Luck 🍀

977 137 162
                                    

This is My Kingdom'daki Alec'ten sonra buradaki Alec'e hepiniz kafa göz dalmak istiyorsunuz eminim. Orada daha çok fiziksel kaoslar varken burada psikolojik kaoslar oluyor. Sanırım psikolojik olması insanın sinirini daha bir bozuyormuş...

3. Kişi Ağzından:

Alec gittikten sonra Abel oğlunun yanına gitmişti ama Magnus uzun bir süre konuşmadı. Elinde duran kolyeye bakıyordu.

"Onun kolyesi mi?"

Magnus kafa sallayıp kolyeyi yana bıraktı.

"Kolyeyi yok ettiğimi sanıyor ama bunu yapamazdım."

"Saklamak istersen saklayabilirsin."

"Anne bu sefer her şey bitti, bunu hissediyorum. En azından benim açımdan her şey bitti. Bana hiçbir zaman güvenmeyecek ve saygı duymayacak. Onunla bir geleceğimiz olamaz."

"Sana hiçbir zaman ilk evliliğimin neden bittiğini anlatmamıştım değil mi?" Deyip oğlunun yanına oturdu Abel.

"Hayır anlatmadın."

"Aslında başlarda onu severdim. Bana karşı sert ve tutucu tavırları vardı ama yine de... bana değer veriyor sanıyordum. Sonra... bir çocuk istedi ben de tamam dedim. Ama ne yaparsak yapalım bir çocuğumuz olmadı ve bu konuda sürekli olarak beni suçladı. Değersizleşmeye başladım onun yüzünde. Öyle olunca halk ve askerler bile bana saygı duymayana başlamıştı."

"Bu çok kötü olmuş."

"Sonra bir gün... sınırı aşan bir şey yaptı. Başka bir kadınla birlikte olmaya başladı. Sorunun bende olduğunu ispat etmeye çalışıyordu ama onunla da bir çocuk sahibi olamadı. Ben de ondan uzaklaştım, bir daha yatağına girmedim. Bana daha kötü davrandı. O zamanlar bana iyi davranan tek kişi ise babandı ve ben ona istemeden aşık olmuştum."

"O da sana aşık olmuştu tabii."

"Bana kötü davrandığını biliyordu ve kafayı yiyordu. Sonrasında görüştüğümüz öğrenildi. Devamını biliyorsun zaten. Kısaca, Alec senin içn doğru kişi olabilir ama olmayadabilir. Belki ikiniz için de böylesi daha iyi olacaktır."

"Ben onsuz olmak istemiyorum ama beni buna mecbur etti."

Abel oğlunu kendine çekip sarıldığında Magnus tekrar ağlamaya başladı ve güçsüz düşene kadar da ağlamaya devam etti.

....

"O çok yorgun, hiçbir şey yemedi bütün gün."

Abel kocasına olanları anlatmıştı.

"Uyuyor mu şu an?"

"Hayır, içeride yatıyor. Rengi filan çok solgun."

"Onu kontrol edeyim."

Asmodeus odaya girdikten sonra hızlıca oğlunun yanına gitmişti.

"Benim minik bebeğim üzülmüş mü bugün?"

"Baba... artık çok yoruldum ben. Annem anlattı mı? Ona aşk büyüsü yaptığımı sanıyor."

"Aptallık ediyor, kendi kendine zarar verecek böyle yaparsa. Hem sen de bir şeyler ye, çok solgunsun."

"Canın istiyor mu diye sorsana."

Magnus babasına döndüğünde Asmodeus elini onun alnına koydu.

"Hasta görünüyorsun."

"Öyle hissediyorum."

"Sen genelde hasta olmazsın." Deyip eliyle oğlunun kalbini dinledi. "Bir sorun yok gibi."

"Asmodeus, sence o..."

Asmodeus karısına biraz endişeli bir şekilde baktı.

"Aynı şeyi düşünmüşüz. Şimdi anlarız."

"Ne? Ne düşünüyorsunuz? Baba bir sorun mu var?"

Asmodeus elini Magnus'un karnına yerleştirip küçük bir büyü yaparken Magnus ona endişeli bir bakış atmıştı. Asmodeus kısa bir zaman sonra elini çekti.

"Gerçekten, hamile kalmayı nasıl becerdin aklım almıyor."

"Ne? Hamile miyim?"

Asmodeus ayaklandığı zaman Magnus elini istemsizce karnına götürmüştü.

"Ha... hayır. Olsa hissederdim. Büyücüyüm ben. Ve... ve biz hep korunduk."

"O salakların yaptığı basit korunma iksirleri senin gibi güçlü bir büyücüye etki etmemiş olabilir."

"Ne yapacağız şimdi? Alec'e haber vermeli miyiz?"

"Hayır, kimse ona haber vermeyecek!" Dedi Magnus sinirle.

"Magnus ama..."

"Hayır dedim. Bana güvenmiyor. Onu elimde tutmak için bilerek bunu yaptığımı düşünecek. Kendim ona istesem yapardım dedim daha sabah, bunu yaptığımı sanacak."

"Ne yapmayı düşünüyorsun o zaman?" Dedi Asmodeus oğluna bakarak.

"Alec eğer kendi isteği ile bana dönecek olursa o zaman bunu öğrenir. Ama dönmezse öğrenmesini istemiyorum."

"Bir prensten çocuğunu saklamak delilik olur Magnus."

"Onu rahat bırakalım, kendi düşüncesi." Dedi Asmodeus karısına bakarak. "Ne isterse onu yapsın."

"Ama bu Alec'e de haksızlık Magnus. Çocuğu olacağını bilmeye hakkı var."

"Bence hakkı yok. Hem belki de bir büyücüden çocuğu olduğunu öğrenirse onu istemeyecektir, bunun garantisi var mı sence anne?"

"Alec'in o kadar gaddar olacağını düşünmüyorum. Asmodues, sen de bir şeyler söyle."

"Ben senin kadar olumlu düşünemiyorum Abel. Alec takıntılı birisi, istememe ihtimalini de düşünmemiz gerekiyor. Ayrıca Magnus haklı, onu bebeği için isteyecek olursa bu Magnus için çok onur kırıcı olur. Ya da belki de Magnus'un bunu bilerek yaptığını düşünecektir cidden."

"Peki ya sonradan bunu başka şekilde öğrenirse ne olacak? Daha çok sinirlenmeyecek mi?"

"Her şekilde sinirlenecek anne. Söylesem de söylemesem de bir şekilde sinirlenmek için neden bulacak ve ben bu durumdan çok sıkıldım." 

"Belki şimdi sinirle böyle düşünüyorsundur Magnus, sonrasında fikrin değişir diye umuyorum."

"Belki ileride ona bir şans veririm ve bunu iyi değerlendirirse ikinci şansı da hak edecek hale gelebilir. Aksi halde buradan gidip bir daha dönmeyeceğim."

Onun dediği şeyin üstüne Abel oğluna sıkıca sarılmıştı.

"Ne karar verirsen ver biz senin yanında olacağız tamam mı?"

"Biliyorum anne, teşekkür ederim. Keşke Alec de aynı şekilde düşünmüş olsaydı. Ama düşünmediği için onunla bir evlilik yürütemem. Bana karşı kafasında soru işaretleri varken ona güvenemem."

"Haklısın." Dedi Asmodeus iç çekerek. "Bir süre bekleyelim, eğer hatasını anlarsa ona şans vermeyi düşünebilirsin."

"Şu an şu konuşmayı duysa sen mi bana şans vereceksin? Hem suçlusun hem de şansı verecek kişi sen misin cidden diye söylenmeye başlamıştı bile. Umarım bu sefer Alec beni yanıltır."

"Umarım yanıltır, öyle olmasını umuyorum."

...

Ben de nedense yine yanıltmaz diye düşünüyorum hadi bakalım.

Bu arada hikaye 70 bölüm olmuş. Ben TMK haricinde hikayelerimi fazla uzun tutmam ve zaten buna da kafamda bir final oluşturdum. O da 30 bölümü bulursa 100 gibi bu hikayeye final yapacağım 💙💙

Should See Me in the CrownHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin