Beni şaşkınlıktan öldürmeyi planlıyorlarsa az kalmıştı.
"Evlenmesine izin veremem."
İkisini de güzel bir dayaktan geçirecektim şimdi. Yirmi dakika önce ortaya çıkan gizemli kız arkadaşın evlenmek üzere olduğunu öğrenmek tam bir sürprizdi. Öte yandan... Ellerini bir saniye olsun bırakmadıkları dikkatimi çekti. Bana bakmaktan çekinen kızı izledim bir süre. Gergindi. Aras'ın parmaklarını sıkıyordu. Sonra ne yaptığının farkına varıp gevşiyor birkaç saniye sonra daha sıkı sarılıyordu. Allah'ım... Çıldırmak üzereydim.
"Tanımadığım bir adamla sırf parası için evlenmek istemiyorum, Leyla Hanım."
"Leyla yeterli..." diye hatırlattım belki de yüzüncü kez.
Düğüne sadece bir gün vardı. Bütün davetliler İstanbul'daydı. Her şey hazırdı. Türkiye gündemini birkaç gün meşgul edecek bir organizasyondu. Önemli iş adamları, sosyetik aileler dışında büyükelçiler ve yabancı davetliler de katılımcılar arasındaydı. Şimdi de tutmuş evlenmek istemiyorum mu diyordu? Allah aşkına geçen ay aklı neredeydi bu kızın? Neden daha önce itiraz etmemişti? Belki o zaman bir çaresini bulabilirdim. Belki o zaman bu iki aptal aşığın bu kadar çaresiz kalmasını engellemiş olabilirdim.
Başımı salladım.
"Leyla, lütfen... Bize yardım etmek zorundasın."
Çıkıştım. "Düşünüyorum."
Biri, gen haritamın ikiziydi. Birbirimize benzeme konusu tartışmaya açıktı. Diğeri ise... Kızdan yirmi iki dakika öncesine kadar haberim yoktu. Yani bir yabancıydı. Ona yardım etmek zorunda değildim. Çıldırmak üzereydim. Aras, bir kolunu kızın etrafına sararken yerimden fırladım. Aşk denilen o illete yakalanmışlardı bir kere. Ne söylersem söyleyeyim vazgeçmeleri için ikna edemeyecektim. Birbirlerinden öylece vazgeçecekler gibi durmuyorlardı. Tamam. "Durumu yeniden değerlendirelim. Bakalım doğru anlamış mıyım?"
Aras başını sallayarak onayladı.
"Siz ikiniz bir senedir birliktesiniz. Atina'da tanıştınız ve o zamandan beri birbirinizden başka bir şey düşünemiyorsunuz. Bu sürede Elif'in babasının işleri kötüye gitti ve neredeyse iflasın eşiğine geldi. Kendini kurtarabilmek için kızını da Mehmet Ayaz Artuklu ile evlendirmeye karar verdi, öyle mi?"
Elif yine bana bakmaktan kaçınarak başını salladı. Tanrı aşkına bu kız konuşmaz mıydı hiç?
Artuklu ismini değil Türkiye'de, Balkanlar-Rusya ve Arap Ülkelerinde bilmeyen yoktu. Elif Subaşı, yarın onunla evlenecekti. İkizim ise bu olayın tam ortasına dalmaya niyetliydi.
"İmkansız." Aynı anda bana baktılar. "Düğünü durdurabilmemiz, imkansız."
"Leyla-"
Susturdum. "Babam, Artuklular ile sağlam iş ilişkileri içinde... Daha on gün önce üç otelin inşaatı için imzalar atıldı. Kaldı ki Aras, Elif'in ailesine olacakları düşünmek zorundasın." Kıza döndüm. "Sen de öyle..." Burada mantıklı düşünebilen sadece ben miydim? "Baban, iflasın eşiğinde, öyle değil mi? Subaşı ismi uzun süre dayanamaz. Karşınıza Artuklu gibi bir güç alırsanız sonraki günü bile görebileceğinizden emin değilim."
"Onunla evlenemem, Leyla Hanım."
Bana nasıl istiyorsa öyle seslenmesine izin vermem gerekecekti. Düzeltmedim. "Neden? Aileni kurtarabilirsin. Kendini kurtarabilirsin. Bir daha geleceğin için endişe etmen gerekmez. Pek çok yönden avantajlı olacak." Kazanacağı milyonlar da bonusuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damat Kaçırma (Final)
RomanceOlaya hiç bu açıdan bakmadım ben. Hayatım boyunca o kadar çok şey kaçırdım ki... Hayaller, dostlar, mutluluklar, güven, aşk, eğlence... Ama bu adam! Kaçırdığım en iyi şeydi.