09:28
Barış elindeki gazlı bezle Rüzgar'ın dikişlerini temizlerken sessiz sessiz yatan bebeğine bir bakış attı. Sakinleştirici verdikleri için biraz da olsa kendine gelebilmişti.
"Beni neden uyandırmadın?"
Sesinin donukluğu Barış'ın içini titretti. Rüzgar'ını üzen her şeyden nefret ediyordu. Elindekini kenarda duran tepsinin içine bırakıp temiz bir gazlı bez daha aldı. Kendini o kadar çok hırpalamıştı ki en sonunda bütün dikişlerini kanatmıştı. Barış da mikrop kapmasın diye pansuman yapıyordu.
"Tahlil sonuçları çıkınca Koray Bey yanına çağırdı. Asel uyanıktı, seni uyandırmak istemediğim için onu da yanıma aldım. Gitmişken belki tekrar muayene eder diye düşündüm, hemen döneriz sanmıştım. Eğer böyle olacağını bilseydim yemin ederim uyandırırdım seni."
Sakinleşince kızının durumunu en ince ayrıntısına kadar öğrenmişti Rüzgar. Barış'ın söylediğine göre korkmasını gerektirecek bir durum yoktu. Kuvözde kalmasının tek sebebi onu dışarıdaki risklerden korumaktı. Biraz küçük doğduğu için vücut direnci çok düşüktü. Kalbindeki deliğin sağlıklı bir şekilde kapanabilmesi için de kilo alması ve güçlenmesi gerekiyordu. Kanında zaten enfeksiyon olduğu için kapabileceği herhangi bir mikrop durumunu ciddi bir boyuta taşıyabileceğinden Koray Bey'in verdiği bu kararı anlayabiliyordu Rüzgar. Kendisi de kızı için her şeyin en iyisini isterdi, bu yüzden kabullenmişti. Her şey onun sağlığı içindi.
"Asel'i kucağında göremeyince çok korktum. Bir de yanına gidemeyeceğimi söyleyince- çok, çok kötü şeyler düşündüm."
Barış bandajını da taktıktan sonra bütün malzemeleri komodinin üzerine bıraktı. Temiz olan eliyle Rüzgar'ın elini tutup bal gözlerindeki hüzünden kaçabilmek için başını eğdi.
"Odadan ayrılalı on beş dakika bile olmamıştı. Aklımın ucundan bile geçmedi geri dönemeyeceğimiz. Zaten yanına geliyordum ben. Seni uyandırıp her şeyi anlatacaktım ama sen çoktan uyanmıştın. Bir anda seni karşımda görünce ne yapacağımı şaşırdım. Sana böyle bir korku yaşatmak istemezdim sevgilim, özür dilerim."
Barış'ın da hiçbir suçunun olmadığını biliyordu Rüzgar. O da en az kendisi kadar üzgündü. Mahcup bir şekilde durduğu için parmaklarını birbirine geçirip yanında olduğunu göstermeye çalıştı. Barış ondan aldığı cesaretle başını kaldırdığında kocasına tebessüm etti.
"Özür dilenecek bir şey yok sevgilim. Ama ben senden özür dilerim, çok korkuttum seni. Belki gitmeden önce görseydim, son kez öpseydim-"
Cümlesini tamamlamasına izin vermeden ona sıkıca sarıldı Barış.
"Ne biçim konuşuyorsun sen öyle? Bir iyileşsin, bir sürü öpeceğiz kızımızı."
Rüzgar Barış'ın omzuna yaslanıp kafasını salladı. Ağlamamak için kendini çok zor tutuyordu ama Barış'ı daha fazla üzmek istemiyordu.
"Hıhım, iyileşecek benim minik kızım."
Bir süre sessiz sessiz sarılmaya devam ettiler. Hemşire malzemeleri almak için odaya girdiğinde mecburen ayrıldılar birbirlerinden. Barış da ellerini yıkadıktan sonra çantadan Rüzgar için yeni bir pijama üstü çıkarıp yanına geçti.
"Sen biraz dinlen, sonra görmeye gideriz."
Rüzgar hevesli bir şekilde, "Nasıl yani, görebilir miyiz?" diye sordu. Kızını günlerce göremeyeceğini sandığı için çok üzülmüştü. Barış elini tuttuğunda onun yardımıyla yattığı yerden doğruldu.
"Sen üzme kendini güzelim, ben ayarlayacağım bir şeyler. Yanına giremesek bile uzaktan görebiliriz."
Kızını göğsünde uyutması gereken zamanda ona dokunamayacak oluşu kalbini acıttığı için güzel dudakları hemen büzülüverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒂𝒃𝒚'𝒔 𝒃𝒂𝒃𝒚 ٭bxb٭
Teen Fiction[TAMAMLANDI] -MPREG- Rüzgar kendi bebekti, bir bebeğe nasıl bakabilirdi? Eşcinsel evliliklerin yasal olduğu ve erkeklerin doğum yapabildiği bir evrende geçmektedir💞 25.11.2023 26.08.2024