2.sezon / 3.bölüm
Nefes,sınıfta sıranın üzerinde oturmuş kitap okuyordu. Senem ise arka sırada Yusuf ile konuşuyordu. Kantinden gelen Serap nefesin yanına oturup omuz attı ve ona bakarak “havalar soğumadan bir şeyler yapalım diyorum!” dedi.
Nefes “olabilir.” Dedi başını kitaptan kaldırmayarak.
Serap bu cevaba sinir olmuştu. Seneme bakıp göz kırptı ve “kara elmas! Kış bastırmadan bir şeyler yapalım mı ?” diye sordu.
Senem hemen “neden olmasın. Ne yapalım?” dedi gülerek.
Yusuf ona bakıp “bence mangal partisi yapabiliriz. Bizde.” Dedi hemen söze girip.
Didem ve diğerleri yağız ile içeri girdiğinde ,Yusuf; yağız’a bakıp “ne dersin kardeşim?” diye sordu.
Yağız seneme olan bakışlarını dikleştirip yusufa döndüğünde “ne konuda?” diye sormuştu.
Yusuf “bizde diyorum, kuzenlerimiz falan da gelir. Tüm sınıf arkadaşlarımızın da katılacağı bir mangal partisi yapalım mı?” diye yeniledi..
Yağız kapıya dayanarak “olur. Hatta mükemmel olur.” Dedi gülümseyerek.
Ali,oğuzhan ve anıl içeri girdiklerinde yusuf’a bakmışlar ve “hayırdır?” diye sormaları üzerine nefes oflayarak “uzun uzun anlatmaya gerek yok. Yusuflarda mangal partisi yapacağız!” dedi ve yağıza bakarak “seninle konuşabilir miyiz?” diye sordu.
Yağız,yaslandığı yerden dikleştiği sırada gülümsemiş ve önden nefesin geçmesi üzerine peşinden yürümeye başlamışlardı. Kimya laboratuarına geldiğinde camın önünde duran nefes yağızın da gelip kapıyı kapamasıyla ona döndü.
Yağız’ın nasılsın sorusuna aldırmayarak “neden senem’e öyle bakıyorsun?!” diye sordu ters bir şekilde…
Yağız,bir an neye uğradığını şaşırsa da derin bir nefes alıp bakışlarını nefese dikti ve “bence bu sorunun cevabını ikimizde biliyoruz.” Dedi direk.
Nefes bir adım yağıza yaklaşırken kollarını birbirine doladı ve tek kaşını havaya kaldırarak “iyi! O zaman bir de şunu bil! Senem’e olan bakışlarını düzelteceksin!”dedi.
Yağız gülerek “anlamadım?!”
Nefes “anlatayım öyleyse. Senem’e olan bakışlarını düzelteceksin! Ona olan bakışlarını kendine saklayacak ve onu üzmeyeceksin!” dedi işaret parmağını yağıza dayayarak..
Yağız “yoksa ne olur?!”
Nefes bir anlık bir şokla “ne mi olur? Ben onun için ezgi ile karşı karşıya geldim!” dedi. Yağız bir adım geri çekilip nefesin yüzüne baktı dikkatlice,nefes ona baktığında başını ellerinin arasına aldı “sahi,ezgi okuldan neden ayrıldı?” diye sordu.
Yağız ,nefesin hatırlamadığını ve olayları kısa kısa kesitler halinde hatırlayacağını hatırlayarak ona baktı bir süre.. konudan sapmış olduklarına sevinip arkasını dönerken nefes kolunu tuttu. “cevap istiyorum!” dedi.
Yağız ona bakarak “senem,abine aşık! Ama buna rağmen Yusuf ile çıkıyor. Onu aldatıyor!” dedi tükürür gibi.
Nefes,iki eliyle yağızı itti ve ona bakarak “senem, yusuf’u aldatmıyor. Abime aşık olması da onun elinde olan bir şey değildi ki. Senem’in ,yusufa kötü davrandığını,onun gururunu incittiğini gördün mü? Buna şahit oldun mu?” dedi var gücüyle.
Yağız “bu bir şeyi değiştirmez!”
Nefes ona bakarak dudaklarını ısırdı ve gözlerini kısarak “sana aldatma nasıl olur söyleyeyim o zaman! senem,Yusuf’a hiç seni seviyorum dedi mi? “hayır!” peki ona onu umutlandıracak bir şey söyledi mi? “hayır!” senem ve Yusuf çıkıyorlar ve senem yusuf’u aldatacak hiçbir şey yapmadı. Onlar birbirinden hoşlanıyor tamam mı? ve bu aldatma olayına girmiyor!” dedi bağırarak..
Yağız kendisine bağırılmasından nefret ettiğini belli edercesine “peki aldatma nasıl oluyormuş.?” Dediğinde nefesin öfkesi bir anda hiç yapmayacağı şeyi yapmasına neden oldu.
Nefes “nasıl mı? hoşlanmıyorum diyerek yalan söylediğinde!” dediğinde yağız ona bakakaldı. Bir anlık bir gülümseme gelip geçerken yüzünden nefesin yüzünün renginin kırmızının her tonuna girişini gördü.
Ona yaklaşıp “ne olursa olsun hep senem öyle değil mi? haklı da olsa haksız da olsa onu savunursun değil mi? kendini hiç düşünmeden?! Değil mi?” diye sorduğunda nefes ona bakıp “öyle! İşine geliyorsa!” dedi..
Yağız arkasını dönüp giderken nefesin bu kadar dik kafalı olmasına tahammül edemiyordu. Ona göre nefesin durumunun tek sorumlusu senemdi çünkü. Kapıdan çıkmadan nefese dönüp “dediklerini düşüneceğim. Ve bu süre içinde etrafında da olmayacağım merak etme!” dedi ve kapıyı hızla çarparak dışarı çıktı. Nefes ise cama döndü tekrardan ve hatırlayamadığı şeylerin boşluklarıyla beraber daha da karamsar olmaya devam etti.
***
Senem derste sürekli nefesin omzuna dokunuyor dikkatini dağıtmaya çalışıyordu. Nefes bir anda ona dönüp “ya rahat dursana ya! Off!” dedi sıkılarak. Merve hoca göz ucuyla didişen kızlara bakıp gülümsedi ve “bir sorun mu var kızlar?” diye sordu.
Senem “ya hocam ya nefes kendisini sevmeme izin vermiyor!” dedi.
Serap “yuh ya! Koca sınıfta,alenen! Ohaaaaa be!” dedi dideme dirsek atarak.
Merve hoca “teneffüsü bekleyin kızlar. Yada iki ders sonra zaten eve gideceksiniz.” Dedi tebessümle.
Didem “hocam nefesi bilmem ama senem sabredemez ya! Aşmış o!” dedi gülerek.
Senem “sıra sana da gelir yavrum ama öncelik nefesimin.” Dedi yanağından makas alarak.
Nefes inatla sesini çıkarmıyordu. Senem sonunda pes ettiğinde önünde oturan ayşegül’ün omzuna vuran nefes eğilerek “senin neyin var?” diye sordu.
Ayşegül bir an panikleyip “hi-hiçbir şey!” dedi ve önüne döndü. Nefes ve senem birbirlerine bakıp önlerine geri dönmüşlerdi.
Öğlen arasında sınıflar boşaldığı için kızlar dağılmıştı etrafa. Nefes ise koridor da Anıl’ın yanında olta atıyordu.
Anıl “ya kızım otursana şuraya!” dedi.
Nefes ona bakıp “canım sıkılıyor. Çok canım sıkılıyor!” dediğinde anıl ona bakıp “hadi gel doruk’u arayalım,bir sesini duyalım!” dediğinde nefes gözlerini açarak “onun sesini falan duymak istemiyorum. Ne onun ne abimin. İkisi de oldukları yerde ne haltlar yerlerse yesinler!” dedi sinirle.
Anıl nefesin üzüldüğünü biliyordu ve ona yaklaşacakken nefes ona dönüp “şefkate ihtiyacım var gibi mi duruyorum ben? Bazı şeyleri hatırlamıyor olmam aciz gibi durmama mı neden oluyor?”
Anıl ayağa kalkarak “nefes..” dedi.
Nefes “offf,canım sıkılıyor. Ama niye canım sıkılıyor onu bile bilmiyorum! Benim bir şeyler yapmam lazım;!” dedi.
Anıl “tamam sakin ol önce!” dedi ve nefese bakarak “ne yapacaksın ki?” diye sordu.
Nefes “abimin yanında oturan ve sürekli etrafında dolanan şu kızın adı neydi? Hah,Sümeyye! Onun rahatını bozabilirim pekala!” dedi.
Anıl kahkaha atarak “yuh! İstanbul’dan Ankara’yı mı karıştıracaksın!” dediğinde nefes “canım sıkılıyor ve merak etme doruk pehlivan da bundan nasibini alacak! Beril mi sebil mi ne?! Görecekler!” dedi ayağını yere vurup giderken.
Anıl gülerek “nereye?!” diye sordu.
Nefes ona baktı ve güldü “plan yapmaya! En azından nasıl plan yapıldığını hatırlıyorum!” dedi göz kırparak.
Anıl cebinden çıkardığı telefonla poyrazı aradığında gülüyordu.
Poyraz “ne oldu oğlum?!” dedi.
Anıl “ahhaha,bizim küçük şeytan uyandı ağabeycim. Sümeyye’ye söyle, yanından yangın tüpünü ayırmasın!”
Poyraz “o niye ya? Ne oluyor oğlum?” dedi anlamayarak.
Anıl sonunda gülmeyi keserek “ nefesin alev topları yerinden fırlatıldı ağabeycim ve önce Ankara sonra bursa olmak üzere hedeflerine doğru yola çıktılar!” dediğinde poyraz da gülmeye başladı.
Poyraz “ahhh,nefes ah!”
Anıl “hahaha,asıl eğlence şimdi”
***
Nefes,senemin yanına gidip oturdu ve senem başını dizine koyarak ona baktı “canım sıkılıyor nefes” dedi senem.
Nefes “benim de.”
Senem “ne yapalım?”
Nefes “bachata!”
Senem başını kaldırıp “bachata mı?”diye sorduğunda nefes “evet ,bachata. Hazır bizimkiler de yok. Yapamazsınız ,sizi gebertirim diyen de olmadığına göre neden yapmayalım ki?” dedi seneme bakıp.
Senem,oldu olası bachata yapabilmek için yanıp tutuşuyordu ama poyraz ve doruk ikilisi buna bir türlü izin vermiyordu. Nefesin yaptığı teklif çok cazip geldi ve ona gülümseyerek “sen” dedi yanağına kocaman bir öpücük bırakırken “sen birtanesin! Senin eşin benzerin yok!” dedi öptüğü yeri ısırırken.
Nefes canı yandığı için “hayvan mısın ya! Offf! Niye ısırıyorsun ki? Yaaaaaaaa,ıyyyyy!” dedi ağlamaklı bir ifade ile.
Senem gülerek “kıyamam ya!” dedi.
Nefes “yok yok! Bu böyle olmayacak. Eve bir gidelim mehir teyzeye söyleyeceğim “dedi kollarını sıyırarak. “şu halime bak ya. Vampir gibi her yerimi ya emiyorsun ya ısırıyorsun,kudurdun mu? Aşıların mı eksik senin ya. Anladık seviyorsun ne diye bana zarar veriyorsun yaaa!” diyerek ağlamaklı oldu nefes.
“Senem,onun bu hallerini seviyordu. Evet,canını severken çok yakıyordu ama elinde değildi ki.. en çok onu öyle bağırtmayı seviyordu,sinirden kızarıp,ağlayan hallerine bayılıyordu. Ne olursa senem haklıydı nefes kayıtsız şartsız sesini çıkaramazdı. Senem bunu ona hep hatırlatırdı!”
Beraber sınıfa girdiklerinde ikisi de şok oldu. Ayşegül öğretmen sandalyesinde oturmuş ağlıyordu. Nefes ve senem ayşegül’ün yanına koştuklarında nesi olduğunu sormuşlardı. Ayşegül ağlayarak ellerini birleştirdiği yerden kaldırdı ve senem’in çığlık atmasına neden oldu.
Senem”ayyy! Bileklerini mi kestin?” diye sorduğunda Ayşegül hıçkırarak “ben” dedi “ben hamileyim” dediğinde senem ve nefes birbirlerine baktılar. Senem elleri birbirine dolaştığında nefes kımıldayamıyordu. Serap,Tuğçe, bade ve didem kapıdan içeri girdiklerinde senem “kapıyı kapatın!” diye bağırdı.
Kızlar kapıyı kapatıp yanlarına geldiklerinde ayşegül’ün halsiz bedenine bakakaldılar. Serap direk “ne oluyor lan? Bu ne kızım?” diye sorunca senem “hamileymiş. Nasıl ne yapılır ki ya?” dedi aceleyle.
Serap “oha! Korunmadın mı kızım!” diye bağırınca didem onu iteleyip “ali’nin haberi var mı?” diye sordu.
Ayşegül “yok. Söyleyemedim.” Dedi.
Kızlar,ne yapacaklarını düşünürken Ayşegül’ün kanaması artıyordu. Nefes ,ayağa kalkıp sınıftan çıktı.
Koşarak yukarı çıkıyordu. Anıl sınıfta olmalıydı o bilirdi. Sonuçta o büyüktü kendilerinden ve o abiydi. Nefes,nefesinin daraldığını hissetti. Kan onda yeni şeyler hatırlamasına neden oluyordu. Başına yine o keskin ağrı saplandı. Koridorun başında durduğunda var gücüyle çığlık attı “Anıl!” diye..
Ses o kadar etkindi ki anıl anında dışarı çıktı tabi beraberinde Yusuf ve yağız da! Üçü birlikte nefese koştuklarında nefes onlara bakıp konuşmaya çalıştı.
Anıl “ne oldu? Ne? Bir yerin mi ağrıyor ağabeycim he? Neren?!”
Yağız “nefes!” dedi sadece.
Nefes kendisini toparlayıp anıla baktı ve “Ayşegül..” dedi. “Ayşegül hamileymiş. Sınıfta ve bacaklarında kan var. Biz ne yapacağımızı bilemedik.” Dedi kekeleyerek.
Anıl hiç düşünmeden aşağı indi ve sınıfa girdiğinde kızlar çığlık attı. Anıl,ayşegülün önünde eğildiğinde “şimdi seninle hasteneye gitcez tamam mı?” diye söylendi ve gömleğini çıkararak ayşegül’e verdi.
Anıl “bunu kanamanın olduğu yere koy ve bacaklarınla sık!” dedi ardından yusuf’a döndü ve “ikinci kata in bakalım Ali efendi nerdeymiş?!” dedi. Ayşegül yaptığını söyledikten sonra anıl ve Yusuf ceketlerini ayşegül’ün bacaklarına doladılar. Kızlara baktığında senem ve didem direk “biz burayı temizleriz!” dediler.
Nefes kapının eşiğinde öylece onlara bakıyordu. Anıl kucağında Ayşegül ile çıkarken bir yandan kulağında telefonla konuşuyordu. “Ahmet! Ben anko! Ticaret’in kapısını aç,acil’e gitmem gerek!” dedi ve telefonu nefese uzattı.
***
Hastaneye geldiklerinde ayşegül’ü hemen muayeneye aldılar. Nefes onlara bakarken ister istemez yağızın elini tuttu. Korkmuştu. Yağız eline değen buz gibi ellere baktığında nefese bakmış ve ona “korktun mu?” diye sormuştu.
Nefes ona bakıp sadece başını salladı. Anıl yanlarına geldiğinde nefesi kendine çekmiş ve “Ayşegül iyi ama bebek maalesef!”dedi ve sonra ekledi “ali ile bir görüşelim bakalım.” Dedi.
Nefes “neden ilişki yaşamak zorundalar. Daha küçük değil mi?” diye sorduğunda anıl ona bakıp “bunu yapabilecek cesareti bulabiliyorlarsa kendilerinde demek ki küçük değillermiş ağabeycim”dedi.
Nefes,ayşegül’ün yanına gittiğinde Ayşegül yine ağlıyordu. Okula nasıl gireceğini nasıl yüzlerine bakacağını söylüyordu durmadan.
Anıl ve yağız çıkış işlemlerini hallettiklerinde birbirlerine bakıp “bu olay duyulmayacak. Ayşegül daha küçük. Kaldıramaz!” dediler ve anlaşıp kızların yanlarına gittiler.
***
Bir hafta sonra
“lannnn! Anıl’ın nasıl rest çektiğini görecektiniz apo’ya!” dedi serap.
“haha,evet bir de ona sakin derdik. Boş çıktı dediklerimiz kardeşim!” dedi didem de..
“Ayşegül nasıl?”diye sordu bade.
“daha iyi. Ve çok daha iyi olacak.” Dedi senem gülerek.
Nefes ise koridorda durmuş duvarı seyrediyordu. Nöbetçi öğrencinin gelip pano’ya afiş asması ile görüşü canlanan nefes afişe doğru yürüyüp okumuş ve bir hışımla afişi alıp anılın yanına çıkmıştı.
Anıl “gene ne oldu?”
Nefes “bilgi yarışması var!” dedi
Anıl “bundan bize ne?” dedi
Nefes “ödülü oku.” Dedi.
Anıl ,eline aldığı afişin ödül bölümünü okuduğunda “hayır,hayır. Ah hayır nefes!” dedi.
Nefes ise “evet evet ah evet! Bu yarışma kazanılacak ağabeycim. Çünkü ucunda Ankara’ya gitmek var!” dedi gülerek.
Anıl “aklından neler geçiyor.”diye sorduğunda nefes ellerini çırparak “ben edebiyatta bir numarayım,kimse beni yenemez geçemez,süperim yani! Senem’in tarihi ve genel kültürü mükemmeldir. Senin matematiğin ve bulabileceğimiz herhangi birinin coğrafyası da iyidir.” Dedi ve devam etti “senem abimi çok özledi. Bahse girerim abim de onu! Ve bu bilgi yarışması Anıl Burak Koca, kazanılacak! Beni anladın mı? kaybetme gibi biir lüksümüz yok! Bu yarışma kazanılacak ve abim ile senem bu yarışma sayesinde büyük ödüle sahip olacaklar”dedi ellerini çırparak.
Anıl gülerek “ahaha,neymiş o?” dedi.
Nefes camdan aşağı bakarak elinde bardakla kızlara bir şeyler anlatmakta olan seneme baktı ve “elbette ki birbirlerine!” dedi sevinçle yerinde zıplayarak.
Nefes “birbirlerine. Ankara’nın kışı soğuktur ama abim seneme sarılınca üşümez ikisi de. Ay mükemmel olacak. Abim senemi görünce mutlu olacak,senem de abimi görünce,ve ben ikisinin de mutlu olduğunu görünce daha mutlu olacağım!” dedi.
Anıl nefesi kendisine çekerek “senden korkulur.” Dedi.
Nefes sınıfın içinde bağırarak “korkun benden korkun!” dedi gülerek..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Teen FictionOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...