16:54
"Doğru söylemiyorsun dede. Baştan başlamamız gerekiyor yine."
Ekin zorla şarkı söylettirdiği dedesinin kucağına yerleşip şarkısını yeniden büyük bir ciddiyetle söylemeye başladığında Rüzgar babasının yüz ifadesi yüzünden kıkır kıkır güldü. Bundan sonraki ömrünü kırmızı balıklardan nefret ederek geçireceğine çok emindi.
"Rüzgar."
Barış dikkatini çekebilmek için adını söylediğinde babası ve oğlundaki bakışlarını kocasına çevirdi Rüzgar. Elinde tuttuğu kaşığı imalı bakışlar eşliğinde dudaklarına uzattığında gözlerini devirip kaşığı ağzına soktu.
"Neden sen yediriyorsun Barış? Bebek miyim ben, kendim yiyebilirim."
"Ben yedirmek istiyorum, benim bebeğimsin."
Herkes odada olduğu için kurduğu cümle yüzünün kızırmasına sebep oldu. Fısıltıyla, "Hiç utanman yok." dediğinde arsız kocası omuz silkince onunla uğraşmanın anlamsız olduğuna karar vererek yemeğini yemeye devam etti.
Rüzgar hastaneden kızı olmadan çıkmayı kesinlikle reddettiği için hep birlikte onu ziyarete gelmişlerdi. Tabi bu artık hasta ziyareti sayılmıyordu, Rüzgar iyileşmesine rağmen resmen odayı ele geçirmişti. Koray Bey Asel'in çıkmasına izin vermeden de gitmeyi düşünmüyordu.
"Asel'i görmeye gidecek miyiz?"
Bugün tam üç gün olmuştu. Rüzgar üç gündür güzel kızına dokunamıyordu. Dün sabah yapılan testin sonuçları henüz çıkmadığı için de eli kolu bağlı bir şekilde oturuyordu.
"Test sonuçları çıkınca Koray Bey haber verecek aşkım. Belki bu sefer kızımız bize gelir."
Düşüncesi bile gülümsemesine sebep oldu. Kızına kavuşmak için her şeyi yapabilirdi Rüzgar. Bir an önce iyileşsin diye gece gündüz dua ediyordu.
"Of dede, of."
"Yine mi yanlış söyledim?"
"Evet, çok sinirlendiriyorsun beni. Balım sinirlendiğinde babamın kafasına yastık fırlatıyor, ben de sana fırlatabilir miyim?"
Rüzgar duyduğu şeyle bal gözlerini kocaman açıp oğluna döndü. Annelerine yeteri kadar rezil olmuşlardı zaten, babalarına da olmak istemiyordu.
"Ekin çok ayıp oğlum, olur mu hiç öyle şey?"
"Ama sen de yapıyorsun."
Barış sırıtıp durduğu için ona korkunç bir bakış atıp yeniden oğluna çevirdi bal gözlerini. Ona bir aydır dokunamadığı için kudurmuş olmalıydı. Bu kötü sırıtışların başka bir açıklaması olamazdı.
"Biz babanla evli olduğumuz için bu şekilde şakalaşabiliriz ama büyüklerimize saygısızlık edemeyiz fasulyem. Yani sen de dedene yastık fırlatamazsın."
Ekin hayal kırıklığıyla pufladı. Oysa ki dedesine yastık fırlatmayı gerçekten çok istemişti.
"Ne yapacağım o zaman?"
Selim Bey şarkısını mahvettiği için üzgün üzgün duran torununa, "Dondurma alayım mı sana?" dediğinde Ekin'in kahveleri hevesle parladı. Dedesinin kucağından inip, "En büyüğünden alalım ama." dediğinde Rüzgar, "Ekin." diye uyarınca babasını duyduğu halde duymazlıktan geldi Ekin. Rüzgar'ın yokluğunda dedeleri yüzünden birazcık şımarmıştı.
Kemal Bey'in eline sarılıp, "Dede sen de gel. Dedeler ve torun randevusuna çıkalım." dediğinde Kemal Bey lafları kendisinden büyük olan torununun çekiştirmesiyle ceketini eline alıp ayağa kalktı. Randevuya çıkmanın ne olduğunu da tabi ki de Barış'tan öğrenmişti. Çünkü babası balını hep randevuya çıkarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭
Teen Fiction[TAMAMLANDI] -MPREG- Rüzgar kendi bebekti, bir bebeğe nasıl bakabilirdi? Eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ve erkeklerin doğum yapabildiği bir evrende geçmektedir💞 25.11.2023 26.08.2024