Birinci Bölümün Yavrusu

36.2K 1.5K 170
                                    

Yasin'i İkna Etmeliyiz!


Hala Aras ve Elif gerçeğini sindirememiştim. Bir de bebekler mi? Ah! Bana bir şeyler oluyordu. Tamam, ortaya bir fikir koymuştum. Mehmet Ayaz Artuklu'yu kaçırmak gibi... Bir insanı kaçırmaktan bahsediyoruz, Leyla. Akıl tutulması yaşadığımı kabul ediyordum. Ya da aklımı kaçırmak mı? Başım çatlamak üzereydi. Çekmecelerimde ağrı kesici bulmak umuduyla koltuğumdan kalktım. Mehmet Ayaz Artuklu'yu kaçırmak! Mehmet Ayaz Artuklu'yu kaçırmak! Mehmet Ayaz Artuklu'yu kaçırmak! Düşüncesi bile ellerimi terletiyordu. Parmaklarım geriliyordu.

Allah aşkına! Hangi akla hizmet birini kaçırmayı düşünebiliyordum?

Bütün çekmecelerimi karıştırmama rağmen aradığım ilacı bulamadım.

Odadan çıkma durumuna dirensem bile ilaca duyduğum ihtiyaç hayati boyuttaydı. Ayaklarımı sürüyerek koridora geçtim. Asansörden Eren'le çıkan annem, beni görünce şaşırdı. "Evde miydin?"

"Başım ağrıyor." Diyerek kıvırdım.

"İlaç gönderebilirim."

"Mutfağa ineceğim."

Eren'in saçlarını karıştırarak yanlarından geçtim. Arkamdan söylenmesini duymazdan geliyordum. Lakin şu an kimseyle laf yarıştıracak halim yoktu. Basamakları koşarak indim. Merdivenlerin gerisine uzanan koridoru geçip birkaç basamak daha indiğimde mutfaktaki Aras'ın sesini işittim.

Beni fark edince panikle yutkundu.

Ben stresten ölmek üzereyken burada kendine ziyafet mi çekiyordu? "Sana inanamıyorum."

"Stresliyim." Bir parça börek daha ısırdı. "Stresimi yenmem gerekiyor."

Gerçekten mi? Şurada stres yarıştırmak istiyorsa titreyen ellerimi gösterebilirdim. Bir ilaç isteyerek Aras'ın karşısındaki sandalyeye yerleştim. Tabağını önünden çektim. Evet, bana itiraz edebilirdi. O zaman ben de bu bahaneden faydalanıp iki saat önceki kararımdan vazgeçebilirdim. Her şeyi yapabilirdim. Güç bende!

"Ne düşünüyorsun?"

"Güç bende artık!"

"Bir He-man'liğin eksikti."

İlacımı getirdiklerinde ikimiz de sustuk. On saniye sonra bizden uzaklaşıp tezgahların diğer tarafına dolanan kadına baktım. "Annem ve Eren geldiler."

"Seslerini duydum." Tabağı kendine çekti. "Bizi biraz da çaylasanız." Diye seslendi. "Biraz düşündüm." Beni korkutuyordu. Bulduğu en yaratıcı fikir sevgilisini kaçırmak olduğunu göz önünde bulundurursam Aras'ın düşünmesine müsaade etmemeliydim. "Yasin'den yardım almalıyız." Diye fısıldadı.

"Ne?" Yasin'den yardım almak mı? Masanın üzerine eğilirken "Delirdin mi?" diye sordum. Delirmiş olmalıydı. Yasin'in güvenlik müdürü olduğunu biliyordu, değil mi? Üstelik doğruca babama bağlıydı. Bizi anında... A-NIN-DA! Babama söylerdi. Hızla başımı iki yana salladım. Olmazdı. "Saçmala-"

"Esas sen saçmalama!" diye çıkıştı. Ona sesini düşürmesini işaret ettiğimde arkasını kontrol etti ve duyulup duyulmadığını anlamaya çalıştı. "Tek başına adam kaçıracak halin yok." Neredeyse ben bile duyamıyordum. "Tek başına bu tehlikeye girmene de müsaade edemem."

"Ya ne yapacağız?"

Tezgahın bu tarafına dolanan hareketi fark edince doğruldum. Çay fincanları önlerimize bırakıldı. Mutfağın ortasında adam kaçırma... Pardon! Damat kaçırma planı yaptığımıza inanamıyordum. Bundan çılgınca olan tek şey bu planı yarın hayata geçirmemizdi.

Damat Kaçırma (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin