Elli Dördüncü Bölüm

42.8K 3.1K 360
                                    

           

"Sana sessiz olmanı söyledim."

Bütün siniriyle her an öldürüverecekmiş gibi baksa da fayda etmezdi. Leyla görüşmeyi sonlandırmıştı ve onuncu kez aramasına rağmen yanıtlamıyordu. Onu utandırmıştı. Sırf bu yüzden beş kat daha sinirli hissediyordu. "Daha dikkatli davranmalısın. Yoksa..." Ellerini bir kuşun kanadı gibi dalgalandırdı. "Uçup kaçacak."

"Olması gerektiği kadar davranıyorum." Kendi telefonuna uzandı. Kişi listesinden Aras Karaca'nın ismine gelip aramayı yanıtlamasını bekledi. "Leyla, telefonlarımı açmıyor."

"Ateş hattına girmem mümkün değil. Sana konum atmama ne dersin?"

Öylesi daha çok tepki vermesine sebep olabilirdi. "Aradığımı iletir misin?" Aras Karaca onayladıktan sonra sonlandırdı. "İkili ilişkiler konusunda vasat ötesi bir durumda." Konuşmanın seyri ilgisini çekmiş olacak ki Zeynep oturuşunu değiştirdi. "Bak!"

"Seni ilk kez ikili ilişkilerden söz ederken duyuyorum. Şevkin kırılmasın. Devam et, lütfen."

"Leyla ile o şekilde bir ilişkim yok, henüz."

"Henüz? Geleceğe dair planların var."

"Düşüncelerim var." Demek daha doğru betimlerdi. "Kabuğunu çatlatmayı başardım. İçeriden çıkarmak hayli uğraştıracak." Dün gece, duygularını tanımlarken kullandığı ifadeler zorluk seviyesini belirliyordu. "Bunların duygusal açıklaması olduğuna inanıyorum." Kör kütük âşık olmak ve bilmemek gibi... "Beni her şekilde zorluyor."

"İyi bir şey mi?"

"Sanırım." Sabrı büyümüştü. Anlayışı genişlemiş, merakı yükselmişti. Kendinde tanıdığı sığ kalıpların ötesinde zamanlar geçiriyordu. Kaçırılmak gibi... Silahla yaralanmak gibi... Korkmak, öfkelenmek, şaşırmak... Çaresizliğin en dip noktasından çözüm ışığına sıçramak... Leyla Karaca, beyin yapısını değiştiren bir faktördü. "Farklı hissettiriyor."

"Farklılaşmanı da sağlıyor."

Etkisi o kadar büyük müydü? Zeynep'in neyi kast ettiğini anlayamadı.

"Aman da aman! Benim abim âşık olmuşta kardeşiyle dertleşirmiş." Diyerek yerinden doğruldu. Ayaz'a bir kol mesafesinde olduğu için kolayca ulaşıp yanaklarını sıktı. Üzerinden atmaya davransa da henüz dikişli olduğu için gücünü etkin kullanamadı. Bundan faydalandı. O yanakları çokça sıktı. "Tamam. Palyaçoluk yapmıyorum." Üç saniye sonra çekildi.

"Gerçekten mi?" Şaşkınlık içerisinde Zeynep'e baktı. "Ciddi misin?" Bir kıskaç gibi kapanıp açılan parmaklarına baktı. "Şansını kaybettin. Tek kelime yok."

"Tamam." Öne atılıp kolundan yakaladı Ayaz'ı. "Özür dilerim. Resmiyet içinde dinliyorum." Durdurmayı başardı. "Mesela nasıl tanıştınız?" Hafızasındaki kısa taramasında Leyla Karaca ismini ilk duyduğu ana döndü. "Düğüne dek varlığından haberim yoktu."

Benim de...  "Uzun hikaye..."

"Vaktim var. Çok uslu çocuk doğurmuşum, acıkmadığı tüm zamanlarda uyuyor."

"Zeynep, gerçekten uzun ve karmaşık bir hikaye... Normal şartlarda anlamak neredeyse imkansız." Israrlı bakışları hala üzerindeydi. Pes etti. "Leyla, tam bir baş belası... Elif ile evlenmeme engel olmak için beni düğünden önce alıkoydu."

"NE YAPTI?" Dizleri üzerinde doğruldu. Gözleri yuvalarından çıkacakmış gibi duruyordu. "OHA!" Kendini yavaşça geri bırakıp duyduklarını idrak etme sürecine geçti. "Nasıl?" Abisinin cüssesine bakıyordu da... Her şekilde Leyla'nın iki katı ederdi. Boyu, ağırlığı, vücut ebatları... "Leyla, karınca kadar bir şey..."

Damat Kaçırma (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin