Üç Kralın Muhteşem Gücü salonun sessiz kalmasına neden oldu. Kutsal İttifak'ın üst kademesindekiler Azure Çiçek Kıtasının Hükümdarlarıydı ve birçoğu On Büyük Klandan geliyordu, ancak hiçbiri şu anda yüksek sesle nefes almaya dahi cesaret edemedi.
Üç Boş Tanrı Alemi Kralı Azure Çiçek Kıtasına inmişti ve arkalarında güçlü iki yıldızlı tarikatlar vardı. Bunların hepsi, Zhao Feng'in Büyük Yaşlısının soyundan gelen Ay İblis Sarayı'nın eşsiz dehalarından birini kaçırdığı içindi.
Üç kral salonun ön kısmına oturdu. Kimse neye benzediklerini göremiyordu; sessizce bekliyorlardı ve bilerek auralarını serbest bırakmamışlardı, ancak ortam oldukça ciddiydi.
Daha sonra kısa süre içerisinde bir uçma sesi ortaya çıktı ve bir erkek ile bir kadın birkaç nefesin ardından salona indi. Salona inenlerden birisi mor saçlı bir genç diğeri ise çekici bir kızdı.
“Zhao Feng!” Kutsal İttifak'ın üst kademe adamlarından birisi bağırdı.
Erkek ve kadın hiç durmadan salona doğru yürüdüler. Zhao Feng kendinden emin bir şekilde yürüyordu, oysa Zhuang Wan'er biraz huzursuzdu ancak üç Kral'ı gördükten sonra rahat bir nefes aldı. Ancak yine de bir şey yapmaya cesaret edemedi. Zhuang Wan'er, Zhao Feng'in üç Kral aurasını uzun zaman önce hissettiğini çok net biliyordu ancak yine de geldi; Zhao Feng'in bel bağladığı bir şeyi olmasa ona güvenmezdi.
“Zhao Feng, sonunda karşılaştık....” Ortadaki Kraldan güzel bir ses çıktı. Bu Kral Saf ve kutsal bir kadındı. Her hareketi bir Tanrıça gibiydi.
"Aziz Ay Tanrıçası," Zhao Feng kadına baktı ve duygusuz bir şekilde söyledi.
Baktığı kadın, Mor Aziz Harabeleri'nden Ye Yanyu'yu hatırlamasını sağladı. Ye Yanyu, Aziz Ay Tanrıçasının öğrencisiydi ve Ye Yanyu, Boş Tanrı Korumasını kullandığında onun görüntüsünü görmüştü.
Büyük salonda Zhao Feng'in Aziz Ay Tanrıçası ile girdiği muhabbet kaosa neden oldu. İkisinin bakışları bir an için birbirlerine kilitlendi.
Zhao Feng'in bakışları keskindi ve kişinin ruhunu görebilme yeteneğine sahip gibi duruyordu, öte yandan Aziz Ay Tanrıçası ise sakindi.
Şaşırtıcı bir şekilde üç Kral, Zhao Feng'i gördüğünde onu ne rahatsız ettiler ne de saldırdılar. İki taraf arasındaki muhabbet beklediklerinden çok daha sakin geçmişti, sanki birkaç yıldır birbirlerini görmemiş iki arkadaşlarmış gibiydiler. Zhuang Wan'er Zhao Feng'in arkasında duruyordu.
Ortam gerçekten çok garipti. Kutsal İttifak'ın üst kademesindeki kişiler birbirlerine baktı ve her birinin kendi içerisinde tahminleri vardı. Üç Kralın Zhao Feng'e karşı dikkatli olduğunu görmek zor değildi.
Söylenti doğru olabilir miydi? Zhao Feng Kral mı olmuştu? Ama öyle olsa bile, arkalarında iki yıldızlı tarikat olan üç büyük Kralla karşı karşıya kalmış olacaktı. Zhao Feng hâlâ dezavantajlı konumdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KOG~4
FantasyKOG 637 bölümünden sonrasını yazıyorum sadece önceki bolumler watte var zaten iyi okumalar Degerlendirme ve yorumlariniz beni motive edebilir teşekürler Her gün 10 bölüm atmaya çalışacağım elimden geldigince