-2.sezon / 40.bölüm-
Sıcak yaz akşamı gibisi yoktur şüphesiz.. hele ki sevdikleriniz de yanınızdaysa.. Altuğ hanedanında türlü türlü koşuşturmaca vardı yine. Akşam yemeği için karşılıklı paslaşmalar devam ederken gençler bir köşeye çeklmiş olan bitenleri izliyorlardı. Ebru mutfakta Leyla ile birlikte Talu’ya yardım ederken Anıl bahçede İsra ve Gazel ile konuşuyordu. Genç çocuk yaşının verdiği haylazlığa inat Anıla bakıp “Doruk nereye kayboldu?”diye sordu. Anıl,İsrayı sevmiyordu ve isra’nın babası İsrafil’i de… kaşlarını çatıp içini çekti ve “yukarda uyuyor.”dedi bıkkınlıkla..
İsra kömür karası gözlerini Anıla dikerek “Nefesin kiminle evleneceğine karar verdiniz mi?”diye sordu. Anılın bakışları mavinin en koyu tonuna laciverte dönüştüğünde sinirden dişlerini sıkmaya başlamıştı. Eğer karşısındaki toy bir delikanlı olmasa şuan onun ağzını burnunu kırabilirdi.. içinden gülerek “sen dua et poyraz ve doruk burada değil. Yoksa onlar kararlarını en acı şekilde gösterirlerdi”dedi sessizce..
Başını sallayarak “nefes daha küçük. Hem o bir eşya değil. Evleneceği adamı kalbi seçecek!”dediğinde İsra arkasına yaslandı ve kendinden emin bir şekilde “küçük olabilirim ama aklım bazı şeylere eriyor BURAK!! Sana Burak denilmesinden hoşlanmadığını bildiğim gibi mesela. Her neyse Nefesin kaderi yada alın yazısı yada kalbinin seçeceği adam çok önceden belirlendi bile! Bunu fallar bile söylüyor!!”dediğinde Anıl sırtını dikleştirdi ve “Senin o fallar annenin ölümüne neden oldu! Yanılmıyorsam kendisini tuvalette asmıştı değil mi?!”dediğinde İsra’nın gözleri nefretle doldu ve “haklısın. Ama senin ki de öldü. Her neyse..”dedi ayağa kalkarak “Abim yani Mikail nefesin karşısına çıktığında hangimizin haklı olduğunu göreceğiz:”dedi hızla anılın yanından uzaklaşarak..
Gazel ise çayından bir yudum aldı ve Anıla bakarak “siz burada yaşaya yaşaya hem adetlerimizi hem de merhameti unutmuşsunuz!”dedi.
Anıl “öyle mi?”
Gazel “öyle!”
Anıl ayağa kalktı ve “haklısın biz arabız. Ama insan gibi insanız. Sizin gibi değiliz. Ve sizin o saçma adetleriniz sadece bir kereye mahsus olmak üzere gerçekleştiriliyor.!”dediğinde Gazel “bu ne cüret!”dedi.
Anıl gülümsedi ve kollarını masaya koyup gazelin üzerine doğru eğildi “bana adetlerimizden söz edene de bakın siz! Kendisi bir zamanlar göğüslerini olduğu gibi açıp Poyrazın koynuna girmeye çalışıyordu. İlginç..”dedi yerinde doğrularak ve “bu hareketlerini Cibril ve İsrafil’in sülalesi duysa seni ne yaparlar sence? Şamda mı asarlar yoksa rabad’da recm mi ederler?! Sanırım bunun üzerinde düşüneceğim!”dedi ve ön bahçeye doğru yürümeye başladı. İçeriye homurdanarak giren Poyraz ve Senemi gördüğünde gülümsedi ve “hele şükür! Sırra kadem mi bastınız ya!”dediğinde üzerindeki gerginliği anladı Poyraz. Senemin elini tutan elini gevşetip yanağına bir öpücük bıraktı “sen içeri gir Esmer. Ben geliyorum.”dedi gayet yumuşak bir şekilde…
Senem ,Poyraza bakarak “tamam.”dedi ve gülümseyerek içeri girdi. Ardından bakan Poyraz ve Anıl içlerini çekip birbirlerine baktıklarında “kadınlar..”dedi..Anıl” bana bakma! Onun üzerindeki etkini takdir ediyorum”dediğinde Poyraz gülümsedi ve elini omzuna atarak “takdire değer bir adam olduğum için ben de kendimi tebrik ediyorum o zaman.”dedi gülerek.
Anıl “haha; ukala ya.”
Poyraz gülümsediğinde durdu ve “İsra ile mi tartıştın sen?”dedi tereddüt ederek. Anıl “hımm”diyerek başını salladığında Poyraza baktı ve “Ne gerek var onlara abi! Niye buradalar ya! Niye? Senin düğünün bizi ilgilendirmiyor mu? Onlara ne?”dediğinde Poyraz “İsra ne dedi”diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Teen FictionOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...