Kırk Birinci Bölüm

51K 3.2K 492
                                    

           

İşte bu bir dramdı.

Mehmet Ayaz'ın koridoru geçme hızı benim bir adım gerilememe yetecek kadar süre tanıdı. Tam karşımda durduğunda suçluluk duygum ile boğulmak üzereydim. Bir saniye! Neden kendimi kötü hissediyordum ki? Zeynep'i, bir alçaktan koruyor olmamın nesi yanlıştı? Onu bir katilden koruyorum. Duygularını ve sevgisini öldüren bir katilden... Yasalar suçlu görmese de vicdan mahkemesinde yargılanması idamla hükümlüydü.

"Yaptığımı açıklamak zorunda değilim."

Sessizliğinden burada konuşmayacağımızı anladım. Birkaç dakika için Gerald denen insanlık müsveddesi ile ilgilendi. Burnu için bir odaya aldıklarında onlarla gitmedi. Beni kolumdan yakalayıp asansörlere doğru sürüklemeye başladı.

"Canımı yakıyorsun."

Yavaşladı.

Asansörlere girmeden önce Yasin'e döndü. "Kafası için buz gerekiyor." Bizi birkaç dakika yalnız bırak demenin en kesin yolunu seçti. Doğruca zemin kata inerken Yasin'in nereye kaybolduğunu anlayamadım. Kendi aracıma gitmiyordum. Biraz ileride onunkini yakaladım. Yaklaştığımızda benimle aynı tarafa dolandı. Kapıya ulaşıp bir an önce içeri girmek istiyordum ki Mehmet Ayaz daha önce davrandı. Kapıyı tutan koluna takıldım. Çekilmekte geciktim ve diğer elini, arabanın üstüne uzattığında kollarının arasına hapsoldum.

Kaçma faslı buraya kadar Leyla Karaca.

Sesi, resmen kafamın içindeydi. Tamam! Benden istediğini yaparak döndüm ve doğruca gözlerine baktım. "Ziya Bey araya girmeseydi onun..." Öfkeden yumruklarımı sıkmaya başladım. "Başka yerlerini de patlatacaktım." Bacak arası gibi... Sadece burnu ile kurtulduğu için çok şanslıydı.

"Karışmayacağına söz verdin, Leyla."

"Zeynep'i öyle gördükten sonra-"

Net bir hareket ile reddetti. "Zeynep kendi kararlarını alabilecek bir yetişkin, Leyla. Yaş olarak da senden büyük." Yardıma ihtiyacı olduğu gerçeğini değiştirmezdi bu. "Hiç doğru bir hareket değildi, Leyla. Sana da yakışmadı."

Ciddi miydi? "Nasıl oluyor da kardeşini bu kadar üzen bir adamın tarafını tutabiliyorsun?"

"Zeynep'in de hataları var."

"Çok sevmek gibi mi? Onun çocuğunu doğurmak gibi mi?"

"Hatıralara saygı göstermemek gibi... Yaraların iyileşmesini bekleyememek gibi... Daha da kanatmak gibi... Neredeyse bir çuval inciri mahvetmek üzereydin. O adam buraya gelebilmek için bir günde dört ülke değiştirdi." Söyledikleri ilgimi çekmiyordu. Başımı çevirip konuşmayı sonlandırdığımı belittim. Kapımı açtı. Ben koltuğuma geçerken biraz daha oyalandı dışarıda. Telefonla konuştuğunu gördüm. Yasin geldi ve buz torbasını aldı. Onu gönderdiğine göre şu andan itibaren tek başımaydım.

"Şunu başına tut." Emrin olur, Mehmet Ayaz Artuklu! Daha fazla laf işitmemek adına söylediğine uydum. Birkaç saniye sonra doğruca köprü yoluna çıktık. Beni eve mi götürüyordu? Dikiz aynasından arkamızı kontrol ettim. Yasin hemen peşimizdeydi. "Yasin'le de gidebilirim."

Kısa bir için baktı. "Buzu başına tut, Leyla."

Hangi ara çektiğimi anlamadığım torbayı alnıma yasladım. Acıttı.

"İkili ilişkilere başkalarının karışmasından hoşlanmam, Leyla. Bunu saygısızlık olarak algılarım." Birçok kişinin öyle algılayacağından şüphem yoktu. Hadi ama Leyla, dürüst ol. Annemin böyle şeyleri sormasından hoşlanmazdım. "Zeynep ve Gerald'ın ilişkilerinin nasıl göründüğünü bizi ilgilendirmez. Oldukları nokta ikisinin sorumluluğunda... Bir daha dahil olmanı istemiyorum."

Damat Kaçırma (Final)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin