Tarifsiz bir baş ağrısının, ağırlığı ile kendime geldim.
Gözlerim zonkluyordu. Uyku halimin dağılmasından ötürü ayılma sürecimi uzatmadan göz kapaklarımı kaldırdım. Odamdaydım. Kendime gelmek için tanıdığım birkaç saniye de dün geceye dair her şey belirdi. Mehmet Ayaz ile gerçekleştirdiğim bütün konuşmalar canlandı zihnimde.
'Sen kaçırdığım en iyi şeysin.'
Beynimdeki sıcaklık bir Süper Nova seviyesine fırladı.
Bunu söylemiş olamazdım. Hızla yerimden fırladım. "Aman Allah'ım!" Ben yaptım böyle? Kim bilir ne türlü anlamlar çıkarmıştı? Aptal kafam... Aptal! Aptal! Aptal! Kendime belki de on kez vurmama rağmen cezamı yetersiz gördüm. En sonunda başımı, ellerimin arasında sıkıştırıp geri yastığa düştüm. O an yalnız olmadığımı fark ettim.
Bakışlarımı sola çevirdiğimde yatağımın diğer tarafındaki ikinci kişiyi fark ettim.
Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Mehmet Ayaz? Dünyamın bir saniyelik kararması, yastığa dağılan uzun saçları fark ettiğimde dağıldı. Şu anın şoku ile ölmediğime göre rahat yüz sene yaşardım. İyi de yatağımdaki kimdi? Bir kolum üzerinde yükselip yanımdaki bedenin üzerine eğildim. Biraz öne çıkmamla netleşen yüz profilini hemen tanıdım.
Elif, gece burada mı kalmıştı?
Tabi ya!
Dün akşam bebekler için konuşacaklardı. Tümüyle unutmuştum. Başarmışlar mıydı? Elif'in yatağımda olmasını başka türlü açıklayamazdım. Peki, bizimkiler ne yapmışlardı? Babam çıldırmış olmalıydı. Annem... Ah, sanırım bayıldığını tahmin etmek zor değildi. Aras hala hayatta mıydı? Aklımda o kadar çok soru vardı ki dayanamadım. Elif'in omzuna hafifçe dokundum.
"Elif..."
İkinci tekrarlamam ile hemen kendine geldi. "Leyla?" Saçlarını geriye atıp gözlerini ovaladı. Bana dönerek oturur konuma geçti. "Günaydın."
"Sana da..." Üzerinde bana ait bir pijama takımı vardı. Ben ise hala dün geceki elbisemleydim. Burada neler oluyordu? "Her şey yolunda mı?"
"Sanırım."
Sanıyor muydu? "Aras nerede?"
"Baban evden kovdu."
Ne? "Aras burada değil mi?" Başını iki yana salladı. "O zaman sen..." Nasıl bir teori üretirsem üreteyim mantığa uygun hale getiremedim. "Neden benim odamdasın?"
"Aras burada güvende olacağımı söyledi. Anneniz, Hanzade Hanım da burada kalmamı istediler. Diğer odalarınız misafir ağırlamaya uygun değilmiş sanırım." Doğru ya... Bütün kumaşlar değiştiriliyordu. "Rahatsızlık vermek istemezdim."
"Hayır. Rahatsızlık değil. Şaşırdım sadece..." Özellikle Mehmet Ayaz sandığım o birkaç saniye de... "Babamlar ne tepki verdi? Şoka girmiş olmalılar."
"Ben kalplerine inecek diye çok korktum. Suphi Bey başta bağırıp çağırmaya başladı." O tablo, hiç eksiksiz gözümde canlanıyordu. "Hanzade Hanım da fenalaşır gibi oldu. Bir süre Aras'ı dinlemediler hiç. Sonra sakinleşmeye başladıklarında daha kolaydı. En azından babama kıyasla sizin ailenizle iletişim kurmak daha mümkün..." Yüzündeki gölgelenme içindeki üzüntüyü olduğu gibi dışa vurdu. Elini, benimkilerin arasına aldım. "Kabullenmesi için zamana ihtiyacı var."
Şu bir gerçekti ki Aras'ın aksine bu kız mantığı her şeyin önüne koyabiliyordu. "Bizimkiler hemen kabullendi galiba."
"Tüm gerçekliğim ile karşılarında olduğum için fazla zorlanmadılar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damat Kaçırma (Final)
RomanceOlaya hiç bu açıdan bakmadım ben. Hayatım boyunca o kadar çok şey kaçırdım ki... Hayaller, dostlar, mutluluklar, güven, aşk, eğlence... Ama bu adam! Kaçırdığım en iyi şeydi.