Ah kalbim! Ben senden ne çektim?
İçimde şarkılar ile araladım gözlerimi. Sol kolumun üstüne dönüp perdelerin arasından Mehmet Ayaz'ın gözlerini andıran mavilikteki boğaza baktım. Onunkiler kadar derin, onunkiler kadar sonsuz...
Hop!
Saçmalamayı üst tonlardan yaşamamın anlamı yoktu.
Yine de... Gülümsemekten kendimi alamıyordum.
Bu çok garip bir histi. Her yeni günün beni bir adım daha onunla bütünleştirdiğini hissediyordum. Kafamdaki bütün sorulara rağmen bu, güven veriyordu. Mehmet Ayaz, bendeki çoğu şeyi değiştiriyordu. Aptalca sırıtmamın sebep oluyordu.
Kapımın aralanmasıyla kendimi topladım.
"Abla?"
Eren'in sesiyle döndü. "Ablacığım..." Henüz pijamalarını çıkarmadığını gördüm. "Ne oldu?" Yorganı kaldırmamı beklemeden yatağa tırmanıp yanıma yerleşti. "Erenciğim?"
"Okula gitmek istemiyorum."
Kolumun altına girip kendini iyice sakladı. Bir dakika geçmemişti ki annemin sesini işittim. "Yemin ederim bıktım. Her sabah aynı hikaye... Eren, neredesin?" Ayak sesleri koridoru geçti hızla. Aynı anda Eren üstümden geçip diğer tarafıma saklandı. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Kaçabilirsin ama saklanamazsın, ufaklık."
Küçük bir el yorganın altından çıktı ve ağzıma kapandı. "Şiş... Şişt..."
Odamın kapısı ardına kadar açıldı. "Buldum seni, sıpa."
Annemden saklanma denemesi buraya kadardı. Söylenerek çıktı odamdan. Tümüyle uyandığıma ve tamamıyla ayıldığıma göre hazırlanıp güne başlamamın zamanıydı. Lacivert kumaş pantolon, krem renkli ipek bir gömlek ve ceketimle giyinme aşamasını sonlandırdım. Bej ayakkabılarımla odaya döndüm. Saçlarımı ördükten sonra basit makyaj dokunuşlarıyla tümüyle hazırdım.
Aylardır tembellik yaptığım yeterdi.
"Vay! Leyla Karaca..."
Aras'ın sevimsizliğine gülümseyerek yerime geçtim. "Günaydın."
"Günaydım kızım." Babam, hazırlanmış halimi süzdü. "Şirkete mi geliyorsun?" Başımı salladım. "İsabetli olur. Toparlanacak işler var. Fuarlar için ciddi hazırlıklar yaptırıyorum. Bunların organizasyonunu sağlayabilir misin? Aras'ın bazı tasarımları oldu. Son kararları alıp bana getirirsin."
"Kararlıyız, bu sene hepsine katılıyoruz." Babamın ses tonunu buna yordum.
"Konuşulan büyük projeler var. Kaçırmak istemezsin." Kaçırmak istemezdik. Ah! Leyla Karaca'yı nereden vuracağını biliyordu. Önceliği bu işe verecektim. "Diğer konu..." Babam, çatalını bana doğrulttu. "Artuklu projesinden uzak duruyorsun. Ben ilgileniyorum onunla."
"Patron sensin..." İnatlaşmamam onu şaşırtmış gibiydi. "O projeden koptuğumu kabul ediyorum." Zaten ilişkilerin geldiği noktada yürütücü konumunda olmam doğru değildi. "Fuarlar ile ilgileneceğim. Devrettiğim bazı işler vardı. Onların da takibini sağlarım."
Annem, sessizliğini bozdu. "Kızımı yormanızı istemiyorum." Bana döndü. "Daha erken değil mi? Bu işleri yapacak onlarca insan var. En azından şu fizik tedavin bitene kadar dinlensen..." Sıcaklık bir anda magma seviyesine yükseldi. Beni fena halde ateşler basarken babam altın soruyu dile getirdi. "Nasıl geçti? Neler yapıyorsunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damat Kaçırma (Final)
RomanceOlaya hiç bu açıdan bakmadım ben. Hayatım boyunca o kadar çok şey kaçırdım ki... Hayaller, dostlar, mutluluklar, güven, aşk, eğlence... Ama bu adam! Kaçırdığım en iyi şeydi.