Hesap etmediklerimle büyük bir sorunum vardı.
Mehmet Ayaz!
Dün gece benimle paylaştıkları, duyguları, korkuları... Bu adamın, bir kadının başına gelmesi mucize değil de neydi? Durduğum noktada dünyanın en şanslı kadını olabilirdim. Beni seçtiği için, beni sevdiği için, kalbine aldığı ve değerli kıldığı için... Diğer yandansa... Yaşadıklarımız neyin lanetiydi? Ailemin, geçmişteki rolü karşısında hala bir kaosun içindeydim. Döne döne çarptığım duvarlar giderek yükseliyordu? Olduğum yerden gökyüzü görünmüyordu.
Dünyanın en güzel köşesinde, bir denizin kıyısında, puslu güneşin altında, sessizlik ve huzur içinde durmama rağmen içimdeki savaşın gücü karşısında çaresizdim.
Sahi nasıl dayanacaktım buna?
Seni seviyor.
Onu çok seviyorum.
Öyleyse sorun ne?
Her şeyi örtecek miydik? Bir yargılama olmadan, cezalandırmadan, hatalar telafi edilmeden yaşandı, geçti mi diyecektik? Kayıp çocuklara, dedem yüzünden cehennemi yaşayan diğer ailelere ne olacaktı? Süheyla Artuklu dosyası netlik kazanmış olsa da başkaları için bir şey yapılmayacak mıydı?
Çok düşünüyorsun.
Çünkü düşünmem gerekiyor.
Aras, yakında baba olacaktı. Eren daha çok küçüktü. Ve ben... Elimi kaldırıp denizin fon oluşturduğu parmaklarına baktım. Parlayan yüzük, Mehmet Ayaz'ın tüm inceliğini yansıtıyordu. Ne anlama geldiği bariz şekilde açıktı. Bu konuda zihnimdeki doğruları susturamazdım. Onunla evlenmeyi ve ötesinde yaşayacakları bütün kalbimle istiyordum. Çocuklarına anne olmak fikri beni heyecanlandırıyordu. Bana ilk kez hayaller kurduruyordu. Mutluluk tabloları çizdiriyordu.
Ve ben o tabloların kararmasından korkuyordum.
"Buradasın."
Kulağımdaki fısıltının sahibini, sessizce yaklaşma konusunda sorgulamıyordum artık. Arkadan sarılan kolların sıcaklığına bıraktım kendimi. Sırtımı yaslamam ile dudaklarını, saçlarıma bastırdı. "Buradayım." Zaten nereye gidebilirdim ki? Ya şu denizi yüzerek aşmam gerekecekti ya da arkamdaki ağaç kaplı tepeyi tırmanman gerekecekti. "Çevre şartları kaçmaya uygun değil."
"Bir yolunu bulacağından emindim."
"Yanıldın."
Kollarını çözdü ve montunu, beni de alacak şekilde etrafıma sardı. "Düşüncelerdesin." Az önceye kadar evet... Şimdi ise sıcaklığının ve kokusunun keyfini çıkarmak istiyordum. "Seni yatakta göremediğimde endişelendim, Leyla."
"Uykusuzsun." Başımı köprücük kemiğine yaslayıp bakışlarımı kaldırdım. "Rahatsız etmek istemedim." Uyanık olduğu zamanlarda bolca sorun yaşatıyordum zaten.
"Beni rahatsız etmezsin, güzelim." Derin bir nefes aldım. Beni, kolları arasına sıkıştıran sarılışı nefesimi bırakmama izin vermedi. "Aklından çıkmayan hangisi?"
Kayıp çocukların hepsi...
Acılı ailelerin tüm gözyaşları...
"Daha ne kadar burada kalacağız?" diye sordum. Derin bir nefes alma sırası ondaydı. Saçlarımın arasındaki sıcaklığı, ruhumu okşuyordu. "Dönmek istiyorum." Sesim, inceldi ve kayboldu. "Babamın yanında olmak istiyorum."
"Akıl terazinde... Geçmişe karşı daha ağır geldiğimde döneceğiz, Leyla."
Sesi, tek tondu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damat Kaçırma (Final)
RomanceOlaya hiç bu açıdan bakmadım ben. Hayatım boyunca o kadar çok şey kaçırdım ki... Hayaller, dostlar, mutluluklar, güven, aşk, eğlence... Ama bu adam! Kaçırdığım en iyi şeydi.