Neden babam bu dünyadaki en inatçı insanlardan biri olmak zorundaydı? Az sonra uyduracağım hikâyenin inandırıcılığı hakkında en küçük bir şüphe duyarsa kendime geçmişler olsun demekten başka bir şey kalmıyordu. Bir saniye için Aras' a baktım. Çaresiz bir yüz ifadesiyle karşılık verdi. Gerçi şu aşamada ağzından bir kelime kaçırması bizim için felaketti. Lütfen ben bir şeyler bulana kadar sessiz kal. Galiba aklımdan geçenleri anladı. Belli belirsiz başını eğmesi topun bende olduğuna işaretti.
"Dinliyorum, Leyla."
"Beni kimse kaçırmadı, baba."
"Kendi isteğinle gittin yani."
Annem adımı söyleyerek yerinden kalktı. "Hayır!" Evet. Galiba bu sorgulamadan sağ çıkabilmek için kafamın içindeki sesleri susturmalıydım. "Olanların nasıl göründüğünü biliyorum. Sizi bu durumda bıraktığım için özür dilerim."
"Bir özür değil, açıklama bekliyorum, Leyla. Düğünden birkaç saat önce ortadan kaybolan damatla birlikte geri dönüyorsun." Ellerini dizlerine vurdu. Alfa Karaca çok kızgın! "Hem de ellerin kelepçeli..." Bakışları Aras' a kaydı. "Sana ne demeli? Aralarında bir şey olduğunu-"
"Baba." Düşün, Leyla. Bu konuşma bir yere varmıyordu.
"Hamile misin, Leyla?"
Ne? "Anne!" Hayır. "Saçmalama." Bunu nasıl düşünebilirdi? Gözlerim yaşarıyordu sanırım. "Bana olan güvenin..." Nerede hata yapmıştım acaba? Aslında iyi geçiniyorduk. Aramızda pek öyle sorun olmazdı. Tamam, anlaşamadığımız konular elbetteki oluyordu. Ama iletişim kurabiliyorduk biz. Bu, ne zaman bozuldu? Yerimden kalktım. "Nasıl istiyorsanız öyle düşünmekte özgürsünüz."
"Otur, Leyla."
"Dinlenmek istiyorum, baba. Çok yorgunum. Uyumaya ihtiyacım var." Omzumda bir el hissettim. Daha sonra bana sarıldığını anladığım Aras' a yaslandım. "Benimle yukarıya gelir misin?" İtiraz etmedi. Ona yaslanarak salondan çıktım,
"Tüm olanlar için çok üzgünüm, Leyla."
"Rol yapma konusunda iyisiniz."
"Haberleri izledin mi?"
"Her saniyesini..." Hem de Mehmet Ayaz ile birlikte... "O da gördü." Asansörün önünde durduk. Anlamsız bir ifadeyle bakıyordu. Konuşmanın devamı için tümüyle yalnız kalmayı beklemeliydim. İçeri girene kadar sustum. Aras, odamın olduğu ikinci katın düğmesine bastı. "Her şeyi biliyor. Kendine gelir gelmez kim olduğumu söyledi. Karaca adını mahvedeceğine yemin etti."
"Ve?"
Ne olurdu sanki şirket işleriyle benim kadar ilgili olsaydın sevgili ikizim? "Ciddi boyutlarda zarar verebilir. Subaşı şirketlerini istiyor. Sadi Subaşı ile ilgili bir durum var. Detayları bilmiyorum."
"Elif'e soracağım."
Bilmesi bir ihtimaldi. "Onunla bir anlaşma yaptım." Asansör durdu. Koridorda biriylr karşılaşma ihtimalimize karşı sustuk. Odama kadar karşılıklı olarak bekledik. İçeri geçer geçmez pencerenin önündeki koltuğa yürüdüm. "Bana bir ay zaman tanıdı."
"Az önceki aileleri karıştırmama meselesi falana-"
Başımı eğdim. "Bizi uyarmaya geldi. Bu konuda ciddi... Eğer anlaşmaları çekecek olursa sıkıntılı bir sürece gireriz, Aras. Küçülme politikası bile izlemek zorunda kalabiliriz." Bu da babamı derdinden öldürürdü herhalde,
"Plan nedir?"
Açıkçası aklımdan geçenler beni bile korkutuyordu. "Sanırım Mehmet Ayaz Artuklu'yu bir yerlere kilitlemeyi planlıyorum." Bütün sorunların merkezinde o olduğunu düşünürsem... Kesin çözüm olurdu. "Gerçekten biraz uykuya ihtiyacım var. Gerginlikten bütün sinirlerim ağrıyor." Aras, bacaklarımı yakaladı ve kucağına çekti. Baldırlarıma bastırması harika hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Damat Kaçırma (Final)
RomanceOlaya hiç bu açıdan bakmadım ben. Hayatım boyunca o kadar çok şey kaçırdım ki... Hayaller, dostlar, mutluluklar, güven, aşk, eğlence... Ama bu adam! Kaçırdığım en iyi şeydi.