Arabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?" Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni durmaya teşvik ediyordu. "Ben benim, sen kimsin?" Bu adam da neydi böyle? Böyle espriler(!) hala var mıydı? Acıklı bir inleme sesi sokakta yankılandı. "Ciddi biri olduğumu öğrenemedin herhalde? Gerçi ben senin de ciddi biri olduğunu düşünürdüm. Peki, gösterelim biz sana!" Diğer adamın sert sesi kulaklarımı doldurduğunda tenimden bir ürperti geçti. Mantıklı yanım-ki ne kadar mantıklı bilmiyorum.- buradan derhal gitmemi söylerken süregelmiş şımarıklığım benim kimseden korkmadığımı söylüyordu. Koca bir çığlık sesi sokakta ve aynı anda beynimde yankılandığında ağzım şaşkınlıkla açıldı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Belki de sarhoş olduğum için böyle olmuştu. "Ee, ben kimmişim öğrenebildin mi bari?" "Kerem Sayer!" 29.11.2014 19.08.2017
200 parts