de çok mutluydu. Barış ona böyle aşkla baktığı sürece hiçbir şeyin önemi olmadığını anlamıştı. Barış'ın desteği sayesinde kendiyle ve bedeniyle de yavaş yavaş barışıyordu Rüzgar.

𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin