2.sezon / 14.bölüm
Genç kadın oğlunun gömleğini ütülemekle meşguldü. Bugün çok önemli bir görüşmesi vardı ve eğer bu davayı alabilirse çok önemli bir konuma getirilecekti. Senem,sokak kapısını açıp içeriye girdiğinde Talu başını kaldırıp Senem’e baktı. İçini çekerek kendisine gelen bu esmer bebeği yine bir Munzurluk peşinde diye düşündü ve bu düşüncesini dile getirerek “Yine ne düşünüyorsun?” diye sordu. Senem,gülümseyerek karşısına geçti ve “Nefes,ne zaman gelecek?”dedi.
Talu bununla durdu ve seneme bakarak “onu ben de en az senin kadar merak ediyorum canım. Ama ne zaman geleceğini bilmiyorum.”dediğinde senem elbisesinin eteklerini tutarak “siz de konuşmadınız değil mi?” diye sordu. Genç kadın yutkundu ve dolan gözleriyle “tam 1 sene oldu gideli. Ve hayır arasam dahi onun yerine başkaları konuşuyor. Pazar günü İskenderun Arenadaymış ama özge öyle söyledi!”dediğinde senem gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve “bu adam daha ne kadar onu yanında tutacak?” diye sordu..
Talu “bilmiyorum yavrum. Altuğ’un dediği gibi, şimdiki zamana odaklanalım! Nefes,eninde sonunda geri dönecek çünkü..”dediğinde senemin dikkati dağıldı ve “altuğ amcamın mı gömleğini ütülüyorsun?”diye sordu.
Talu “yok bebeğim,poyrazın bu. Bugün çok önemli bir görüşmesi varmış. Onun için” dediğinde senemin gözleri iri iri açıldı ve “ben ütülerim”dedi..
Talu tek kaşını havaya kaldırarak “emin misin? Sen ütü yapabiliyor musun?”diye sordu alayla..
Senem ellerini beline koyarak “aşk olsun talu teyze ya! Tamam belki yemekleri kötü yapabiliyor olabilirim ama bu ütü yapmakta da beceriksiz olduğum anlamına gelmiyor..”
“gelmiyor mu?” diye sorduğunda genç kadın gülüyordu.
Senem “yaaa!” diyerek sinirlendiğini belli ederken talu “pekala,zaten tek etek tarafları kalmıştı. Oraları da sen ütüle ve hemen git poyraza ver” dedi. Senem,gözlerini iri iri açıp başını salladı ve “tamam tamam” dedi gülerek. Ütüyü alıp yavaş yavaş kumaşın üzerinde gezdirmeye başladığında telefon çaldı ve yukarda poyrazın ‘ben bakarım’ cümlesini duymadan ahizeyi kaldırdı.
Senem “Alo! ALtuğların evi ben Senem. Kim arıyordu acaba?” diye söylendiğinde poyraz yukarda paralel telefonu kulağından çekip ahizeye baktı. Gülümseyerek ahizeyi kulağına dayadı ve esmerinin konuşmasını dinledi..
“Senem mi?”
“evet senem. Pardon seni tanıyor muyum?” dediğinde Eda karşı taraftan “Seni kara yılan! Adiiii! Geçen gün üzerime ayranı döktün!” diye bağırınca senem gözlerini kısıp “kim kim? Heeee! Hatırladım,kusura bakma jeton köşeli de abla!” dediğinde gülmemek için kendisini zor tutuyordu.
Eda “laf ebeliğini bırak küçük! Poyrazı ver!”
“elimiz de poyraz kalmadı! Onun yerine odun versek,şöyle en kalınından!”
Eda “kızım çıldırtma beni!”
“bakırköye git çıldıracaksan!”
Eda “iyi ya ben de cep telefonundan ararım!” dediğinde Senem gözlerini kısıp “bana bak yelloz! Senin saçını başını vallahi billahi de yolarım! Ne arsızsın be! Poyrazın işi var! İçerde odada üzerini giyiniyor!” dediğinde Eda sevinse mi üzülse mi karar veremedi. Bu kız poyraza çok çektirir diye düşündü ve “yuh! Siz ikiniz!” dediğinde senem nasıl olsa kimse dinlemiyor diyerek “evet,ondan yaptık!” dedi ve telefonu kapattı. Poyraz,yukarda elini ısırıp sessiz sessiz gülerken midesine kramplar giriyordu. Gözleri yaşararak merdivenlerin başına geldiğinde Esmerinin elleri belinde telefona doğru küfür etmesini izledi keyifle… saçlarını arkasında toplayıp kalemle tutturduğunda “aaa bu ne ya!” diye bağırışına gülmeden duramadı genç adam.. senem “poyraz poyraz poyraz! Poyraz,kadar başınıza taş yağar inşallah!” diyerek ellerini havaya kaldırdığında kendisini izlemekte olan genç adam derin bir iç çekti. Senem eline ütüyü eline aldığında hala söyleniyordu. Poyrazın sessizde olan telefonu çaldığında genç adam sessiz bir şekilde konuşmaya başladı. Eda,karşı taraftan işle ilgili bir şeyler söylerken diğer yandan senem ile olan ilişkisinde Allah kolaylık versin diyordu. Senem ise eline aldığı ütüyü mikrofon gibi kullanarak şarkı söylüyordu…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Novela JuvenilOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...