-2.sezon / 32.bölüm-
Genç adam sabah erkenden kalkmış ve aşağıya inmişti. Sinir ve stresinde neden olduğu gerginlikle avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamıştı.
“Anneeeee! Babaaaaaaaa!”diye bağırmaya başladığında odalarında hazırlanmakta olan Talu ve Altuğ aynı anda yerlerinden sıçramışlardı. Kesin bir şey oldu diyerek koşarak aşağıya indiklerinde Poyraz’ı karşısında durmakta olan adama dövecek gibi baktıklarını gördü. Talu elini kalbinin üzerine koyarak “Allah,seni bildiği gibi yapsın emi oğlum?”diyerek başını yana eğdi ve şaşkınlıkla gözlerini kırpıştıran Erdem’e baktı.
“Sen ne ara geldin?”diye sorunca merdivenlerden aşağı inen Nefes “Gece gözümü açtığımda penceremden içeri girmek üzereydi”dediğinde Poyraz “Neee?”diye kükredi. Boğazını ellerinin arasına alınca Nefes “Ağabey ya! Bırakır mısın?”diye araya girdi ve Erdem’i Poyrazın elinden kurtardı. Erdem yutkunarak “Sağ ol Nefes’ciğim” dedi ve ayağa kalkarak umursamaz bir ifade ile “Hayır,koltuğunu yemedik ki. İstemiyorsan ben de gider senin yatağında uyurum!”dediğinde Poyraz genç adamı kedi yavrusu gibi ensesinden tuttu ve “Hayır. Seni ne diye ODTÜ’ye aldılar bilmiyorum ki. Rahat dur lan!”diyerek Erdemi bıraktı ve hazırlanmak için yukarı odasına çıktı. Erdem,gülümsemesini kesip ellerini cebine soktu ve kendisine bakmakta olan çifte bakıp “Gerçekten gergin ha?”dedi düşünceli bir ifade ile. Altuğ elini uzatıp “hoş geldin evlat”dedi.
Erdem “Hoş bulduk Altuğ amca. Kusura bakmayın;gerçekten sizi rahatsız etmek istemezdim ama biliyorsunuz…”dedi Nefes’e dönerek “kızınıza karşı büyük bir hayranlığım var” dedi elini tutup öpmeye başladığında…
Nefes ise güler gibi yapıp “Benim de sulu şeylere alerjim var! Böyle yapış yapış!”dediğinde Altuğ gülme krizine girdi. Talu’ya bakıp “bizim üçüncü çocuk için çalışma yapmamıza gerek yok yavrum. Baksana bunlar doğacak olanları bile 3’e katlıyor” dedi Talu’nun utanmasına aldırmayarak.
Nefes,Erdem ile odasına çıkıp yatağının üzerine oturduğunda “Nasılsın?”diye sordu. Erdem’in her şeyi bırakıp İtalya’ya yerleşmesinin üzerinden bayağı zaman geçmişti ve Nefes onun nasıl olduğunu merak ediyordu.
Genç adam kaşlarını çattı ve “Daha iyiyim. O da buralarda mı?” diye sorduğunda Nefes içini çekti ve “Evet,Doruk ile geldiler. Ama Senem’in düğününe gelir mi bilmiyorum”dediğinde Erdem’e baktı ve “Onu özledin değil mi?”diye sordu. Erdem,bu konuda konuşmak istemiyordu… İstediği son şey Derin’i anmak olurdu herhalde…
**
Senemlerin evinde ise, gerginlik had safhadaydı. Doruk’un lalası ve Senemin dadısı hazırlıklar için dört bir yanda koşuştururken Mert de aralarında kalmaktan sıkılmıştı. Mehir sürekli “Ama Mert sen sürekli oturup durursan evin düzeni bozulacak?”dediğinde Mert karısına bakıp “Ne yapayım Mehir?! Hayır,gitmemi istiyorsanız söyleyin ona göre davranayım!”diyerek sinirini ve sıkıldığını belli etmişti. Saatler sonra kapının çalması ile kız tarafında olacak olanlar gelmeye başlamıştı. Kapıda ellerinde paketlerle sırasıyla
Ebubekir&Didem, Serap&Volkan, Ali ve Ayşegül çiftleri güler yüzle kendilerine bakıyorlardı. Karınları burunlarında olan iki genç kadın da içeriye girdiklerinde önce Senem’i sordular ama Mehir’in “Hala hazırlanıyor”cevabı üzerine gülümsediler. Kapı kapanmak üzereyken Hasan baba ve Tuğçe ellerinde büyükçe bir çiçekle içeriye girdiğinde Mert çiçeği eline aldı. Genç kız gidip Mehir’i öptüğünde o da kızlar gibi yukarı Senemin yanına çıktı..***
“Çiçekler hazır mı?” diye sordu Talu hanım Anıl’a…Anıl “Hazır. Talu teyzem merak etme.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER ( ESMER SERİSİ -3)
Teen FictionOnları bir araya getiren bir kader vardı ortada... Ağlatan... Nefret ettiren... Acı çektiren ve güldüren... Ne olursa olsun bir arada kalmalarını sağlayan bir kader... Esmer'di onlar... Sonsuza dek öyle kalacak, kim ne derse desin hep birlikte olaca...