-14.bölüm-
Öğleden sonraki derse girmeden önce gençler bir buçuk saatlik yemek arasında buluşmuşlardı..
Poyraz merdivenlerin başında onu bekleyen seneme bakıp “beni böyle beklediğini bilseydim daha hızlı gelirdim esmer!”
Senem ise topuğunu yere vurarak Poyraza sert bir bakış atmış ve “insan için yemek vakti poyraz! Acıktım hem neden seni ben beklemek zorundayım söyler misin.? Anıl nerede? Ya da doruk?
Poyraz yüzüne çarpık bir gülümseme ekleyip “ her daim yanımda olacaklar diye bir kaide yok güzelim hem anıl aşağıya ineli çok oldu ama
Doruk’u sorma istersen.”Senem “gene hangi kızla?”
Poyraz “bilmiyorum,en son sınıfta bir kızın bacağına numarasını yazıyordu ***.d.d”
Senem “yuh ya! Hakikaten yuh! Türkiye’de dişi bırakmayacak böyle giderse bu..” demesine kalmadan doruk merdivenlerin korkuluğundan aşağı kayarak cevap verdi.
Doruk “böyle bir yakışıklıyla kim çıkmaz istemez kızım! Kim? Ölüyorlar ya,ee ben de napayım okul bitmeden sıkıcı olan hayatlarına heyecan getireyim diye giriyorum işte.”
Senem “gerzek!”
Doruk “sen kendine bak kömür!”
Senem “***lik yapmakta üstüne yok ama biliyor musun? Nefes seni gebertecek!”
Doruk “o niyeymiş?” dedi tek kaşını havaya kaldırarak..
Senem “bugün dört ders arasında kaç tane eskin,yenin ve yeni adayların onunla konuşmak için kızın etrafına doluştular biliyor musun?
Kriz geçirmek üzereydi neredeyse!”Doruk bir elini saçlarının arasına daldırıp “yapma ya! O kadar mı sinirli?”
Senem “ya o kadar! Gerisini sen düşün doruk efendi?”
Doruk ne diyeceğini bilemeden öylece kalakalmıştı merdivenlerde. Ama senemin sesi herkesi kendine getirmişti. “Ayy,daralttınız beni ya. Yemek yemek istiyorum ben. Açım aç! Anlasanıza ya! Ben gidiyorum valla siz de ne haliniz varsa görün!” demiş ve saçlarını savurarak arkasını dönüp gitmişti.. biraz uzaklaştıktan sonra kolundan tutup kendisine çevrildiğini anlayan senem onu tutan kişinin poyraz olmadığını gördüğünde kaşları sinirle çatılmıştı.
Senem “ne oluyor ya?”
Yusuf “sana da merhaba esmer!”
Senem “sakın bir daha bana esmer deme!” diye uyardı genç çocuğu senem..
Kolunu ondan çekip yoluna devam etmek istemesi karşısında tekrardan Yusuf engeliyle karşılaşan senem,az sonra olacakları düşünmek dahi istemiyordu. Çünkü yemekhaneye çıkan her yol aynıydı ve üç yolun başında nerden bakılırsa bakılsın ya Doruk yada Poyraz çıkacaktı. Ki bu daha da vahim bir durumdu. Yemek yerine dayak yemek istemiyordu.. en azından yusufun dayak yiyeceği kesindi…
Senem “önümden çekil!”
Yusuf gülümseyerek “neden?”
Senem “yemekhaneye gireceğim görmüyor musun?”
Yusuf “umurumda mı sence?”
Senem “anlamadım?”
Yusuf “anlatayım o zaman.” Diyip senemin kolunu tuttuğu an poyrazın kükreyen sesiyle karşılaşmışlardı her ikisi de…
Bir yanda korkudan iri iri gözleriyle bakan Senem,diğer tarafta ise mavinin en koyusuna bürünen Yusuf vardı ve tam karşısında ise Öfke ve kıskançlıktan kuduran bir Poyraz..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Teen FictionOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...