Altmış Beşinci Bölüm

40.4K 3K 335
                                    

           

Zeynep'in aramasını meşgule düşürerek karşısındaki adamın konuşmasına odaklandı.

Sabahtan beri belki de onuncu keredir direttiği ısrarının sebebini tahmin etmekte zorlanmıyordu artık. Zeynep'in öylesine başlayan konuşma çabaları üçüncü saniyesinde Leyla Karaca'yla sonuçlanacaktı. Bu sefer değil. Bugün değil. Bu önemli toplantının ortasında değil. Kafasını dağıtacak şansı yokken değil.

Onu bir kez olsun düşünmek her şeyi allak bullak ediyordu.

Mutsuz hissettiriyordu.

Güvensiz.

Yalan.

Oyun dolu.

Hak etmediği diğer tüm şeyleri...

Leyla ile kuramadığı tüm köprüleri...

Yıkılan tüm yolları...

Hatırlamanın verdiği tüm ağırlıktan yok sayarak kurtulma yeni edindiği bir alışkanlıktı. Oldukça da çabuk kaptığını itiraf etmeliydi. Gün geçtikçe daha başarılı oluyordu bu sınavda. O küçük oyuncuyu bir şekilde yenecekti.

'Sen bilirsin.'

Ekranındaki mesaja bakıp telefonunu ters çevirdi.

Birkaç dakika sonra Gerald, müsaade isteyerek masadan ayrıldı. Onu buna zorlayanın Zeynep olduğundan şüphe duymayarak adamı takip etti bakışlarıydı. Büyük salonun girişine kadar ilerledikten sonra durdu. Hızla bir şey konuştuklarını ayırt edebiliyordu. Mesele her ne ise Gerald sonunda kabul etmek durumunda kaldı.

Turizm bakanlığından iki müsteşara verdi dikkatini tekrar.

Önceliği otelin sicilindeki pürüzlerin temizlenmesinden yanaydı. Yüz seksen senelik bir ismin, öylece yitip gitmesine müsaade etmeyecekti. Bu prensesi, eski şaşalı günlerine döndürmekte kararlıydı. Vergiler konusunda bir şekilde anlaşmaya varılacağını ön görüyordu. Yetkili kurumların isteyeceği güvenlik tadilatları da gözünü korkutmuyordu.

"Ceza heyeti, otel kimliği hakkındaki son kararını, gerekli düzenlemeleri yaptığınızda verecekler. O güne dek eksik evrakların tamamlanması ve ilgili makamlardan onayların alınması çok önemli, Bay Artuklu."

"Ekibim yakından ilgileniyorlar."

"Bu durumda şimdilik yapabileceğimiz bir şey yok."

"Talebimi biliyorsunuz." Dedi Ayaz.

Diğerine göre daha yaşlı olanı onayladı. "Evet." Evraklarını karıştırıp içlerinden iki kağıttan oluşan birlikteliği en üste aldı. "Uluslararası isim güvenirliğiniz göz önüne alındığında ceza heyetinin son kararına dek mevcut fonksiyonu sürdürmenizde sakınca yoktur." İkinci sayfanın alt kısmına onay mührünü basıp imzaladı. "Gerekli şartlar üç iş günü içerisinde tarafınıza iletilecek."

Sabırsızlıkla bekliyordu.

Gerald aralarına katıldığında müsteşarlar ayaklandılar.

"Anlaşma sağlandı mı?" diye soran Gerald'a bakmakla yetindi.

"Bay Artuklu'yu kısmen memnun ettiğimizi düşünüyorum."

"Teşekkür ederim, Frank. Olumlu yaklaşım işleri hızlandırıyor."

"İmkanlarım dahilinde ne varsa, Gerald."

Lobideki uğurlama sonrasında saatini kontrol etti. Bir sonraki toplantısına henüz iki saat vardı. "Henüz yemek yemedim. Katılmak istersen..." Gerald reddetti. "Zeynep ne istiyor?"

Damat Kaçırma (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin