Yarım saat önce tutsağım olan biri tarafından tutsak edilmiştim.
İçeriden kırmızı bir kablo ile geri dönmüştü. Gaipten bir ses onun arabama ait olduğunu söylüyordu. Bütün gece elini kolunu sallayarak anahtar arayan birisi, üstelik bunu ben şuradaki koltukta uyurken yapabiliyorsa, bir yolunu bulup arabama da ulaşmış olabilirdi. A-aaa! Çıldırmama ramak kalmıştı. Nasıl yapabilirdi? İmkansızdı! İnsan yetenekleri dâhilinde, duvarlardan geçemiyorsan mümkün değildi. Galiba kafayı yemek üzereydim. Hızla bana yaklaştı. Kolumdan kavradığı gibi iyi ayağım üzerine kaldırdı. "Yürü bakalım."
"Ne-nereye?" Bir şey söylemeden çekiştirmeye başladı. Bizi evin dışına çıkarması on saniye bile sürmemişti. "Bekle! Gidemeyiz."
"Gerçekten mi?" Canımı yakıyordu. Parmaklarının kavrayışı derimde feci şekilde iz bırakacaktı. Arabaya yaklaştığımızda beni kapının önünde bıraktı. "Tek adım atacak olursan-"
"Beni kaçamayacağım yerlerimden vurursun." Sözünü kestiğim için kaşları çatıldı.
"Hayır, güzelim... Vahşi doğanın işini bitirmesi için burada bırakırım." Kabul ediyorum, bu hepsinden de etkili bir tehditti. Sözüne itaat ettim. Kıpırdamadan beklerken Mehmet Ayaz Artuklu ön kaputu açtı. Kabloyu bir yerlere bağladı ve yarım dakika sonra geri kapadı. "Gitmeye hazırız." Bizi geri götürme konusunda kararlıydı. Başımı salladım hızla. Onu bir şekilde durdurmak zorundaydım. "Direnmeyi aklından bile geçirme, Leyla. Seni bütün halinle ailene teslim etmek istiyorum."
"Lütfen, açıklamama izin verin."
"Sen şansını kaybettin, güzelim." Beni kolumdan yakaladı tekrar ve kapıyı açıp koltuğa oturttu. İnmek için dönmemle önümü kesti. "Bana yaşattığınız saçmalık buraya kadar, Leyla."
"Dinle. Bir sebebi var." Sadece bir kaşını kaldırdı. Dinleyecek miydi? "Bunu yapmak-" Kapıyı yüzüme kapadı ve arabayı kilitledi. Ne? Nereye gidiyordu? Neden eve doğru ilerliyordu? Ne yapacaktı orada? Beni neden arabada kilitli bırakmıştı? Burası güvenli miydi? Belki de dün gece bir şeyler yapmıştı ve birkaç saniye sonra patlayıp havaya uçacaktım. Saçmalama, Leyla. Düşünce sistemimin, Güneş Sistemini terk etmesine fırsat tanımadan kendimi sakinleştirdim. Buradan ayrılabilmek için arabaya ihtiyacı vardı. Bu da geri döneceğinin garantisiydi. Bekledim.
Yaklaşık yarım saat sonra geri çıktı.
Biraz... Garip görünüyordu. Üzerinde eski moda kıyafetler vardı. Neredeyse yirmi sene öncesinin olduklarına yemin edebilirdim. Yaklaştıkça saçlarının ıslak olduğunu gördüm. Sonunu bağlamak zor olmamıştı. Beni burada kilitleyip duş almaya gittiğine inanamıyordum. Diğer yandan... Bulduğu kıyafetler her kimindi, bilmiyordum fakat onu feci şekilde komik göstermeye yetmişti. Hızla arabanın yanına geldi ve koltuğa geçti.
Sadece düğmeye dokunmasıyla arabam çalıştı.
"Bunu nasıl yapabildiniz?"
Emniyet kemerini çekerken bana döndü. "Neyi?" Sakinleşmiş gözüküyordu. Az önce beni oradan oraya savurup kolumdan yakalayıp peşinden sürükleyen adam yoktu. Emin olmak amacıyla biraz bekledim. Başını kaldırdı ve baktı. "Neyi, Leyla?" Oh! Ona ulaşmam için bir fırsattı.
"Bütün bunları nasıl yapabildiniz? Sizi bağladığıma emindim."
"Bıçağı gördüğünü varsayıyorum." Sadece görmek değil hissettiğim de bilinmeliydi. Başımı salladım. E? Devamı... Arabayı hareket ettirirken bütün dikkatini yola vermişti. Konuşma buraya kadar mıydı?
"O kabloyu arabadan nasıl çaldınız?"
Sonuna kadar dönen direksiyonu serbest bırakmasıyla U dönüşümüzü tamamladık. "Camları kontrol etmedin, Leyla. Onlardan rahatça dışarı çıkabildim." Başını bana çevirdiğinde yüzünü görebilmek için başımı kaldırmak zorunda kaldım. "Birini rızası dışında alıkoyuyorsan bütün şartları kontrolün altında tutmalısın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damat Kaçırma (Final)
Storie d'amoreOlaya hiç bu açıdan bakmadım ben. Hayatım boyunca o kadar çok şey kaçırdım ki... Hayaller, dostlar, mutluluklar, güven, aşk, eğlence... Ama bu adam! Kaçırdığım en iyi şeydi.