3. Kişi Ağzından:
Isabelle odasına girdiğinde aniden Sebastian'ı odasında görüp şaşırmıştı.
"Burada ne işin var?"
"Sarayda dönen bazı saçma duyumlar geldi kulağıma." Dedi Sebastian gözlerini Izzy'nin üstüne dikerken. "Evlenmek istiyormuşsunuz. Bir prensle..."
"Evet doğru duymuşsun. Annemle konuştum, çoktan kabul etti."
"Gerçekten bunu yapacak mısın?"
"Evet yapacağım ve sana hesap vermek zorunda olmadığıma da eminim. Şimdi odamdan çık."
"Bunu neden yapıyorsun? Aylardır senin için çaba gösteriyorum, seni zorlayan tek bir şey bile yapmadım Isabelle. Tüm kararı, her şeyi sana bırakmaya çalıştım. Gözümün ucuyla bile başka birisine bakmadım bu süreçte. Ve bana layık gördüğün şey cidden bu mu?"
"Kararı benden başka birisine bırakacak halin yoktu herhalde. Farkında mısın bilmiyorum ama ben bir prensesim. Benim herhangi bir fikrime karışma hakkın olamaz!"
"Kendine bu kötülüğü yapmak istiyor musun cidden?" Dedi Sebastian sinirli bir şekilde konuşup. "Ne olacak bir prens ile evlendiğin zaman?"
"Bir krallığa sahip olacağım. Burada abimlerin gölgesinde yaşamaktan kurtulmuş olacağım. Seninle evlenmek bana ne katabilir ki söyler misin bana?"
"Seni sevdiğimi biliyorsun ve bu sana yeterli gelmiyor mu?"
"Sen sadece güç aşığı herifin tekisin tamam mı? Senin beni cidden sevdiğine inanmamı mı bekliyorsun? Clary'nin Jace ile evleneceğini duyduğun zaman kim bilir ne kadar sevinmişsindir sen. Gelip beni çıkarsız sevdiğini düşünmemi bekleme. Sıradan bir hizmetçi ya da halktan birisi olsaydım sanki beni sevecektin."
"Seni güç için sevdiğimi düşünüp gidip güç için birisi ile mi evleneceksin yani? Gerçekten çok tutarlısınız prensesim..."
"Güç için değil, iyi bir yaşam sürmek için bunu istiyorum. Ama sen tam da güç için istiyorsun benimle olmayı."
"Madem öyle, gidip evlenin o zaman birisiyle. Ben bana inanmayan bir kadının peşinden gitmeyeceğim artık. Bir kalbim olduğunu unutmuşa benziyorsun."
"Senin bir kalbin olduğuna hiçbir zaman inanmadım ben. Ve inanmamaya da devam edeceğim."
"Siz nasıl derseniz öyle olsun efendim."
Sebastian başka bir şey demeye ihtiyaç duymadan odadan çıkıp gitmişti. Aslında odasına gitmeyi isterdi ama ayakları istemsizce kız kardeşinin yanına götürmüştü onu.
"Sebastian, iyi ki geldin. Sence düğün töreninde hangi renk giymeliyim, bana yardımcı olur musun?"
Sebastian odadaki birkaç kişiye bakmıştı.
"Onlar çıksalar ya, şu an iyi değilim ben."
Sebastian kendini Clary'nin yatağına bırakırken Clary odadakileri dışarıya çıkardı ve kapıyı hızlıca kapattı.
"Bir sorun mu var abi?"
"Isabelle evlenecekmiş."
"Şey evet... bunu ben de duydum." Deyip Sebastian'ın yanına oturdu Clary. "Onunla yattığınızı biliyorum ve onu sevdiğini de."
"Onu sevdiğimi bilen tek kişi sensin sanırım çünkü kendisi buna inanmıyor."
"Isabelle'in biraz kafası karışmış gibime geliyor. İstersen onunla konuşabilirim."