Elli İkinci Bölüm

47.7K 2.9K 263
                                    

           

Babamın yüz ifadesini unutmam mümkün değildi.

Sessizce odaya girdiğimizde saat, sabaha karşı dördü gösteriyordu. Odada yankılanan güçlü horultuları birkaç saniye dinledik. Evet! Anne-babam derin uykudaydılar ve top patlasa duymazdılar.

Beni, bir gülme tuttu.

Aras, anında kolumdan dürttü ve susmamı işaret etti.

Parmak uçlarımızda odaya girdik. Aras hemen arkamdaydı. Elif ise girişte durmuş utangaç gözlerle içeri izliyordu. Az sonra olacakları, en renkli filmlerde bile göremezdi. Yatağı geçtim. Babamın tarafına ulaştığımda dizlerim üzerinde ilerleyerek yaklaştım. Az sonra... Bu geceyi Suphi Karaca'ya dar edecektim.

Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı eğdiğim de babamın döndüğünü yakaladım. "Özür dilerim."

Aras'a da yaklaşmasını işaret ettim. Elindeki feneri, üstüme gelecek şekilde ayarladı. Başımı eğmem ile ışığını açtı. Yüzümdeki pudranın etkisi hayli korkutucu olmalıydı. Boğazımı temizledim.

"Dikişlerin var demem, Leyla."

"Özür dilerim." diye tekrarladım.

Babam, kıpırdadı. Hala uykunun sınırları içerisindeydi ve dışarı çekmek zorlayacaktı. Boğazımdan gelen sesleri daha güçlü tekrarladım. Silkelendi. Gözleri kasıldı ve yüzü uyanmaya hazırlanan bir geçiş yaşadı. Nihayet kendine geldi. "Allah."

Bu sefer ses, Aras'tan geldi. Dudaklarını dişlemesine rağmen omuzları titriyordu.

"Tövbe. Bismillah."

"Kızının sırlarını sattın, Suphi Karaca." Dedim tiz bir sesle. "Bu, bir ihanettir."

Hızla doğruldu yerinden. Gözleri korkudan kocaman açılmış bir halde neredeyse annemin üzerine çıkıyordu. Karmaşanın etkisiyle kadını iteledi ve uyandırmış oldu. Annem, panikle dönerken yataklarının yanında duran beni fark etti. Fren sesini andıran bir çığlıkla yataktan çıktı.

Oda bir anda aydınlandı.

"Leyla."

Hayatımın en unutulmaz ifadelerini işlemişlerdi beynime.

"Ulan, siz benim başıma nasıl bir belasınız?"

Babamın yataktan fırlayışı, bizim odadan kaçışımız, peşimizden gelen kırk iki numara erkek terliği... Elif'i gördüğünde kısa süreli bir şok yüzünden duraksadı. "Dua et." Diyerek başını salladı ve arkamızdan koştu. Annem ise hemen gerisindeydi. "Leyla, ameliyatlı... Öbürünü vur."

"Anne, hadi ama... Kızının fikriydi." İkinci kırk iki numara terlikten sonra topuklu, tüylü bir tane geldi. "Yok artık! Mermi gibi saplanır bu."

"Bunlar olmamış, Hanzade."

Annem, çay fincanını masaya bırakıp göz ucuyla bize baktı. "Şeytanın aklına gelmez, şu yaptığınız." Onaylamayan baş hareketi ile tabağına devam etti. "Akıllanıp uslanacaklarına... Terlik fırlatıyoruz arkalarından..."

"Kızının fikriydi." Aras'a baktım. "Beni kandırdı." Bak ya! Oh olsun. Yediği terlikleri hak ediyordu.

"Mehmet Ayaz'a her şeyi anlatmamalıydınız."

Babam, başını kaldırdı. "Her şeyi anlatmamalıymışım." Elini doğru salladı. "Söylettirme şimdi beni küçük hanım. Seninkilerin yanında bu, devede kulak..." Ben kişisel sırları açığa çıkarmıyordum. "Öyle çakmak çakmak bakma. Kızım için doğru olanı yaptım." Duraksadı. "Hem sen ne zaman görüştün?"

Damat Kaçırma (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin