Yüzüncü Bölüm - Final

45.1K 2.4K 457
                                    

Birinci Kısım


Kapanmaz.

Yaşadığımız üç yılın izleri asla kapanmayacaktı. Unutmayacaktık. Şüphesiz duvarlar da unutturmayacaktı. Babamdan eksik resimler, anılar; babamdan ayrı takvim sayfalarımız... Yaraydı. İyileşmiş olsa da... İzi kalacaktı.

Mutluluklarımız eski neşesine henüz kavuşamamıştı.

Bazen kabuslar görüyordum. Babamı yine almışlar bizden. Bir yerlerden başka kabuslar hortlamış. Kimse dediklerimiz yine cellat olmuş. Baş edemeyeceğim kadar güçlenmiş. Beni yenmiş. Tam vazgeçiyordum ki yanımdaki adamın varlığı ile sarılıp korunuyordum.

Öyle şanslıydım ki...

Mehmet Ayaz'ın yanımda olması öyle büyük bir nimetti ki... Kendime ne kadar güçlü olduğumu söylesem bile hayat neyin karşısında güçsüz kalacağımı öğretmişti. Korkularımın karşısında duramadığım her zayıflığımda Mehmet Ayaz'a tutunmak... Kollarına sığınmak, göğsünde uyumak... İyi geliyordu. İyileştiriyordu. Orada her daim iyi olacağımı bilmekten güç alıyordum.

Rüyalarım bile huzur buluyordu.

İnsanın uykuları gülümser miydi? Benimkiler gülüyordu.

Galiba geçen her gün, içimdeki duyguları çoğaltıyordu. Heyecanları arttırıyordu. Huzuru derinleştiriyordu. Hissettiğim aşk, her yerdeydi. Kalbimde, aklımda, ruhumda, ellerimde, gözlerimde, dudaklarımda... Sevmek ne kadar mümkünse o kadar çoktu.

En çok da onu izleyerek uyuyakalmayı seviyordum.

Teşekkür ederim, Süheyla Anne.

Böylesine harika bir adamın varlığı için, ona kazandırdığın muhteşem karakteri için, anneliğin için... Beni, kardeşimi, hayatlarımızı, diğer tüm hayatları kurtardığın için... Vicdanların en güzeli kadın, merhametlerin en güzeli anne... Süheyla Anneyi hatırlamak kalbimde bir ferahlama yaratıyordu.

Ondan, ailemden, Mehmet Ayaz'dan aldığım güçle daha... Daha güçlü bir Leyla'ydım.

Babamın emekliliği ile başlayan daha büyük bir mücadele içindeydim. Onun senelerdir güvenle yüzdürdüğü bu geminin, yeni kaptanıydım. Binlerce kişinin sorumluluğu... Bu sorumluluğu emanet olarak almak değil, tümüyle üstlenmek... Bambaşka bir noktaya getirmişti beni. Vereceğim her karar, aileleri etkileyecekti. Söyleyeceğim her söz, bu bilincin etkisi altındaydı.

Ben, Leyla Artuklu.

Öyle uzun, karmakarışık bir yoldan geçmiştim ki... Nihayet huzur denilen limandaydım. Kapıldığım tüm umutsuz düşüncelere rağmen her gecemi Mehmet Ayaz'ın kollarında geçirmenin rahatlığındaydım. Bu da benim en büyük motivasyonumdu. En sakin uykularımdı. En güvenli kararlarımdı. En canlı hayallerimdi. Hayattı.

Mehmet Ayaz ile dolu rüyalar dışında başka bir ihtimal düşünemiyordum. Son zamanlarım hariç!

Limon...

Daha çok limon...

Her yer de limon...

Mis gibi de kokuyorlardı. Uçsuz bucaksız limon bahçesinin içinde yürümekten daha güzel ne vardı. 'Leyla.' Adımın nereden geldiğini bulmak için döndüğümde annemi bir masanın başında buldum. Kocaman bir salata tabağına, kestiği limonları sıkıyordu. Sularının şarıl şarıl aktığını görmek bile ağzımı şapırdatmam için yeterliydi. Çekime engel olamadım ve masaya doğru yürüdüm. Bir yaz akşamüstünde buz gibi limonata, limonlu dondurma, limon...

Damat Kaçırma (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin